İcra Müdürlüğünün 2013/5963 Esas sayılı icra takibine yaptığı itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş olup davacı davasını sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak açmıştır. Buna göre genel hükümlere göre çözülmesi gereken uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesince görülüp çözümlenmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Antalya 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 17.12.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali Uyuşmazlık, haksız işgal nedeniyle ecrimisil istemiyle yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında kira sözleşmesi bulunmadığı gibi mahkemece bu yönde yapılan nitelemede bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın bu niteliği gereği inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine aittir. Ancak dosya daha önce Yargıtay 1. Hukuk Dairesinden geldiğinden görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Başkanlar Kurulu'na gönderilmek üzere Birinci Başkanlığına gönderilmesine, 05.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali ve alacak Uyuşmazlık, ticari nitelikte haksız işgal tazminatına yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olup, davacı ile davalılar arasında kiracılık ilişkisi bulunmamaktadır. Nitekim mahkemenin kabulü de bu yöndedir. Bu durumda hükmün temyiz incelemesi görevi Dairemize ait olmayıp Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'ne ait bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 22.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, ecrimisil kaynaklı itirazın iptali talebine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. Bilindiği üzere, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır....
Görüldüğü üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, mülkiyet hakkına dayalı haksız işgal tazminatı (ecrimisil) istemine ilişkindir. 7035 sayılı yasa ile değişik 5235 sayılı yasanın 35/4 maddesi uyarınca Hakimler ve Savcılar Kurulu 1. Dairesi tarafından alınan ve halen yürürlükte bulunan işbölümü kararı uyarınca " Taşınmaz mallara ilişkin, tapu kaydına ve mülkiyet hakkına dayalı tapu iptal, tescil, el atmanın önlenmesi, yıkım (kal) istemli davalar ile haksız işgal tazminatı (ecrimisil) istemli davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a yönelik istinaf kanun yolu başvurularını inceleme görevi 1. (veya 2. ikizi) Hukuk Dairesine aittir. Bu iş bölümü kararı uyarınca somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. (veya 2. ikizi) Hukuk Dairesine ait olduğu anlaşıldığından dairemizin görevsizliğine, dosyanın görevli ve iş bölümü bakımından yetkili İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1....
HD., E. 2014/20017 K. 2015/4515 T. 29.04.2015) "Öte yandan inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil davaları sonucu verilen kararlar yenilik doğurucu değil, açıklayıcı nitelik taşımakta olup, işlemin tarafı olan kişinin iyiniyetli olduğundan sözetme olanağı da yoktur ve tarafı bulunduğu işlem yok hükmündedir....
SONUÇ; Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 01.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Öte yandan, her nekadar hesap tablosuna yönelik şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince şikayete konu hesabın öğrenilmesinden itibaren 7 günlük süreye tabi ise de; somut olayda hesaplama itirazın iptali ilamı üzerinden yapıldığına göre, hesabın ilama uygun yapılmadığı iddiası ilama aykırılık nedenine dayalı olup, aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca süresiz şikayete tabidir. Somut olayda, 19.11.2014 tarihli bilirkişi raporunda, her nekadar bazı kalemler şikayete konu dosya hesabındakinden daha düşük belirlenmiş ise de, icra müdürlüğünce yapılan şikayete konu dosya hesabına borçlu tarafından ayrı ayrı itiraz edilmemiş olması nedeniyle dosya hesabındaki kalemlerin kesinleştiği ve hesaplamada icra müdürlüğünce tayin edilen bedellerin nazara alınması gerektiği mütalaa edilmiş ve mahkemece, hesaplamanın itirazın iptali ilamının esas alınması suretiyle gerçek dosya borcunun tespiti yönünde yaptırılması gerekirken yanılgılı değerlendirme içeren rapora itibar edilerek karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Haksız işgal tazminatı K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık mülkiyet hakkına dayalı haksız işgal tazminatına ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 17.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda ise, davalı ödeme ve benzeri nedenlerle değil, davacı kooperatifin ortağı olmadığı nedenine dayalı olarak borçlu olmadığını savunmak suretiyle takibe itiraz ettiğine göre, davalının ortak olup olmadığının tespiti bakımından hukuki bir durumun belirlenmesine yönelik bu dava, malvarlığı hukukuna ilişkin bir dava kapsamında görülemeyeceğinden görev hususunun parasal değere göre belirlenmesi de mümkün bulunmamaktadır. Buna göre, kooperatif ortağı olunup olunmadığının belirlenmesi istemine ilişkin davanın sulh hukuk mahkemesinde görüleceğine dair bir düzenleme mevcut olmadığından, davaya bakmanın asıl görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiğinin kabulü ile mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. 2)Bozma nedenine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....