Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurumun işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir. Maddede belirtildiği üzere Yönetmelikle tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi çalışmaların sigorta müfettiş raporu ile saptanması durumunda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyecektir. Davacıya ödenen ücretten sigorta primi kesildiği durumlarda, davacının iş ve sosyal sigorta mevzuatının öngördüğü sigorta hak ve yükümlülüklerini yerine getirdiği ve Kurumun Kanun'dan kaynaklanan denetim ve inceleme görevini yapmaması karşısında hak düşürücü sürenin işlemeyeceği kabul edilmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi -K A R A R- Dava, davalı şirkete sigortalı otobüste yolcu olarak bulunan davacılar murislerinin kazada ölümü nedeniyle davacıların destekten yoksun kalma istemine ilişkin olup, uyuşmazlık taşıma hukukuna ilişkin bulunduğundan hüküm Asliye Hukuk Mahkemesince verilmekle; temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ile Başkanlar Kurulunun 23.2.2004 gün 3 sayılı kararı uyarınca Yüksek 11.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 29.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 07/05/2019 NUMARASI : 2018/135 2019/221 DAVA KONUSU : İş (Sigortalının Aylığa Hak Sahipliğinin Belirlenmesi İstemli) KARAR : Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının babasının 2013/26 sayılı SGK genelgesi gereği 01/10/1972- 04/10/2000 ve 08/08/2001- 02/08/2003 tarihleri arasında ölen 1479 sayılı Kanun'a tabi sigortalıların hak sahibi kız çocuklarına ölüm aylığı bağlanabilmesi için gelirin brüt asgari ücretin altında olması grektiğini, davacının bağkurlu babası Lütfi Gürsoy'un 07/05/1986 tarihinde vefat ettiğini, davacının Emekli Sandığı kapsamındaki kocası Ahmet Bakırdaş'ın aldığı aylığın brüt asgari ücretin üstünde olduğu tespit edildiğinden babası üzerinden aldığı ölüm aylığının iptal edildiğini, müvekkil kurumca yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 07/05/2019 NUMARASI : 2018/135 2019/221 DAVA KONUSU : İş (Sigortalının Aylığa Hak Sahipliğinin Belirlenmesi İstemli) KARAR : Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının babasının 2013/26 sayılı SGK genelgesi gereği 01/10/1972- 04/10/2000 ve 08/08/2001- 02/08/2003 tarihleri arasında ölen 1479 sayılı Kanun'a tabi sigortalıların hak sahibi kız çocuklarına ölüm aylığı bağlanabilmesi için gelirin brüt asgari ücretin altında olması grektiğini, davacının bağkurlu babası Lütfi Gürsoy'un 07/05/1986 tarihinde vefat ettiğini, davacının Emekli Sandığı kapsamındaki kocası Ahmet Bakırdaş'ın aldığı aylığın brüt asgari ücretin üstünde olduğu tespit edildiğinden babası üzerinden aldığı ölüm aylığının iptal edildiğini, müvekkil kurumca yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalı ...’un mülga 2510 Sayılı Kanun uyarınca Mahalli İskan Komisyonunun 30.05.1995 tarih 45 sayılı kararı ile hak sahibi yapıldığını, dava konusu 149 parsel sayılı taşınmazın 05.08.2005 tarihinde tahsisen davalılar adına tescil edildiğini, Mahalli İskan Komisyonunun 31.01.2012 tarih 26 sayılı kararı ile aile temsilcisinin Bağkur kaydının bulunması nedeniyle hak sahipliğinin iptaline karar verildiğini, kararın tebliğine rağmen idare mahkemesinde herhangi bir dava açılmadığını ileri sürerek dava konusu 149 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tescilini istemiştir. Davalılar, 6495 Sayılı Kanun ile 5543 sayılı İskan Kanununa eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası gereği hak sahipliklerinin kayıtsız şartsız devam edeceğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı vekili, 4106 ada 16 parsel sayılı taşınmazın 24/08/1995 tarihinde ...... mahalli İskan komisyonunca hak sahibi olarak belirlenen ...... Ailelerinden olan davalılar adına mülga 2510 sayılı İskan Kanunun 6. maddesi uyarınca tahsisen tescil edildiğini, daha sonra davalılar hakkında yapılan araştırmada tahsisten önce ......Kurumu kaydının bulunduğunun belirlenmesi üzerine aynı mahalli iskan komisyonunun 13.12.2011 tarihli kararı ile hak sahipliğinin ve daha önce alınmış komisyon kararının iptaline karar verildiğini, 5543 sayılı İskan Komisyonu Uygulama Yönetmeliği'nin 18. maddesinin, 5. fıkrası uyarınca taşınmazı geri alma hakları bulunduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, ... ......... komisyonu kararının iptali için ... 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi K A R A R Taraflar arasındaki iş kazası nedeni ile ölen murislerinin hak sahibi olarak uğradıkları maddi ve manevi zararların tazminine ilişkin açılan dava sonucu davanın kısmen kabulüne dair, Mahkemece verilen 9.11.2010 tarihli karar, davacılar vekili ile davalı vekilince süresinde temyiz edilmiş olup, bilahare davacılar vekili ile davalı vekilinin vekaletnamesindeki yetkilerine binaen temyiz talebinden feragat etmiş bulunduklarından davacılar vekili ile davalı vekilinin vaki temyiz talebinin feragat nedeniyle REDDİNE, 26.4.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Fıkrasında; "Ölüm aylığı; a) En az beş yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş, b) Malûllük veya yaşlılık aylığı almakta iken veya malûllük veya yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanmış olup henüz işlemi tamamlanmamış, c) Bağlanmış bulunan malûllük veya yaşlılık aylığı, sigortalı olarak çalışmaya başlamaları sebebiyle kesilmiş, durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların hak sahiplerine aylık bağlanabilmesi için ölen sigortalının genel sağlık sigortası primi dahil kendi sigortalılığından dolayı prim ve her türlü borcunun olmaması şarttır." hükümleri yer almaktadır....
Mahkemece, davanın kabulü ile ödenmeyen taksitler toplamı olan 14.060,25 TL paranın davalı bankanın uhdesinde kalmasına, ödenegelen toplam 38.471,58 TL'nin miras paylarına göre davacılara/varislere ödenmesine, muris ... vefatı tarihinde kredi borcundan dolayı davacıların borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacılar, murislerinin davalı bankadan kullandığı tüketici kredisi sözleşmesi nedeniyle bankanın sözleşme süresince sigorta yaptırma yükümlülüğü olduğunu, ancak bankanın bu yükümlülüğünü yerine getirmeyerek kusurlu davrandığını iddia ederek murislerinin vefaat tarihi itibariyle davalı bankaya borçlu olmadığına ilişkin eldeki davayı açmıştır....
Hukuk Genel Kurulu Kararı Hukuk Genel Kurulunun 05.04.2022 tarihli ve 2019/1-730 E., 2022/471 K. sayılı kararı ile; " Eldeki davada, davalıların 2510 sayılı Kanun'a göre edindikleri hak sahiplikleri 06.04.2012 tarihinde iptal edilmiştir. 5543 sayılı İskân Kanunu’na eklenen geçici 7 nci maddenin üçüncü fıkrası ise 02.08.2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Anılan düzenleme ile Kanun koyucu, 2510 sayılı Kanun'a göre hak sahibi olanların hukukî durumunu 2510 sayılı Kanun’un ilk çıkarılış amacına uygun korumayı hedeflediğinden herhangi bir koşul aramaksızın hak sahipliklerinin 5543 sayılı Kanun döneminde de devam edeceğini açıkça belirtmiştir. Hak sahipliğinin iptali kararı ile tescilin yolsuz hâle geldiğini bilen Kanun koyucu ayrıksı ve yeni bir düzenleme ile uyuşmazlığı noktalamıştır. Bu nedenle dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tescil kaydının yolsuz hâle geldiğinden bahsedilemez......