Talep, taraflar arasında imzalanmış olan Kurumsal Web Sitelerinin Tasarımı sözleşmesinden kaynaklı edimlerin süresinde yerine getirilmediğinden bahisle sözleşme kapsamında ödenen avansın iadesi için yapılan takibe itirazın iptali davasında, davalı yüklenicinin dilekçede belirtilen web sitelerine erişiminin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir talebine ilişkindir. Mahkemece davanın konusunun alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali davası olduğu, doğrudan dava konusu talebe yönelik olmadığı ve HMK 389 madde şartlarını ihtiva etmediğinden bahisle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. HMK'nın 389 maddesinde şartların bulunması halinde ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği düzenlenmiş olup, davada talep, para alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkin olup, tedbir konulması istenen web siteleri dava konusu değildir....
Red talebi hakkında reddedilen hâkim tarafından verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Taraflar arasında görülen tazminat davası sırasında, davalı tarafından aleyhine verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin istemde bulunulduğu, mahkemece talebin reddine karar verildiği ve davalı tarafından bu karara itiraz edilmekle, dosyanın itirazı incelemek üzere itiraz merciine gönderildiği, itirazın incelenmesi esnasında davalı tarafından, itirazı inceleyen Hâkim ...) hakkında “...ihtiyati tedbir kararının verildiği asliye 1. hukuk mahkemesinin 2011/110 değişik iş sayılı dosyasında tedbir talep eden vekilinin itirazı inceleyen hâkimin oğlu olduğu” gerekçesiyle çekilmeye davet suretiyle reddi hâkim yoluna başvurulmuş, reddedilen hâkim tarafından talebin reddine ilişkin verilen kararın temyizen incelenmesi...
ve davada taraf olmayan müvekkili bankanın takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağını belirterek İlk Derece Mahkemesinin 24/03/2021 celse tarihli ara kararı ile verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılarak, davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İhtiyati tedbir kararlarına karşı temyiz yolu, 6100 sayılı HMK'nın 391. maddesinin .... bendi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddi kararları ile aynı Kanun'un 394. maddesinin .... bendi uyarınca, ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz üzerine verilen kararlar ile sınırlıdır. Mahkemece, ihtiyati tedbirin HMK'nın 395. maddesi uyarınca teminat yatırılması karşılığında kaldırılmasına karar verilmiştir. İhtiyati tedbir talep edenin HMK'nın 392/.... maddesi uyarınca göstermek zorunda olduğu teminata, aleyhine tedbir kararı verilenin aynı Kanun'un 394/.... maddesi uyarınca mahkemece itiraz yolunun açık olmasına karşın, ihtiyati tedbirin HMK'nın 395. maddesi uyarınca teminat yatırılması karşılığında kaldırılması kararı, ihtiyati tedbirin özü ile ilgili olmadığından, bu konudaki kararlara karşı kanun yoluna başvurulması kabul edilmemiş, bu sebeple de 395/.... maddede, ihtiyati tedbir kararına itiraz üzerine verilen karara yönelik kanun yoluna başvuruya ilişkin 394/.......
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2021/229 Esas sayılı 07/10/2021 Tarihli İhtiyati Tedbire İtirazın Reddi Kararı ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: DAVA; hak ediş alacağının tahsili istemine ilişkindir. Talep; ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. Mahkemece, ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır....
Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık İDM'ce dava konusu taşınmazların cebri icra yoluyla satışının durdurulmasına ilişkin verilen ara kararın istinafına ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karışı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ''kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır'' şeklinde tarif edilmiştir....
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacılar vekili; ihtiyati tedbire konu taşınmazların satın alınması işleminin, hakim ortak ve yöneticiler tarafından gerçekleştirilmiş hukuka aykırı ve şirketleri zarara sokmaya yönelik işlemlerden birisi olduğunu, ihtiyati tedbir koşulları mevcut olduğundan mahkemece hukuka uygun olarak ihtiyati tedbir kararı verilmişken, kararın durum ve koşullarda bir değişiklik olmamasına rağmen ihtiyati tedbirin kaldırılmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, ihtiyati tedbirin kaldırılmasıyla davanın ve lehte bir karar elde etmenin fiilen işlevsiz kalacağını, ihtiyati tedbirin kaldırılması kararının hukuki gerekçeden yoksun olduğunu belirterek, mahkemenin ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına dair kararının kaldırılarak ihtiyati tedbirin aynen devamına karar verilmesini talep etmiştir....
Davalıdır şerhinin, dava konusu taşınmazın devir ve temlikini önleyici bir fonksiyonun olmayacağı açıktır. 6100 sayılı HMK'nun 341/1. fıkrasına göre, İlk Derece Mahkemesince verilen istinaf kanun yoluna başvurulabilecek olan kararlar; nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar olarak gösterilmiştir. Davalıdır şerhi kararının ise, HMK'nın 389 ve müteakip maddeleri kapsamında düzenlenen ihtiyati tedbir kararı niteliğinde bulunmadığından davalı adına olan tapu kaydı üzerine davalıdır şerhi konulmasına ilişkin karara yönelik davalı T3 vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir....
Hâl ve şartlarda değişiklik bakımından o anda kanun yoluna başvurulamaması, daha sonra işin esasıyla ilgili kanun yoluna başvurulması durumunda, bu hususun incelenmeyeceği anlamına da gelmez.” ifadesi karşısında, ihtiyati tedbire ilişkin tüm kararlara karşı kanun yoluna başvurulabileceği kabul edilemez. 7251 sayılı yasayla değişik HMK.nun 341 inci maddesinin 1 inci fıkrası da HMK’nun 391 ve 394 üncü maddelerine paralel bir düzenleme getirmiş ve “ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara" karşı başvurulabileceğini düzenlemiştir. Sonuç itibarıyla kanun koyucu, ihtiyati tedbir isteminin reddi ile ihtiyati tedbir kararına itiraz dışındaki ihtiyati tedbire ilişkin kararlara kanun yollarının kapalı olmasını öngörmüştür....
bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinin olması gerektiğini, zorunlu şart olarak öngörüldüğünü, yasada öngörülen bu zorunlu şartların somut olayda mevcut olmadığını, "davanın esası ile (yapılacak yargılama sonucunda) elde edilebilecek sonuç ihtiyati tedbir yolu ile elde edilemez" kuralı gereğince davacının ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiğini, yine ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için telafisi imkansız sonuçların bulunması gerektiğini, ancak davacı eczanenin cirosunun bir hayli yüksek olması ancak kesinti tutarının 43.471,05- TL olması dikkate alındığında telafisinin imkansız bir zararı doğurmadığının da açık olduğunu, bu nedenle ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebi ile istinafa başvurmuştur....