Bakanlığı'nın 11/11/2010 tarihli kararı ile diğer davalı Nakliyat iş Sendikasının, müvekkili işyerine ait işyerinde toplu iş sözleşmesi yapmak için yetki tespiti talebinde bulunduğunu ve bu talebe istinaden yapılan incelemede, Nakliyat İş Sendikasının işletmede çoğunluğu sağladığının tespit edildiğini, Bakanlığın yetki tespiti yazısının müvekkil işverence 06/12/2010 günü tebellüğ edildiğini, Bakanlığın bu kararının hukuka aykırı olduğunu, davalı sendikanın yetki tespiti için başvuruda bulunduğu 27/10/2010 tarihinde müvekkili işverene ait işletmede çalışan işçi sayısının 95 olmayıp 98 olduğunu, davalı sendikanın işletmede toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi alabilmesi için başvuru tarihi itibarıyla işçi sayısının yarıdan fazlasının sendika üyesi olması gerektiğini, Bakanlık yazısında işletmede sendikaya çalışan üye sayısının 49 olduğunu bildirildiğini, müvekkili şirketin işyerlerinin kara taşımacılığı iş koluna dahil olmadığını, sendika üyeliğinden ayrılan personel sayısının 27/10/2010 tarihinden...
Somut olayda davacının hava taşıma faaliyeti yapılan işyerinde kabin görevlisi olarak görev yaptığı, sendika üyesi olduğu ve işyerinde toplu iş sözleşmesi yapıldığı anlaşılmaktadır. Hava taşıma faaliyeti yapılan işyerinde sendika örgütlenmesi sonucu toplu iş sözleşmesi bağıtlanmış ise, üye sendika üyesi işçi ile işveren arasındaki ihtilafta 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanununun 66. maddesi uyarınca İş Mahkemesi görevlidir. Bu durumda, uyuşmazlığın ... 13. İş Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK'nun 21. ve 22. (1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26.) maddeleri gereğince ... 13. İş Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 07.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı işyerinin Karaman şubesine ait sendika üyelik dökümleri incelendiğinde değişik tarihlerde davalı sendikaya 88 çalışanın üye olduğu, sendika yetki tespiti başvuru tarihi olan 04.02.2016 tarihine yakın tarihlerde sendikaya üyelik ve üyelikten istifaların yoğunlaştığı, birçok işçinin üyelikten yetki prosedürünün başlatıldığı tarihe yakın tarihlerde istifa ettiği, bir kısmının üyeliğinin iş kolu değişikliği, bir kısmının işsizlik nedenleriyle düşürüldüğü, Karaman şubesinde adı geçen sendika üyesi işçi sayısının azaltıldığı; davacının fesih tarihinde sendika üyesi olduğu, dinlenen davacı tanıklarının, " davalı şirkette sendikalı işçilere baskı yapılırdı" şeklindeki beyanları, yine davalı iş yerinde 30.09.2020- 17.05.2021 tarihleri arasında çalışan işçilerin iş akitlerinin feshi, Tekgıda İş Sendikası'na üye olan ve sendikadan çekilen ve iş yerinde çalışmaya başlayanların listesi ile dinlenilen tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; çeşitli nedenlerle sendika üyesi olan işçilerin...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirkete ait City Gross isimli markette 05.08.2016- 19.05.2019 tarihleri arasında reyon şefi olarak asgari ücret İle çalıştığını, iş sözleşmesinin şirketin sahibi aynı zamanda yönetim kurulu başkanı olan Ramazan Gülhan'a hakaret ettiğinin tespiti üzerine fesih edildiğini, davacının davranışının iş yerinde düzeni bozduğunu, olumsuzluğa ve huzursuzluğa sebebiyet verdiğini, davacının sendika üyeliği ile ilgili iddialannın gerçeği yansıtmadığını, sendika üyeliğinin müvekkili şirkette çalışmaya başlamadan önce gerçekleştiğini, feshin haklı nedene dayandığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Bu durumda, davacının atama tarihinde yürürlükte bulunan 2821 sayılı Sendikalar Kanunu 29.maddesi ve daha sonra yürürlüğe giren 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu 23.maddesi kapsamında sendika yöneticisi olarak görevlendirildiği, ilgili yasa maddeleri gereği işçi kuruluşunda yönetici olduğu için iş yerinden ayrılan davacının iş sözleşmesinin askıda olduğu ancak davacının sendika yöneticisi olarak görevlendirildikten sonra çalıştığı iş yerinden 10.07.2019 tarihinde emeklilik nedeni ile ayrıldığı, sendikadaki yöneticilik görevinin devam ettiği, sendika ile sendika yöneticileri arasındaki ilişkinin vekalet ilişkisi olduğu, sendika yöneticisine emeği karşılığı düzenli olarak dönemsel ödeme yapılması, çalışmasının kuruma bildirilmesi ve ücret bordrosu düzenlenmesi iş ilişkisinin varlığını göstermediği anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır....
Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 35/3. maddesindeki hüküm de gözetildiğinde yapılacak işlerin niteliği gereği bir yıldan az süren işler kategorisinde değerlendirilebileceği, böylece toplu iş sözleşmesi yapma yetkisinin davalı sendika tarafından kullanılmaması nedeniyle davacı sendika üyelerinin ücret ve özlük hakları yönünden zarara uğrayacakları açık olduğundan davanın kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davalı temyiz etmiştir. Gerekçe: Toplu iş sözleşmesi kavramı Anayasanın 53. maddesinde düzenlenmiştir....
Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, davalı sendikanın yaptığı işlemin Anayasa'nın 53. maddesinde düzenlenen toplu iş sözleşmesi yapma hakkına aykırı olduğu gibi 6356 sayılı Kanun'un 35/3. maddesindeki hüküm de gözetildiğinde yapılacak işlerin niteliği gereği bir yıldan az süren işler kategorisinde değerlendirilebileceği böylece toplu iş sözleşmesi yapma yetkisinin davalı sendika tarafından kullanılmaması sebebiyle davacı sendika üyelerinin ücret ve özlük hakları yönünden zarara uğrayacakları açık olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davalı temyiz etmiştir. Gerekçe: Toplu iş sözleşmesi kavramı Anayasa'nın 53. maddesinde düzenlenmiştir....
Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, davalı sendikanın yaptığı işlemin Anayasa'nın 53. maddesinde düzenlenen toplu iş sözleşmesi yapma hakkına aykırı olduğu gibi 6356 sayılı Kanun'un 35/3. maddesindeki hüküm de gözetildiğinde yapılacak işlerin niteliği gereği bir yıldan az süren işler kategorisinde değerlendirilebileceği böylece toplu iş sözleşmesi yapma yetkisinin davalı sendika tarafından kullanılmaması sebebiyle davacı sendika üyelerinin ücret ve özlük hakları yönünden zarara uğrayacakları açık olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davalı temyiz etmiştir. Gerekçe: Toplu iş sözleşmesi kavramı Anayasa'nın 53. maddesinde düzenlenmiştir....
nın 53. maddesinde düzenlenen toplu iş sözleşmesi yapma hakkına aykırı olduğu gibi 6356 sayılı Kanun'un 35/3. maddesindeki hüküm de gözetildiğinde yapılacak işlerin niteliği gereği bir yıldan az süren işler kategorisinde değerlendirilebileceği böylece toplu iş sözleşmesi yapma yetkisinin davalı sendika tarafından kullanılmaması sebebiyle davacı sendika üyelerinin ücret ve özlük hakları yönünden zarara uğrayacakları açık olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davalı temyiz etmiştir. Gerekçe: Toplu iş sözleşmesi kavramı ...'nın 53. maddesinde düzenlenmiştir....
Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, davalı sendikanın yaptığı işlemin Anayasa'nın 53. maddesinde düzenlenen toplu iş sözleşmesi yapma hakkına aykırı olduğu gibi 6356 sayılı Kanun'un 35/3. maddesindeki hüküm de gözetildiğinde yapılacak işlerin niteliği gereği bir yıldan az süren işler kategorisinde değerlendirilebileceği böylece toplu iş sözleşmesi yapma yetkisinin davalı sendika tarafından kullanılmaması sebebiyle davacı sendika üyelerinin ücret ve özlük hakları yönünden zarara uğrayacakları açık olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davalı temyiz etmiştir. Gerekçe: Toplu iş sözleşmesi kavramı Anayasa'nın 53. maddesinde düzenlenmiştir....