No:2/1 Seyhan/Adana adresinde haciz uygulandığını, haciz esnasında borçlu adına birçok güncel tarihli muhasebesel nitelikte evraklar bulunduğunu, icra memuru tarafından tutanağa geçirildiğini, haciz sırasında 3.şahıs lehine istihkak iddiasında bulunulduğunu, istihkak iddia eden 3.şahıs T3'ın icra dosyasında borçlu T6 kardeşi ve T5'ın amcasının oğlu olduğunu, dosya borçlusu ile istihkak iddia eden 3.şahıs arasında organik bağ bulunduğunu, istihkak iddiasında bulunulan 3.kişi adına olan vergi levhasının takip konusu borcun doğumundan sonra düzenlendiğini ve mülkiyet iddiasını ispatlamaya yeterli kuvvetli delil olmadığını, hacizli mallara ilişkin olarak 3.şahıs tarafından hiçbir fatura ibraz edilemediğini belirterek davanın kabulü ile 02/04/2021 tarihli haciz tutanağındaki icra müdürlüğü kararının kaldırılmasına, İİK m.97 gereğince takibin devamı doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir....
titizlikle yapma yükümlülüğü olan istihkak iddia eden üçüncü kişinin elinde sahibi bulunduğunu iddia ettiği mallara ilişkin fatura olmamasının düşünülemeyeceğini, borçlunun ticari faaliyetlerini oğlu üzerine kurduğu işletme üzerinden devam ettiğini, icra müdürlüğünce hacizde istihkak iddia edilmesi üzerine İİK'nın 97. maddesine göre takibin devamı ya da taliki hususunda karar vermek üzere dosyanın icra mahkemesine gönderilmesine karar vermesi gerekirken İİK'nın 99. maddesine göre işlem tesis etmesinin hatalı olduğunu, bu nedenle mahkeme kararının kaldırılmasına, istinaf taleplerinin kabulüne, 18/07/2022 tarihli haczin İİK'nın 97. maddesine göre yapılmasına, takibin devamına karar verilmesine, yargılama gideri ve harcın taraflarına iadesine karar verilmesini talep etmiştir....
Talep, alacaklının hacizde İİK’nın 97.maddesinin uygulanması gerektiği, icra müdürlüğünce İİK'nın 99. maddesinin uygulanması yönündeki kararın hatalı olduğu iddiasına dayalı şikayetine ilişkindir. İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Geçerli istihkak iddiasının varlığının, hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir. Somut olayda; şikayete konu 03.12.2020 tarihli haciz esnasında, çalışan olduğunu beyan ederek 3. kişi Özgür Akaryakıt..... Ltd....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı (üçüncü kişi), Çerkezköy İcra Müdürlüğü’nün 2009/266 Takip sayılı dosyasında yazılan talimat uyarınca, Saray İcra Müdürlüğü’nün 2009/127 Talimat sayılı dosyasında yapılan 27.04.2009 günlü hacze konu menkullerin kendisine ait olduğunu, borçlu ile ilgisinin bulunmadığını, bir başka takip dosyasında aynı yerde yapılan hacze ilişkin istihkak iddiasının Mahkemece kabul edildiğini belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
(HMK md.150) Üçüncü kişi kendisine verilen süreye karşın, yasal süresi içinde dava açmazsa, istihkak iddiasından vazgeçmiş sayılır. (İİK md.97/6) Bu durumda alacaklı tarafından açılan davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir. (17 HD. 24.01.2012, 2011/11856- 485, 24.01.2012, 2011/11881- 486) (Ali Güneren, İcra ve İflas Hukuku'nda İstihkak Davaları, güncellenmiş üçüncü baskı, s:1382) Buradan da anlaşılacağı üzere, alacaklı tarafından haczin İİK'nın 96,97 maddesine göre yapılması gerektiğine dair şikayetin sonucu, yine alacaklı tarafından açılan üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi talepli davayı doğrudan etkilemektedir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava,3.kişinin istihkak iddiasının alacaklı tarafından kabul edilmemesi nedeniyle İİK 96 ve 97.maddelere göre takibin devamı ve talikine (İstihkak prosedürüne)ilişkin olup Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 12. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 14.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, uyulan bozmaya göre; davalı alacaklı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2.Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. İstihkak davalarında üçüncü kişi yararına tazminata hükmedilebilmesi için İİK’nin 97/15. maddesindeki tüm koşulların birlikte gerçekleşmesi, buna göre istihkak iddiasının sabit olmasının yanı sıra alacaklının da kötü niyetli olması gerekmektedir. Buradaki kötü niyet ile kastedilen, alacaklı tarafın mahcuzların üçüncü kişiye ait olduğunu bildiği halde haczedilmesini sağlaması olarak anlaşılmalıdır ki Dairemizin yerleşmiş uygulaması da bu yöndedir. Somut olayda davacı mülkiyet hakkına dayanmaktadır. Davanın kabulüne yönelik gerekçede de finansal kiralama sözleşmesinin feshedildiği, hacze konu eşyaların fatura karşılığında üçüncü kişiye satıldığı vurgulanmıştır....
Şti. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere, usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine; 2-)Davalı alacaklı vekilinin tazminat yönünden temyiz isteminin incelenmesine gelince; İstihkak davalarında, İİK’nin 97/15. maddesinde: “…İstihkak davası sabit olur ve birinci fıkra gereğince istihkak iddiasına karşı itiraz eden alacaklı veya borçlunun kötü niyeti tahakkuk ederse haczolunan malın değerinin yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere itiraz edenden tazminat alınmasına asıl dava ile birlikte hükmolunur….” düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre; davacı üçüncü kişi yararına tazminata hükmedilebilmesi, davalı alacaklı tarafın kötü niyetli olması, yani mahcuzların üçüncü kişiye ait olduğunu bilerek haczin yapılmasını sağlaması gerekmektedir. ....
Malın borçlu elinde haczedilmesi durumunda, bu mal üzerinde hakkı olduğu kanısında olan 3. kişi veya onun yararına borçlu yahut malı borçlu ile birlikte elinde bulunduran 3. kişi, haczi öğrenme tarihinden itibaren yedi gün içinde istihkak iddiasında bulunursa dava açma süresi durur. Bu durumda icra müdürlüğünce sırasıyla, İİK'nun 96/2 ve 97/1 maddelerinde öngörülen prosedürün işletilmesi gerekir. İcra müdürlüğünce, önce, alacaklı ve borçluya istihkak iddiasıyla birlikte istihkak iddiasına karşı itirazları olup olmadığını bildirmeleri için 3 günlük süre verilir. Verilen süre içinde itiraz etmezlerse istihkak iddiasını kabul etmiş sayılırlar.(İİK. md 96/2) Alacaklı veya borçlu ya da her ikisi verilen süre içinde istihkak iddiasına itiraz ederlerse icra müdürlüğünce dosya hemen bağlı olduğu icra mahkemesine verilir....
Yine İİK'nin 97/9. maddesine göre, kendisine istihkak talebinde bulunma imkanı verilmemiş olan üçüncü kişi önce icra dairesine istihkak iddiasında bulunmak zorunda olmaksızın,haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde doğrudan doğruya icra mahkemesinde istihkak davası açabilecektir....