SONUÇ: İhtiyati hacze itiraz eden vekilinin yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 3.6.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı alacaklı ise dava dilekçesinde 9.000,00 TL asıl alacak için itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Davalı borçlu takip konusu alacağın 6.000,00 TL’sini ödeme emrinin tebliği üzerine aynı gün ödediğine göre itirazın bu miktarın dışında olduğunun kabulü gerekir. Takip ile istenilen alacağın 6.000,00 TL’lik kısmı yasal 30 günlük süre içerisinde ödendiğine göre mahkemece, 6.000,00 TL’lik kısım hakkındaki davanın da reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentteki sebeplerle davacının temyiz itirazının REDDİNE, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazının kabulü ile kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 23.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Dava dilekçesindeki istem, İİK'nun 269/c maddesi gereğince icra takip dosyasındaki itirazın kaldırılması ve tahliyeye karar verilmesine yönelik olmasına rağmen mahkemece davacının itirazının kaldırılması talebi yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden yazılı şekilde tahliyeye karar verilmesi doğru değildir. 2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Takip talepnamesi ve muhtevası İİK’nun 58.maddesinde düzenlenmiştir. Anılan madde hükmüne göre takip yollarından hangisinin seçildiği takip talepnamesinde belirtilmelidir. Kiralananın tahliyesine yönelik takip yapılması durumunda tahliye isteğinin de takip talepnamesinde yer alması ve ödeme emrinin takip talebine uygun olması zorunludur....
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan, yükleniciye ait bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen 26.10.2009 tarihli düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, arsa sahibine 19 ve 20 no'lu bağımsız bölümlerin verilmesi, yükleniciye ait 17 ve 18 no'lu bağımsız bölümler üzerine ipotek konulması, 19 ve 20 no'lu bağımsız bölümlerin kaba işlerinin bitmesi halinde 18 no'lu bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin kaldırılması, ince işlerinin bitmesi halinde ise 17 no'lu bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin kaldırılması kararlaştırılmıştır....
Borçlu itirazının 7 günlük yasal süreden sonra yapılmış olduğu anlaşılmıştır. Borçlu tarafından ödeme emrinin tebliğ tarihinin şikayet yoluyla düzeltilmesine ilişkin icra mahkemesinde açılan herhangi bir davadan da bahsedilmemektedir. Bu durumda icra takibi kesinleşmiş olup, davacının icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemesinde hukuki yararı bulunmamaktadır. Her ne kadar icra müdürlüğünce borçlunun itiraz dilekçesi nedeniyle icra takibinin durdurulmasına karar verilmiş ve alacaklılar vekilince de, icra mahkemesinden itirazın kaldırılması istenmiş ise de, süresinden sonra verilen itiraz dilekçesi nedeniyle icra müdürlüğünce hatalı olarak icra takibinin durdurulması takibin kesinleştiği sonucunu değiştirmeyeceği gibi, süresinden sonra yapılan bu itiraz nedeniyle alacaklı tarafın icra mahkemesinden itirazın kaldırılması talebinde bulunmasını gerektirmez....
İcra hukuk Mahkemesinde 2012/254 esas sayılı dosya ile sevhen itirazın kaldırılması davası açıldığını, icra hukuk mahkemesinin kararının kesin hüküm teşkil etmediğini belirterek davalıların itirazının iptali ile davalılar aleyhine %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, müvekkilinin icra takibine yaptığı itirazın kaldırılması için davacı tarafından dava açıldığını ve davanın derdest olduğunu, davacının gönderdiği kat ihtarına itiraz edildiğini, kat ihtarının kesinleşmediğini, icra takibi ile talep edilen akdi faiz ve temerrüt faizlerinin fahiş olduğunu ve başlangıç tarihlerinin tespit edilemediğini, alacak likit olmadığını savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2018/1003 Esas-2018/1116 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 1- Yetki itirazının KABULÜ ile Ankara 10....
Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacının itirazının kaldırılması davasının kısmen kabulü ile davalının Kuşadası İcra Müdürlüğü'nün 2018/37121 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazının kısmen kaldırılmasına, takibin 19.603,06 TL asıl alacak, 16.901,75 TL takip tarihine kadar işlemiş gecikmiş zammı üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacak miktarı olan 19.603,06 TL'nin %20'si üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....
Davacı vekili İİK'nın 266 maddesine göre ihtiyati hacze itirazı inceleyecek mahkemenin icra tetkik merci olduğunu ileri sürmüş ise de; Davacının itirazının ihtiyati haciz kararı veren mahkemeye ve İİK'nın 265 maddesine yer alan nedenlere dayalı olarak yapıldığı, İİK'nın 266 maddesindeki haczin kaldırılması müessesinin farklı olduğu, ihtiyati haciz kararı mevcut iken uygulamanın kaldırılması istendiği takdirde haciz miktarı kadar teminat gösterilmek şartıyla İcra Tetkik Mahkemesi'nden talepte bulunulması gerektiği, müesseselerin birbirinden farklı olması karşısında ihtiyati haczi veren mahkemeye yapılan itiraz sonucu verilen yetkisizlik kararının tarafların ikametgah adreslerine göre yerinde bulunduğu anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle Yaralama Hüküm : 765 sayılı TCK'nın 102/4,104/2. maddeleri gereğince kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılması Taksirle yaralama suçundan,sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazının reddine, ancak; Kamu davasının zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince düşmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin 5271 sayılı CMK'nın 223. maddesinde hüküm türleri arasında yer almayan ortadan kaldırma kararı...