Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, 506 sayılı Kanun hükümleri gereğince eşi üzerinden ölüm aylığı almakta olan hak sahibinin anılan Kanuna tabi sigortalı babası üzerinden de ölüm aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında davanın kabulüne karar verilmiştir....

    Davalılar, hak sahipliğinin iptaline yönelik olarak Hatay İdare Mahkemesinde açılarak reddedilen kararın doğru ve haklı olmadığını, hak sahipliğinin iptaline karar verilmesinin idari istikrar ilkesine aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, Mahalli Komisyon Kararı idare mahkemesi tarafından iptal edilmemiş ise de kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği, Danıştay'ın yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere, davalıların göçer sayılmasına engel teşkil edecek yasal bir durum bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi Merve Arslantürk'ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

      Davalı, hak sahipliğini kanıtlayan belgeler ve taahhütname gereğince borçlandırılarak konut tahsis edildiğini, 7269 sayılı Kanun uyarınca hak sahipliğinin kabulü için tapuda malik olarak görünmesi şartının yer almadığını, mülkiyet ilişkisinin tapudan başka belgelerle kanıtlanması olanağının sağlandığını, depremde yıkılan evde kardeşi ile birlikte ortak mülkiyet hakkına sahip olduklarını, binayı birlikte inşa ettiklerini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, Mahalli Hak Sahipliği İnceleme Komisyonu kararı ile davalının hak sahipliğinin iptal edildiği, davalı tarafça bu işlemin iptaline ilişkin olarak açılan ... 1. İdare Mahkemesi’nin 2013/770 E. davasının reddedilep, kararın kesinleştiği , davalının dava konusu taşınmazı haksız olarak adına tescil ettirdiği gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı tarafından istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, eksik ödendiği iddiasıyla yaşlılık aylığı miktarının yeniden tespiti, davacının 4956 sayılı Yasadan yararlanarak 12. basamaktan 22. basamağa yükselerek prim ödemesi nedeniyle aylığının başlangıçtan itibaren 23. basamağa göre belirlenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak, hükümde belirtildiği şekilde, davanın kabulüne karar verilmiştir....

          "İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-) Sonucu itibarıyla 22.03.1985 – 13.01.1986, 31.12.1998 – 16.06.2003 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun hükümleri kapsamında zorunlu sigortalı olunduğunun ve 01.12.2009 gününden itibaren yaşlılık aylığına hak kazanıldığının tespiti istemine ilişkin davada sigortalılık sürelerinin hüküm altına alınması yerindedir....

            T1 sigortalı veya onun hak sahiplerine yaptığı ödemeler nedeniyle işverene başvurabilmesi ve kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin sorumluluğu, 5510 sayılı Kanunun 21/1. maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre, “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.” 21. maddede düzenlenen Kurum alacağının hukuki niteliği, kanundan doğan basit rücu alacağıdır....

            ve Yargıtay’ın yürürlükten kalkan bir yasa maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkilerinin bulunmadığının kabulünün doğal bulunması; 26. maddedeki anılan cümlenin iptali ile Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı ya da hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, Kurum zararını oluşturan ilk peşin değerli gelirlerin, tazmin sorumlularının kusuruna isabet eden miktarıyla sınırlı şekilde hüküm kurulması gerekir. ./.. -2- Davacı Kurum tarafından 13.06.1993 tarihli kazası sonucu % 36.20 oranında sürekli göremez durumuna giren sigortalıya sürekli göremezlik geliri bağlandığı, sürekli göremezlik derecesinin, 01.09.1999 tarihi itibariyle %68’e yükseldiği belirtilmiştir....

              Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve “Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlığını taşıyan 34. maddesinde, sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma koşullarına bağlanmış, “Aylık ve gelirlerin birleşmesi” başlıklı 54. maddede ise bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 5510 sayılı yasanın 21. maddesine dayalı kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine yapılan ödemelerin rücuen tahsili talebine yöneliktir. Sigortalı Erdal Erbaş' ın 12/12/2008 tarihinde davalı işyerinde çalışırken geçirdiği kazası sonucu vefat ettiği ve davacı SGK tarafından sigortalının hak sahiplerine ilk peşin sermaye değerli gelir bağlandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan ve itibar edilen kusura ilişkin bilirkişi heyet raporu ile davalı işverenin % 60 ( işverenin bu kusurunun içinde %5 kusurun davalı T3 ye ait olduğu), kazalı işçinin ise %40 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, mahkemece denetime elverişli, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun bu rapora itibar edilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davacı Kurum vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir....

                Davacı, 5543 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayatı yaşadıkları iddiası ile başvuran davalıların, Mahalli İskan Komisyonu’nun 26.09.1998 tarih ve 105 no’lu kararı ile tarımsal iskan hak sahipliğini elde etmesi nedeniyle dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, ne var ki davalı ...’nun ebeveyninin yanında topraklandırıldığı halde yeniden hak sahibi yapıldığının tespit edilmesi üzerine Mahalli İskan Komisyonu’nun 15.06.2011 tarih ve 12 no’lu kararı ile 26.09.1998 tarihli komisyon kararı ve hak sahipliğinin iptal edildiğini, kaydın temelsiz kaldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... adına tescilini istemiştir. Davalılar, Mahalli İskan Komisyonu’nun 15.06.2011 tarih ve 12 no’lu iptal kararının iptaline ilişkin idari yargıda açılan davanın sürdüğünü, eldeki davada bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır....

                  UYAP Entegrasyonu