İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 2.12.2015 tarihli, 20814 sayılı raporda “davacının meslekte kazanma gücünü % 10,3 oranında kaybetmiş sayılacağı, SGK ve S.S.YSK kararlarında 3.parmak sertliğinin değerlendirilmemiş olduğu farkın bu nedenle meydana geldiği hususlarının belirtildiği, davacının SGK aleyhine Anadolu 21. İş Mahkemesinde 2016/298 Esas sayılı dosya ile açtığı maluliyet oranının tespiti davasında alınan Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunur 4.5.2017 tarihli, 645 sayılı raporunda da davacının meslekte kazanma gücünü % 10,3 oranında kaybetmiş sayılacağına karar verildiği anlaşılmıştır. İtibar edilen 14.5.2016 tarihli kusur bilirkişisi raporunda, iş kazasının meydana gelmesinde davalı T3 nin % 75 oranında, davacı-kazalı T1 6 25 oranında kusurlu olduklarının mütalaa edildiği anlaşılmıştır....
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davaya konu olayın kurumca iş kazası olarak kabul edilip edilmediğinin araştırılmadığı, davacının maluliyet oranının tespit edilmediği anlaşılmıştır....
Davalı SGK vekili istinaf dilekçesinde özetle; sigortalının çalışma gücü yönünden %41,2 malul kaldığı tespit edilmiş olup, kurum tarafından tespit edilen bu maluliyet oranın tespitinde herhangi bir mevzuata aykırılık bulunmadığını, kurum işlemlerinin tamamen hukuka uygun olduğunu, mahkemece kurum tarafından tespit edilen bu maluliyet oranının %34 olduğu tespiti ve kabulünün doğru olmadığını verilen hükmün hatalı olduğunu, davacı tarafça davanın ispatlanamadığını belirterek istinaf talebinde bulunmuştur. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: İşbu dava maluliyet oranının tespiti istemine ilişkindir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "Dinlenen tanık beyanları ve hastane kayıtlarının birbiri ile örtüştüğü, davacının 5510 sayılı Kanun anlamında sigortalı olduğu, kaza sonucu bedensel ve ruhsal zarara uğradığı ve olayın sigortalının iş yerinde bulunduğu sırada ve işveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla gerçekleştiği anlaşıldığından,uyuşmazlığa konu olayın 5510 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesi gereğince iş kazası olduğu yönünde kanaat getirilerek iş kazası talebinin kabulüne karar verilmesi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygundur. Ancak davacının kesinleşmiş bir iş kazası tespiti olmadan maluliyet oranının tespiti talebinde bulunmasında hukuki yararı bulunmamaktadır. Çünkü iş kazası tespitinin kesinleşmesinden sonra kazalı davacı tarafından maluliyet oranının tespiti yönünden kuruma başvuru yapılmasından sonra Kurum Bölge Sağlık Kurulu tarafından maluliyet oranının tespiti gerekmektedir....
İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Yapılacak iş; davacıya iş kazasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunmak, olayın Kurumca iş kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “iş kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın Kurumca iş kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacıya Kuruma müracaat ederek sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi giderek iş kazası sigorta kolundan sürekli iş göremezlik geliri bağlanması için önel vermek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektedir....
Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “iş kazasının tespiti” davası açması için davacılara önel vermek, tespit davasını işbu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre maluliyet oranının 5510 sayılı Yasanın 95. maddesin de belirtildiği şekilde davacıda işkazası nedeniyle maluliyet oluşup oluşmadığını belirleyip, maluliyet oluşmuş ise davacıda meydana gelen meslekte kazanma gücünün hangi oranda olduğu tespit ettirilerek çıkacak sonuca göre karar vermek gerekirken, Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, temyiz eden tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
İş Mahkemesinin 2016/25 Esas sayılı dosyasında açılan iş kazasına dayalı tazminat davasının derdest olduğunu, davacının ayrı bir dava açarak sürekli iş göremezlik oranının tespitini talep edebilmesinin mümkün olmadığı, dava konusu iş kazasının davacının ihmali ve dikkatsizliği neticesinde gerçekleştiğini belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacının sürekli iş göremezlik oranına ilişkin kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmadığını, müvekkili Kurumun, davacı hakkında tesis ettiği işlemlerde usul ve yasaya aykırı bir husus olmadığını belirtilerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. . III....
Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir. 5510 sayılı Yasa’nın .... maddesinde İş kazasının 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5 nci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile bildirilmesinin zorunlu olduğu, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde iş kazasının öğrenildiği tarihten başlayacağı, Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık İş Müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabileceği bildirilmiştir...
rapor alınmış ve arada illiyet bağının kurulabildiği anlaşıldığı, tedavi ve evrakları ve dosya kapsamı ile uygun olan bilirkişi raporundaki bu görüş de benimsenerek davanın kabulüne ve iş kazasının tespitine karar vermek gerektiği, bu kaza nedeniyle oluşan maluliyet oranının belirlenmesi için öncelikle iş kazasının tespitine ilişkin kararın kesinleşmesi gerektiği, maluliyet tespit işlemleri, 5510 sayılı Kanun uyarınca öncelikle SGK tarafından yerine getirilmesi gerektiği, bu nedenlerle bu aşamada maluliyetin tespiti talebinin ön şart yokluğundan usulden reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı şirkette çalışırken 14.09.2017 tarihinde omurga kemiklerinden yaralanma ile sonuçlanan iş kazası geçirdiğinin tespitine, maluliyet tespitine ilişkin talebin usulden reddine karar verilmiştir....
Güvenlik Kurumu tarafından olayın iş kazası olarak kabul edilmediğini beyan ederek iş kazasının, sürekli iş göremezlik ve kusur oranlarının tespitini talep ve dava etmiştir.Mahkemece 24/09/2019 tarihli kararda, yargılama sırasında Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'nun 2017/159 esas 92/16997 karar sayılı 13/12/2017 karar tarihli kararı ile davacının 09/12/2008 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazasına bağlı maluliyet oranının çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği çerçevesinde düzeltme kaydıyla E cetveline göre %23,2 olduğuna, başka birinin sürekli bakımına muhtaç olmadığına, kontrol muayenesi gerekmediğine karar verilmiş olduğu, dolayısıyla Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulunun bu kararı ile davacının geçirmiş olduğu kazanın iş kazası olduğu ve maluliyet oranınında %23,2 olarak tespit edildiği, davacı tarafında bu tespite bir itirazının bulunmadığı, buna göre davacının iş kazası ve maluliyet oranının tespitine ilişkin talebinin konusuz kaldığına...