İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece yapılan değerlendirmede, 28.06.2021 tarihli hacizde haczolunan menkullerin muhafazası için 16.08.2021 tarihinde aynı adrese tekrar gidildiğinde ihtirazi kayıtla ödeme yapılmış olmakla, bu ödeme nedeni ile hacizlerin kaldırılmış olmasının istihkak iddiasından vazgeçilmesi olarak değerlendirilmesine olanak bulunmadığı, istihkak iddiacısı tarafından takibe konu borcun ihtirazi kayıt ile ödenmesi nedeni ile hacizler kaldırılmış olsa dahi istihkak yargılamasının ödenen bedel üzerinden devam edeceği, 28.06.2021 tarihinde haczolunan menkullere ilişkin istihkak yargılamasının İstanbul Anadolu 22....
Davalı alacaklı vekili, İİK 97. maddesine göre istihkak davasında davacının lehine istihkak iddiasında bulunan 3. kişiler olması gerektiğini belirterek husumet yokluğundan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre; davacı tarafından icra dosyası muhteviyatından başkaca delil ibraz edilmediği, icra dosyasında mevcut faturaların ise mahcuzların 3.kişilere ait olduğu hususunda ispata yeterli olmadığı gerekçesiyle davacı borçlunun istihkak iddiasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı......... takip borçlusudur. Hacizli malların mülkiyetinin kendisine ait olmadığını, 3.kişilere ait olduğunu belirterek haczin kaldırılmasını istemiştir. İİK.'nun 96 ve onu izleyen maddelerinde istihkak davasının 3.kişi ve alacaklı tarafından açılabileceği öngörülmüş, borçluya istihkak davası açma hakkı tanınmamıştır....
Davalı alacaklı vekili, haczin borçluya ödeme emri tebliğ edilen resmi adresinde yapıldığını, davacı ile borçlu şirket arasında organik bağ bulunduğunu, istihkak iddiasının muvazaaya dayandığını savunarak davanın reddi ile tazminat talep etmiştir. Davalı borçlular davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece, haczin borçluya ödeme emri tebliğ edilen adreste yapıldığı, haciz sırasında borçlu şirkete ait evrak bulunduğu, davacı şirket ile borçlu şirket arasında organik bağ olduğu, istihkak iddiasının muvazaaya dayandığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekilince temyiz edilmiştir. Hacizden doğan istihkak davalarını düzenleyen İİK.nun 96, 97 ve 99.maddeleriyle haczi düzenleyen İİK.nun 85/2. maddesinde istihkak davasını, haczedilen şey üzerinde "mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hak" iddia eden kişilerin açabileceği belirtilmiştir....
İİK’nun 97.maddesinin 10,11,12 ve 16.fıkra hükümleri sadece 3.kişi tarafından açılacak istihkak davalarında değil alacaklının İİK’nun 99. Maddesine göre açtığı istihkak davalarına da uygulanır. Alacaklı yararına %40 tazminatı düzenleyen İİK’nun 97/13 maddesi hükmü de bu nitelikte olup anılan madde koşulları mevcut ise tazminata hükmedilmelidir. Somut olayda, İİK’nun 97/13 maddesinde öngörüldüğü şekilde bu dava nedeniyle takibin ertelenmesine veya ihtiyati tedbir yolu ile icra takibinin durdurulduğuna ilişkin hiçbir kanıt bulunmamaktadır. Bu durumda bu dava nedeniyle 3.kişinin tutumu sonucu alacağın tahsilinin geciktiğinden söz edilemeyeceğinden davacı alacaklı yararına %40 tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirir nitelikte görülmediğinden HUMK 438/7.maddesi gereğince hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Somut olayda, şikayete konu 28.02.2020 tarihli haciz esnasında, çalışan olduğunu beyan ederek 3. kişi Arf … A.Ş. yararına istihkak iddiasında bulunan ...’un, dosyada mübrez ticaret sicil kayıtlarına göre, adı geçen şirketin temsilcisi olmadığı anlaşıldığından, üçüncü kişi şirket yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir. Mevcut dosya kapsamında, 3. kişi şirket yetkilisi yada vekili tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış geçerli bir istihkak iddiasına da rastlanmamıştır. Hal böyle olunca; dosyada mevcut ve geçerli herhangi bir istihkak iddiası bulunmadığından, HMK'nun 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca, şikayetin hukuki yarar bulunmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20....
ın huzurunda yapılmış, borçlunun babası ..... davalı 3. kişi ..... lehine istihkak iddiasında bulunmuş haciz İİK 99. madde gereğince yapılmıştır. ..... davalı 3. kişi ....'un yetkilisi olmadığı gibi borçlu da olmadığından 3. kişi .... lehine istihkak iddiasında bulunma hak ve yetkisine sahip olmadığından geçerli bir istihkak iddiasının varlığından söz etmek mümkün değildir. Davalı 3. kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasıda bulunmamaktadır. Bu durumda, mahkemece alacaklı tarafından açılan istihkak davasının, süresinde yapılmış usule uygun bir istihkak iddiası olmadığından, davanın ön koşul yokluğu nedeniyle reddi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı üçüncü kişinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilin, istihkak iddiası üzerine istihkak iddiasının geçerli olup olmadığını denetleyebilecek bir statüde olmadığını, üçüncü şahıs tarafından haksız bir iddia varsa da bunun mahkeme tarafından çözüme kavuşturulabileceğini, Mahkemeye yapılan başvuru sonrasında yaklaşık 2 yıllık bir yargılama neticesinde elde edilen kanaat ile istihkak iddiasının haksız olduğunun tespit edildiğini, bu durumda müvekkilin istihkak iddiası dışında yapacağı bir şey yokken davanın reddine karar vermenin hatalı olduğunu, müvekkilin, haksız olarak dava açılmasına neden olan taraf olmadığını, yetkisi olmadan istihkak iddiasında bulunarak takibin durmasına neden olan tarafın yargılamaya neden olduğunu, bu durumda davanın reddi yerine hüküm kurulmasına yer olmadığına ve haksız istihkak iddiası nedeniyle yargılamaya neden olan davalının yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını...
Davacı alacaklıya takip borçlusu davalının istihkak iddiasının bildirimi uyarınca davacı alacaklı tarafından dava açılmış ise de, davalı borçlunun takipte borçlu sıfatının devam ettiği, 3.kişi lehine istihkak iddiasında bulunmayıp kendi lehine istihkak iddiasında bulunduğu, hakkındaki takip kesinleşmemiş olsa dahi borçlunun kendi lehine istihkak iddiasında bulunamayacağı, istihkak davasının dinlenebilmesi için geçerli bir istihkak iddiasının bulunması gerektiği bu nedenle davacı alacaklının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmıştır. O halde mahkemece davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığı bu nedenle davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olduğundan istinaf talebinin kabulü ile Şarkışla İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/35 Esas 2022/17 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/39 esas, 2021/74 karar sayılı kararı ile usulünce yapılan geçerli bir istihkak iddiası olmadığı gerekçesiyle istihkak iddiası ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, Gerçek kişiler adına istihkak iddiasının, gerçek kişiyi temsil yetkisi olan kişi tarafından yapılması gerektiğini, Davacı lehine istihkak iddiasında bulunan Servet Yanık'ın davacıyı temsil yetkisi bulunmadığını, ayrıca davacı tarafından istihkak iddiası ile ilgili icra dosyasına herhangi bir beyanda da bulunulmadığını, Bu durumda, davaya konu hacizle ilgili geçerli istihkak iddiasının varlığından söz etmenin mümkün olmadığını, Dava konusu hacizle ilgili geçerli istihkak iddiası bulunmadığından davanın 6100 sayılı HMK'nun 114/h ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken davanın İnegöl 1....
İnş şirketi adına istihkak iddiasında bulunulmadığı, davacı ... şirketinin kendi adına istihkak iddiasında bulunduğu, borçlunun 3. kişi lehine istihkak iddiasında bulunma imkanı mevcut ise de 3. kişi adına istihkak davası açmasının mümkün olmadığı,mahcuz malların ... inş şirketine ait olduğunun ispatlanamamış olması nedeniyle reddine, 18/03/2010 tarihindeki haciz işlemi yönünden ise istihkak prosedürünün işletilmediği, haciz işleminin yapıldığı tarihten itibaren 7 gün geçtikten sonra 07/04/2010 tarihinde istihkak davasının açıldığı anlaşılmakla 18/03/2010 tarihli mahcuzlar yönünden açılan davanın süre yönünden reddine karar verilmiş, karar davacı 3.kişiler ve davalı borçlu tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 21.06.2022 tarih, 2022/3122 Esas, 2022/7494 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, karara karşı davalı borçlu karar düzeltme isteğinde bulunması üzerine dosya yeniden incelenmiştir....