WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı ... ve arkadaşları, çekişmeli taşınmazın kamulaştırılarak Hazine adına tescil edildiğini ve bedellerinin ileride çıkacak hak sahiplerine ödenmek üzere bankaya bloke edildiğini ve halen kendilerine ödenmediğini ileri sürerek çekişmeli taşınmazda malik olarak hak sahibi olduklarının tespitine karar verilmesi istemiyle Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmışlardır. Mahkemece, önceki tarihli Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsiz olduğuna ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 153 ada 34 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın tamamı 8 pay kabul edilmek suretiyle 2 hissesinin malik ve hak sahipliğinin ...'a, kalan 1’er hissesinin malik ve hak sahipliğinin Seher, Melek, Naile, Mevlüt, Hulusi ve ... olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı idare, 7269 sayılı Kanun hükümleri uyarınca, davalıya çekişme konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki ... nolu bağımsız bölümün tahsis ve teslim edildiğini, ancak davalının hak sahipliğinin 21.01.2010 tarihli komisyon kararı ile 7269 sayılı Afet Kanunu'nun 29. maddesi gereğince iptal edildiğini, hak sahipliğinin iptali kararının iptali için davalı tarafından ... 1. İdare Mahkemesinde açılan 2010/296 Esas sayılı davanın reddedilip kararın kesinleştiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı, hak sahipliği şartları ve olağan zamanaşımı kapsamında taşınmazın mülkiyetini kazandığını belirtip davanın reddini savunmuştur....

      İş Mahkemesi'nin 09.08.2011 tarih ve 2009/322 Esas ve 2011/209 Karar sayılı kararı ile davalı işveren % 70, sigortalı % 30 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek, mahkemesince verilen karar Dairemizin 30.09.2013 tarih ve 2013/15029 Esas ve 2013/17800 Karar sayılı kararı ile düzeltilerek onanmak suretiyle kesinleşmiştir. ...'ın hak sahibi ...'a bağlanan gelir yönünden, ilk rücu davasında Kurumun rücu alacağının tamamına hükmedilmiş olup, bakiye rücu alacağı kalmadığından eldeki davada; bu haksahibi yönünden istemin reddine ilişkin karar yerindedir. Sigortalı ...'ın yaralanmasına ilişkin kazası yönünden yapılan incelemede ise; davalı şirkete ait bina inşaatının çatı döşeme işinde çalışan her iki sigortalı 5. kattan aşağı düşmüşler sigortalı ... % 100 oranında göremez duruma girmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı işveren % 70, taşeron... % 5, cezada mahkum olan şirket sorumlusu ... % 15, sigortalı ... % 5, sigortalı ... % 5 oranında kusurlu bulunmuştur....

        Ne var ki, Sigorta Şirketi tarafından poliçeye dayalı olarak sigortalı ya da hak sahiplerine yapılan ödemenin; kurumun rücu hakkının sigortalı ya da hak sahiplerine tanınan haktan bağımsız olarak kullanılması, başka bir anlatımla halefiyet ilkesine dayanmaması nedeniyle, 506 sayılı Yasanın 26. maddesi kapsamındaki diğer tazmin sorumlularının tavan sınırlamasına tabi olmayan sadece sigortalı ya da hak sahiplerine bağlanan gelirin ilk peşin değeri ve buna uygulanan kusur payı ile sınırlı bulunan sorumluluklarında rücu alacağından düşülemeyeceği de unutulmamalıdır....

          ın 24.01.2006 tarihinde ölmüş olması nedeni ile usulüne uygun olarak sigortalının murislerinin davaya katılımı sağlanarak yargılamaya devam edildiği anlaşıldığından, ölen sigortalı ...'ın yaşlılık aylığından Sosyal Güvenlik Destek Primi kesilmemesi gerektiğinin tespiti ile yapılan kesintilerin mirasçılarına iadesine karar verilmesi gerekirken yargılama sırasında ölen ... hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasına tamamen silinerek yerine “1-Ölen sigortalı ...'ın yaşlılık aylığından Sosyal Güvenlik Destek Primi kesilmemesi gerektiğinin tespitine; 2-Ölen sigortalı ...'ın yaşlılık aylığından kesilen Sosyal Güvenlik Destek Primi ve gecikme zamlarının davalı Kurum tarafından ...'...

            "İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, 23.06.2001 tarihinde davalının haksız fiili sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine Kurumca bağlanan ölüm aylığının peşin değeri ile ödenen cenaze yardımından oluşan kurum zararının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

              belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, 6495 Sayılı Kanun ile 5543 sayılı İskan Kanununa eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası gereğince 2510 sayılı yasa döneminde hak sahibi olanların herhangi bir koşul aranmadan hak sahipliklerinin devam edeceği, hak sahipliğinin iptaline ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada;Davacı vekili, Mahalli İskan Komisyonu’nun 15.03.1996 tarih ve 58 sayılı kararıyla 2510 sayılı Kanun uyarınca davalı ...’in hak sahibi sayılmasına karar verilip 563 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tahsisen tescil edildiğini, bilahare Mahalli İskan Komisyonu’nun 30.01.2012 tarih ve 98 sayılı kararı ile, başvuru veya hak sahipliği karar tarihinden önce aile bireylerinin SSK kaydının bulunması ve dava dışı 327 parsel sayılı taşınmazda pay sahibi olması nedeniyle hak sahipliğinin iptaline karar verildiğini, davalıların hak sahipliğinin iptali kararının iptali istemiyle açtıkları davanın ......

                  Davacı, Mahalli İskan Komisyonu’nun 12.08.1992 tarih ve 177 sayılı kararıyla 2510 sayılı Kanun uyarınca davalıların hak sahibi sayılmasına karar verilerek 1694 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tahsisen tescil edildiğini, bilahare Mahalli İskan Komisyonu’nun 27.04.2012 tarih ve 337 sayılı kararı ile, başvuru veya hak sahipliği karar tarihinden önce başvuru sahibi ...’ın Bağ-Kur kaydının bulunması nedeniyle hak sahipliğinin iptaline karar verildiğini, davalıların hak sahipliğinin iptali kararının iptali istemiyle açtıkları davanın Hatay İdare Mahkemesinin 2012/1338 Esas, 2013/774 sayılı kararı ile reddedilip kesinleştiğini, kaydın hukuki dayanağının kalmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile idare adına tescilini istemiştir. Davalılar, hak sahipliği kararının iptaline ilişkin işlemin idari istikrar ve idareye güven ilkelerine aykırı olduğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır....

                    Davacı, asıl ve birleştirilen davalarında Mahalli İskan Komisyonu’nun 30.07.1992 tarih ve 52 sayılı kararıyla 2510 sayılı Kanun uyarınca davalıların hak sahibi sayılmasına karar verilerek 1689 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tahsisen tescil edildiğini, bilahare Mahalli İskan Komisyonu’nun 06.04.2012 tarih ve 179 sayılı kararı ile, başvuru veya hak sahipliği karar tarihinden önce aile reisi ...’ın konut niteliğinde taşınmaz kaydının bulunması nedeniyle hak sahipliğinin iptaline karar verildiğini, davalıların hak sahipliğinin iptali kararının iptali istemiyle açtıkları davanın Hatay İdare Mahkemesinin 2012/1325 Esas, 2013/780 sayılı kararı ile reddedilip kesinleştiğini, kaydın hukuki dayanağının kalmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Davalılar, hak sahipliği kararının iptaline ilişkin işlemin idari istikrar ve idareye güven ilkelerine aykırı olduğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır....

                      UYAP Entegrasyonu