Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Anılan düzenleme ile mülga 5521 sayılı kanun'un 1. maddesinden farklı olarak, kanunu kapsamında kalmayan ve sadece TBK'nın hizmet sözleşmesi hükümlerine tabi çalışanlara ait uyuşmazlıklar da mahkemelerinin görev alanına alınmıştır. Gerek 5521, gerekse 7036 sayılı kanunun mahkemelerinin görev alanını düzenleyen hükümlerde sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına bakma görevini mahkemelerine vermiştir. Aralarındaki fark, İş Kanunu kapsamında kalmayıp sadece TBK'nın hizmet sözleşmesine tabii olanlara ilişkin sözleşmelerden kaynaklı hukuk uyuşmazlıklarının da mahkemesinin görev alanına alınmasından ibarettir. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 5. maddesinde yapılan düzenlemenin, TTK'nın 4/1.c maddesini ortadan kaldırdığından söz edilemez. Yargıtay 11....

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Ünvan Değişikliği Yönetmeliği'nde gemi sörvey uzmanı olarak görev yapan personelin ek göstergeleriyle ilgili düzenlemelerin yer almadığı, ek göstergelerle ilgili uygulamaya esas teşkil eden 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 43. maddesiyle Ek I ve II sayılı Cetvelleri kapsamında ek göstergenin belirlenmesinde tahsil durumunun değil, kadro ünvanının esas alındığı ve ilk atamaların kurumların 1-4 dereceli kadrolarına atanması halinde mümkün olacağı ve davacının 5. dereceli bir kadroya atandığı ve bu nedenle davacının ek göstergeden yararlandırılmasının mümkün olmadığı, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ve davanın reddi gerektiği ileri sürülmektedir....

      TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Ünvan Değişikliği Yönetmeliği'nde gemi sörvey uzmanı olarak görev yapan personelin ek göstergeleriyle ilgili düzenlemelerin yer almadığı, ek göstergelerle ilgili uygulamaya esas teşkil eden 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 43. maddesiyle Ek I ve II sayılı Cetvelleri kapsamında ek göstergenin belirlenmesinde tahsil durumunun değil, kadro ünvanının esas alındığı ve ilk atamaların kurumların 1-4 dereceli kadrolarına atanması halinde mümkün olacağı ve davacının 6. dereceli bir kadroya atandığı ve bu nedenle davacının ek göstergeden yararlandırılmasının mümkün olmadığı, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ve davanın reddi gerektiği ileri sürülmektedir....

        Kurumun işlemine yasal dayanak yaptığı 5510 sayılı Yasanın geçici 19. maddesinde, “1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre aylık almakta olanlarla 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında çalışmaları nedeniyle Geçici 2 nci maddeye göre aylık bağlanacaklara aylık bağlamaya esas tüm hizmetleri süresince on yıl süreyle hastalık sigortası veya sağlık sigortası veya genel sağlık sigortası primi ödememiş olanlardan, hastalık sigortası, sağlık sigortası ve genel sağlık sigortası primi kesilmiş olan süreler düşülmek kaydıyla, aylıklarının % 10’u oranında ve 10 yılı tamamlayacak süreyle genel sağlık sigortası primi kesilir. Ancak, bu maddenin yürürlük tarihinden önce yapılan kesintiler iade edilmez.” düzenlemesine yer verilmiştir....

        Olayın Kurumca kazası olarak kabul edilmesi halinde "olayın kazası olmadığının tespitine" ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmadıkça tazminat davasına bakan mahkemece bu husus nazara alınamayacağından ve yine İş kazası sonucu oluşan sürekli göremezlik oranının tespitine ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadıkça Sosyal Güvenlik Kurumunca davacıya mahkemece belirlenecek "sürekli göremezlik oranı" esas alınarak gelir bağlanmayacağından bu gelirin peşin sermaye değeri maddi zarardan düşülmeden Kurumca karşılanmayan maddi zarar miktarını belirleme imkanı bulunmadığından maddi tazminat istemli Sosyal Güvenlik Kurumunun taraf olmadığı bir davada "olayın kazası olmadığının" tespitine karar verilemeyeceği ve sürekli göremezlik oranının tespitinin yapılamayacağı, yapılması halinde maddi tazminat istemli davanın sonuçlandırılmasının fiilen mümkün olmadığı ortadadır.HGK.’nun 07.02.2007 tarihli, 2007/21-69 Esas, 2007/55 Karar sayılı kararı da bu yöndedir....

          İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/10/2021 NUMARASI : 2020/421 ESAS 2021/379 KARAR DAVA KONUSU : İhtiyati Haciz Kararına İtiraz KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kocaeli 4. İş Mahkemesinin 2020/5 D.İş sayılı dosyasından verilen ihtiyati haciz kararının dayanak yapıldığı Kocaeli 5. İş Mahkemesinin 2017/558 Esas ve 2020/77 Karar sayılı ilamı hakkında kendileri tarafından 07/06/2020 tarihinde tehiri icra istemli olarak istinaf kanun yoluna başvurulduğunu ve ilgili icra dosyasına sunulmak üzere derkenar alındığını, icra dosyası ile ilgili kendilerine henüz bir tebligat yapılmadığını fakat mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının müvekkili şirkete tebliği ile mevcut durumdan haberlerinin olduğunu, 22/06/2020 tarihinde bu kararın müvekkiline tebliği sonrası Kocaeli 8....

          GEREKÇE : Dava, feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iade istemine ilişkindir. 1–Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan istinaf itirazları yerinde değildir. 2–Davacının 5 yıldan fazla olan kıdem süresi dikkate alındığında işe başlatmama tazminatının işçinin beş aylık ücreti olarak belirlenmesi gerektiği hususu gözetilmeden dört aylık ücreti olarak belirlenmesi hatalıdır. 3–7036 sayılı Kanun'un 12. maddesi ile 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21/4 maddesine "Mahkeme veya özel hakem, ikinci fıkrada düzenlenen tazminat ile üçüncü fıkrada düzenlenen ücret ve diğer hakları, dava tarihindeki ücreti esas alarak parasal olarak belirler." hükmü eklenmiştir. Yine 7036 sayılı Kanun'un 38. maddesine göre belirtilen hükmün yürürlük tarihi 01.01.2018 olarak düzenlenmiştir....

          Öte yandan 2829 sayılı Yasa'nın değişik 8. maddesinde birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden ilgililere; son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olmaması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanacağı bildirilmiştir. İsteğe bağlı sigortalılık süresi fiili hizmet süresinden sayılmayacağından davacının son yedi yıllık fiili hizmet süresi hesabında isteğe bağlı sigortalılık sürelerinin aylık bağlamaya esas Kurumun belirlenmesinde değerlendirme kapsamına alınmaması gerekir....

            emekliliğe esas alınacak derece ve kademe ile ek gösterge rakamının tespiti bakımından Mahkemece hatalı değerlendirme yapıldığı ileri sürülmektedir....

              nde geçen hizmetlerinin de kazanılmış hak aylığı intibakında değerlendirilerek 1. derecenin 4. kademesi (2200) ek gösterge üzerinden emekli aylığı bağlanması ve emekli ikramiyesi ödenmesi yönündeki talebin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır. ...İdare Mahkemesinin ...gün ve E:..., K:...sayılı kararıyla, 5434 sayılı Kanunun geçici 192. maddesinde daha önce geçici 191. madde uyarınca Sandıkla ilgilendirilmiş olan sözleşmelilerin, diğer sosyal güvenlik kurumlarına tabi olmalarını gerektirecek bir işte çalışmaya başlamaları durumunda istekleri üzerine Sandıkla ilgilerinin süreceğinin ancak, bu suretle geçen sürelerin emeklilik ikramiyesinin hesabında dikkate alınmayacağının hüküm altına alındığı, emekli aylıklarına uygulanan ek göstergenin belirlenmesinde ilgilinin kazanılmış hak aylık derecesinin esas alındığı, 5434 sayılı Kanunun geçici 191. ve 192. maddeleri uyarınca Sandıkla ilgilendirilenlerin hizmet süresinin ise emekliliğe esas hizmette değerlendirilmekle birlikte kazanılmış...

                UYAP Entegrasyonu