Dav alı vekili, davaya konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin davacılar ... ile ... tarafından gerek kendi doğmuş doğacak tüm borçları gerekse davacı şirketin doğmuş doğacak bayilik sözleşmesinden ve taahhütnamelerden doğan cezai şartlar da dahil olmak üzere her türlü ticari ilişki nedeni ile doğan borçların teminatını teşkil etmek üzere tesis edildiğini, davacı şirketin, bayilik sözleşmesi ve sair tüm sözleşmeleri haksız ve hukuka aykırı olarak feshederek taşınmaz üzerindeki akaryakıt faaliyetini sona erdirdiğini, başka bir akaryakıt dağıtım şirketi ile anlaşarak faaliyetini söz konusu şirketin amblem ve markası altında sürdürmeye başladığını, ipoteğin fekki talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Maddesine göre "Sair üçüncü şahıs ve şirketlere banka tarafından verilmiş veya verilecek aynı vasıf ve mahiyette kredilere borçlunun müteselsil sıfatıyla doğmuş veya doğacak borçlarının da ipoteğin kapsamında olduğunu kabul ve taahhüt ederim" şeklinde davacının beyanı bulunduğunu, dolayısıyla ipoteğin borçluya ait verilmiş ve verilecek tüm kredilerin teminatını teşkil ettiğini, davacının genel işlem şartı iddiasının kabul edilemez olduğunu, ipotek sözleşmesinin tapuda gerçekleştirildiğini, davacının şartları kabul ettiğini tapu memuru önünde de beyan ettiğini, borçlunun 11/09/2017 tarihi itibariyle davalı bankada 74.863 TL anapara 89.634,56 TL kat bakiyeli riski bulunduğunu, dolayısıyla ipoteğin fekki şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Alacaklının bu durumda düşen takibe devam etmesi mümkün olmayıp, yeniden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapması gereklidir. Ayrıca icra müdürlüğünce işlemden kaldırma kararı verilmiş olması, anılan maddede belirtilen takibin düşeceği sonucunu değiştirmez. O halde, derdestlik itirazı yerinde olmayıp, borçluların sair itirazları konusunda inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ve eksik inceleme ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
A.Ş. ile davalı banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak ipotek verdiğini, kredi borcunun ve çek risklerinin kapatılmasına rağmen davalının ipoteği fek etmediğini belirterek, ipoteğin fekki ile uğranılan maddi ve manevi zararın tazminini talep etmiştir. Davalı vekili, dava dışı ... A.Ş.nin 187 adet çekten dolayı riski bulunduğunu, tüm borçlar ödenmeden ipoteğin fek edilemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bankadan gelen cevabı yazılara göre 187 adet çek yaprağının ......
tarafından icra takibine konulduğu, dava konusu takibin bu senetlerden dolayı değil, Euro bazında düzenlenen senetlerden dolayı olduğu, davalının halen sözleşmeden ve Euro olarak düzenlenen senetlerden doğan borçlarını ödemediği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı yararına %40 tazminata karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve ipotek akit tablosunda kararlaştırılan oran gözetilerek faize hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir 2- Dava finansal kiralama sözleşmesinin taraflarca feshi nedeniyle davalının bakiye borcuna karşılık verilen bonolar ödenmediğinden, davalı tarafından verilen ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takibe karşı itirazın iptali istemidir....
Davalı, 4721 sayılı TMK’nun 887.maddesine göre takip ve davadan önce ipotekli taşınmazın maliki, borçtan şahsen sorumlu değilse alacaklının ödeme emri isteminin ona karşı etkili olabilmesi için hem borçluya hem de üçüncü kişiye ihbar gönderilmesi gerektiğini, bu hususun hem dava hem takip şartı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, dava dışı asıl borçlu tarafından kullanılan konut kredisinin taksitlerinin ödenmemesi ve kredinin teminatı olarak verilen ipotekli taşınmazın asıl borçlu tarafından davalıya satılması nedeniyle davalı aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatmış, itiraz üzerine duran takibin devamına karar verilmesi için itirazın iptali davasını açmıştır....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davanın açılmasına davalı bankanın sebebiyet vermediğini, ipoteğin fekki için daha önce bankaya bir talep ulaşmadığını, dava ile haberdar olunduğunu ve en kısa sürede ipoteğin fek edildiğini, yerel mahkemenin yargılama gideri ve vekalet ücretinden davalı bankayı sorumlu tutmasının hatalı olduğunu, maktu harç alınması gerektiğini, kararın kaldırılarak davalı banka aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiş, kararı istinaf etmiştir. GEREKÇE: Dava, tüketici tarafından davalı banka aleyhine açılan ipoteğin fekki davasıdır....
Temyiz Sebepleri Şikayetçi borçlu temyiz dilekçesinde; takibe dayanak ipotek senedinin alacaklı tarafından daha önce takibe konulduğunu, bu nedenle başlatılan takibin mükerrer olduğunu, ipoteğin fekki bildirilinceye kadar tesis edildiğini, ancak takipten önce taraflarına ‘fek bildirimi’ yapılmadığından faiz talep edilemeyeceğini, faiz oranının ipotek senedinde belirlenenden fazla olduğunu, faiz miktarının faiz başlangıcı olarak hangi tarih esas alınarak hesaplama yapıldığı anlaşılmadığından hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, mükerrer takip nedeniyle icra takibinin iptali ve faiz oranı ile işlemiş faize itiraz istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu 148., 149. ve 150/ı. maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve sair yasal mevzuat 3....
İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 30/04/2015 NUMARASI : 2015/211-2015/317 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatıldığı, borçlunun şikayet yoluyla icra mahkemesine yaptığı başvuruda, icra emrine, borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği, mahkemece, İİK. m. 150/ı hükmünün banka ve kredi veren kuruluşlar yönünden olup, diğer gerçek ya da tüzel kişilerin bu maddeye dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapmalarının mümkün olmadığı, ipoteğin kayıtsız-şartsız para borcunu ihtiva etmediği ve alacağın tahsil edilip edilmeyeceğinin...
Davalılar vekili, takibe konu ipoteğin teminat ipoteği olduğunu, davacının öncelikle müvekkili şirket ile arasındaki sözleşme gereğince genel mahkemede dava açarak alacağı miktar olarak belirlemesi gerektiğini, alacak belirlenmeden ipotek akit tablosuna dayanarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin muaccel olmuş bir borcunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini ve davacı aleyhine %40 oranında tazminata hükmedilmesini istemiştir....