Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; derdestlik itirazına konu ..Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/599 E. sayılı dosyasında 01.03.2011 tarihinde iş bölümü itirazının kabulüne karar verildiği, tahrik dilekçesinin 11.03.2011 tarihine kadar verilmemesi nedeniyle 11.03.2011 tarihi itibarıyla anılan davanın kendiliğinden derdestlik niteliğini kaybettiği ve huzurdaki davanın bu tarihten sonra açıldığı gerekçesiyle derdestlik itirazının reddine karar verilmiş ve davalı bankanın dava dışı ipotek lehtarı önünden çek riski dışında herhangi bir kredi alacağı bulunduğunu bildirmediği, sadece dava dışı ...'den alacaklı olduğunu ve eski malik dava dışı .... yönünden de kefaletinin bulunduğunu ve ipoteğin aynı zamanda kefalet borcunu da kapsadığını belirterek..... ile yapılan kredi sözleşmesinin 5. maddesine dayandığı, ancak anılan maddenin kefil.....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı banka tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Anayasanın 141/3. maddesi "Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır" buyurucu hükmünü içermektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde de, kararın kapsayacağı hususlar ayrıntılı biçimde belirtilmiş olup, bu maddenin 1. fıkrasının c. bendine göre; mahkeme kararlarında iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşmadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin açıkça gösterilmesi zorunludur....
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz üzerinde, davalı lehine tesis edilen ipoteğin iptali isteğine ilişkindir. Dava, sadece lehine ipotek tesis edilen şahsa karşı açılmıştır. Konutun, aile konutu olduğu iddia edilerek davacı eşin açık rızası alınmadan tesis edilen ipoteğin kaldırılması istendiğine ve dava rızası gereken eş tarafından açıldığına göre, kaldırılması talep edilen ipotek akdinin diğer tarafının da davada davalı olarak yer alması zorunludur. Bu bakımdan davacıya konut üzerinde hak sahibi olan ipotek akdinin diğer tarafını oluşturan eşini de davaya dahil etmek üzere uygun süre verilmesi, davaya dahil edildiği ve gösterdiği takdirde delillerinin toplanması ve taraf teşkili bu şekilde sağlandıktan sonra sonuca gidilmesi gerekmektedir....
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, davalı eşin malik olduğu ve aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerine davalılardan banka lehine ipotek tesis edildiğini, bu işleme rızasının olmadığını ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasını ve taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Dava tarihinden sonra dava konusu taşınmazın ihale ile satıldığı ve ihalenin 13.04.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Taşınmazın satış suretiyle üçüncü bir kişi adına tescili sonrasında aile konutu olduğunun tespiti ve ipoteğin kaldırılmasına ilişkin davanın konusu kalmamıştır....
Ancak; Taşınmazın kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı kurulan kısmının tapu kütüğüne tesciline de karar verilmesi gerekirken, irtifak hakkının tesisine karar verilmesiyle yetinilmesi ve ayrıca Ziraat Bankası lehine bulunan ipoteğin tespit edilen kamulaştırma bedeline yansıtılmamış olması doğru değilse de bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden gerekçeli kararın hüküm fıkrasının bir numaralı paragrafının sonuna "ve bu irtifak hakkının tapuya tesciline" ibarelerinin, yine gerekçeli kararın dört numaralı paragrafının sonuna "T.C.Ziraat Bankası lehine konulmuş bulunan ipoteğin tespit edilen kamulaştırma bedeline yansıtılmasına" ibarelerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 30.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davalılar vekilinin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları bozma ile kesinleşen yönlere ilişkin olduğundan yerinde değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatılmış olup, İİK'nun 150/ı maddesine göre yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte istemin reddi ya da kabulü halinde tazminata hükmolunacağına dair yasal bir düzenleme bulunmadığı halde, mahkemece alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın...
Bankası lehine 19/09/2016 tarihli ipotek kaydının bulunduğu, adı geçen bankanın 31/05/2018 tarihli cevabi yazısında, ipoteğin konut kredisi için konulduğunun ve ipotek haklarının ve kredi borcunun devam ettiğinin bildirildiği görülmektedir Şikayete konu taşınmaz üzerindeki 9876 yevmiye numaralı ipoteğe ilişkin resmi senette yer alan; “....namına açılmış ve açılacak bilcümle kredilerden......doğmuş ve doğacak bütün borçlardan.... Bankanın merkez ve şubelerine karşı doğmuş ve doğacak nakdi ve/veya gayrinakdi tüm borçlarının....ipotek etmeyi kabul ettiğini...” şeklindeki kayıtlar nedeniyle, söz konusu ipoteğin, borçlunun başka borçlarının da teminatı olarak tesis edildiği ve dolayısıyla zorunlu ipotek olmadığı anlaşılmaktadır. Resmi senette yer alan söz konusu kayıtlar karşısında, lehine ipotek tesis edilen Türkiye......
Mevki 3287 Ada 6 Parsel'inde kayıtlı taşınmazın borçlu adına kayıtlı olan 1/2 hissesi için meskeniyet iddiasının ileri sürüldüğü, ancak, taşınmaz üzerine haciz tarihinden önce 20.3.2009 tarih ve 923 yevmiye numarası ile Türkiye ... Bankası A.Ş. lehine 50.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiği ve mahkemece ipoteğin niteliği araştırılmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, öncelikle lehine ipotek şerhi olan bankadan ipoteğin mahiyeti, verilme nedeni sorularak ve tapudan ipotek akit tablosu getirtilerek zorunlu ipotek olup olmadığı, zorunlu ipotek değil ise, haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödenip ödenmediği tespit edilerek, ödenmediğinin belirlenmesi halinde buna göre hüküm kurulması gerekirken, bu hususun araştırılmaması doğru değildir. Öte yandan; İİK'nun 82/1-12. maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca,...246 ada 11 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir....