Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davaya konu olayın kurumca kazası olarak kabul edilip edilmediğinin araştırılmadığı, davacının maluliyet oranının tespit edilmediği anlaşılmıştır....

    Davalı SGK vekili istinaf dilekçesinde özetle; sigortalının çalışma gücü yönünden %41,2 malul kaldığı tespit edilmiş olup, kurum tarafından tespit edilen bu maluliyet oranın tespitinde herhangi bir mevzuata aykırılık bulunmadığını, kurum işlemlerinin tamamen hukuka uygun olduğunu, mahkemece kurum tarafından tespit edilen bu maluliyet oranının %34 olduğu tespiti ve kabulünün doğru olmadığını verilen hükmün hatalı olduğunu, davacı tarafça davanın ispatlanamadığını belirterek istinaf talebinde bulunmuştur. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: İşbu dava maluliyet oranının tespiti istemine ilişkindir....

    Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "Dinlenen tanık beyanları ve hastane kayıtlarının birbiri ile örtüştüğü, davacının 5510 sayılı Kanun anlamında sigortalı olduğu, kaza sonucu bedensel ve ruhsal zarara uğradığı ve olayın sigortalının yerinde bulunduğu sırada ve işveren tarafından yürütülmekte olan dolayısıyla gerçekleştiği anlaşıldığından,uyuşmazlığa konu olayın 5510 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesi gereğince kazası olduğu yönünde kanaat getirilerek kazası talebinin kabulüne karar verilmesi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygundur. Ancak davacının kesinleşmiş bir kazası tespiti olmadan maluliyet oranının tespiti talebinde bulunmasında hukuki yararı bulunmamaktadır. Çünkü kazası tespitinin kesinleşmesinden sonra kazalı davacı tarafından maluliyet oranının tespiti yönünden kuruma başvuru yapılmasından sonra Kurum Bölge Sağlık Kurulu tarafından maluliyet oranının tespiti gerekmektedir....

      İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Yapılacak ; davacıya kazasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunmak, olayın Kurumca kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “ kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın Kurumca kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacıya Kuruma müracaat ederek sürekli göremezlik oranının belirlenmesi giderek kazası sigorta kolundan sürekli göremezlik geliri bağlanması için önel vermek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektedir....

        Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “ kazasının tespiti” davası açması için davacılara önel vermek, tespit davasını işbu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre maluliyet oranının 5510 sayılı Yasanın 95. maddesin de belirtildiği şekilde davacıda işkazası nedeniyle maluliyet oluşup oluşmadığını belirleyip, maluliyet oluşmuş ise davacıda meydana gelen meslekte kazanma gücünün hangi oranda olduğu tespit ettirilerek çıkacak sonuca göre karar vermek gerekirken, Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, temyiz eden tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

          Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir. 5510 sayılı Yasa’nın .... maddesinde İş kazasının 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5 nci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile bildirilmesinin zorunlu olduğu, kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde kazasının öğrenildiği tarihten başlayacağı, Kuruma bildirilen olayın kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık İş Müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabileceği bildirilmiştir...

            İş Mahkenmesinin 2016/197 Esas sayılı rücu davasında %60 maluliyet oranı üzerinden PSD ve GİK hesaplaması yaparak ödemeler gerçekleştirdiğini, her iki malulilyet oranı arasında çelişki bulunmakta olup kanaatlerince her iki raporda fahiş oran tanzim edildiğini, rücuya ilişkin dava dosyasında sundukları cevap dilekçesinde davalının belirlenen %60' lık maluliyet oranına itiraz ettiklerini, rücu davasında taraflarına gerçek maluliyet oranının tespiti konusunda dava açma yönünde muhtariyetine aksi halde kurumun tespit ettiği maluliyet oranı ve dosya kapsamı esas alınarak değerlendirme yapılacağına ilişkin kesin süre verilmesi nedeniyle davalı T3'nın maluliyet oranının yeniden tespit edilmesi gerektiğini, bu nedenle davalının maluliyet oranının ATK Genel Kurulu tarafından yeniden tespit edilmesini talep ettiklerini belirterek davalının gerçek maluliyet oranının tespitine karar verilmesini talep ederek bu maluliyet oranının tespiti davasını açtığı anlaşılmıştır....

            Güvenlik Kurumu tarafından olayın kazası olarak kabul edilmediğini beyan ederek kazasının, sürekli göremezlik ve kusur oranlarının tespitini talep ve dava etmiştir.Mahkemece 24/09/2019 tarihli kararda, yargılama sırasında Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'nun 2017/159 esas 92/16997 karar sayılı 13/12/2017 karar tarihli kararı ile davacının 09/12/2008 tarihinde geçirmiş olduğu kazasına bağlı maluliyet oranının çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği çerçevesinde düzeltme kaydıyla E cetveline göre %23,2 olduğuna, başka birinin sürekli bakımına muhtaç olmadığına, kontrol muayenesi gerekmediğine karar verilmiş olduğu, dolayısıyla Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulunun bu kararı ile davacının geçirmiş olduğu kazanın kazası olduğu ve maluliyet oranınında %23,2 olarak tespit edildiği, davacı tarafında bu tespite bir itirazının bulunmadığı, buna göre davacının kazası ve maluliyet oranının tespitine ilişkin talebinin konusuz kaldığına...

              trafik kazasının meydana gelmesinde kusurun müvekkil şirkete sigortalı araç sürücüsünde olduğu iddia edilmiş ise de bu iddianın kabulünün mümkün olmadığını, Dava dilekçesinde davacının kaza sonrası sol bacağında kırık oluştuğu ve yürüyemez hale geldiği iddia edildiğini, kaza sonucu üçüncü bir kişinin malul kalması söz konusu olduğu takdirde, sigortacı sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve sigortalının kusuru oranında malul kalanlara tazminat ödemekle sorumlu olabileceğini, Geçici ve sürekli maluliyet tazminatı hesaplamasında; davacının tüm tedavi evraklarının celbi ile maluliyet oranının tespiti ve maddi tazminatın varlığı ve miktarının tayini aktüerya hesabı yapılması gerektiğini, Haksız ve mesnetsiz davanın reddini, vekâlet ücreti ile yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve iddia etmiştir....

                GEREKÇE VE DEĞERLENDİRME Dava, sigortalının 22/11/2012 tarihinde geçirdiği kazasına bağlı maluliyet oranının tespiti istemine ilişkindir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Bölge Sağlık Kurulu'nun 23/03/2015 tarih, 1824 sayılı kararında; sigortalı T5 22/11/2012 tarihinde geçirdiği kazasına bağlı göremezlik derecesinin % 54 olarak belirlendiği, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'nun 04/06/2018 tarih, 2017/9338 esas, 43/9489 sayılı kararında, sigortalının 22/11/2012 tarihinde geçirdiği kazasına bağlı göremezlik derecesinin % 9,2 olarak belirlendiği, Adli Tıp Kurumu 3....

                UYAP Entegrasyonu