ile dava dışı yüklenici... arasında imzalanan 15.03.2010 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin teminatı olarak arsaya davalı arsa sahibi lehine konulan ipoteğin kaldırılmadığını, inşaatın bittiği ve müvekkillerinin yüklenici şirketten daire satın aldıklarını ancak tapuya konulan ipoteğin davalı yanca kaldırılmadığı gibi müvekkilleri aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını ileri sürerek, davalının başlattığı takiplerin durdurulmasını ve iptalini, konulan ipoteğin daire sahiplerine payları oranında dağılımının tespiti ile ipoteğin sözleşmenin teminatı olarak konulmuş olması nedeniyle dava dışı yüklenicinin, davalı arsa sahibi ...'a sözleşmeden kaynaklanan borcu olup olmadığının tespiti ile varsa davacılara düşen hisselerin ayrı ayrı tespitini talep ve dava etmiştir....
lehine usulüne uygun düzenlenmiş ipotek tesisi söz konusu olmadığı, ipoteğin esas bakımından eksiklikler taşıdığı, davacı taraf kötü niyet tazminat isteminde bulunmuş ise de; söz konusu işlem .... Memurluğu nezdinde yapılmış olduğundan yapılan işleme güven sebebi ile ipotekli takip yapılmış olduğundan davacının takipte kötü niyeti söz konusu olmadığından kötü niyet tazminat isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerine 04/11/2011 tarih 17162 yevmiye ile konulan 550.000 TL bedelli ipoteğin kaldırılmasına, davacı vekilinin % 20 kötü niyet tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava, ipotek akit tablosunun geçersiz olduğu iddiasıyla ipoteğin fekki istemine ilişkindir. TC Anayasası'nın 141/3. maddesi uyarınca mahkeme kararlarının gerekçeli olması zorunludur. 6100 sy. HMK'nın 297. maddesinde de mahkeme kararının gerekçeli olması gerektiği yönünde hüküm bulunmaktadır....
Eldeki dava ipoteğin fekkine ilişkin olup 25.05.2021 tarihli taraf beyanları gereği ipoteğe konu borcun davalı tarafından ödendiği ve ipoteğin fek edildiği görüldüğünden dava konusuz kalmış, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın ipoteğin kaldırılması ve taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ve yolsuz tescil nedeniyle oluşacak maddî ve manevî tazminat davası olduğu, dava konusu taşınmazın 31.12.1998 tarihinde davalı ... adına tescil edildiği, 08.04.2010 tarihinde alacaklı İşbankası lehine 650.000,00 TL değerinde ipotek şerhi konulduğu, dava konusu taşınmazın Ankara 5. İcra Dairesi'nin 2017/1592 Esas sayılı dosyasında 18.07.2017 tarihinde 3. kişi TRN yapı'ya ihalesinin yapıldığı, yapılan ihale için davalı ...'...
"İçtihat Metni" İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin kaldırılması KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık, İİK 153. maddesinden kaynaklanan ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 02.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
borçlarının ve kredi risklerinin halen devam ediyor olması ve dava konusu ipoteğin de bu risklerin teminatı olması nedeni ile davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davaya konu edilen ipoteğin davacının, asıl borçlu ve/veya kefil sıfatı ile imzalamış olduğu kredi borçlarından kaynaklanan müvekkil bankaya olan doğmuş ve doğacak risklerinin teminatı olmak üzere tesis edilmiş olduğunu, davaya konu ipotek ile teminat altına alınmış olan gerek davacının gerekse de aile fertlerinin müvekkil bankaya olan kredi borçlarının tamamı sona ermemiş olduğundan taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmeler uyarınca ipoteğin kaldırılmasının talep edilemeyeceğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
borçlarının ve kredi risklerinin halen devam ediyor olması ve dava konusu ipoteğin de bu risklerin teminatı olması nedeni ile davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davaya konu edilen ipoteğin davacının, asıl borçlu ve/veya kefil sıfatı ile imzalamış olduğu kredi borçlarından kaynaklanan müvekkil bankaya olan doğmuş ve doğacak risklerinin teminatı olmak üzere tesis edilmiş olduğunu, davaya konu ipotek ile teminat altına alınmış olan gerek davacının gerekse de aile fertlerinin müvekkil bankaya olan kredi borçlarının tamamı sona ermemiş olduğundan taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmeler uyarınca ipoteğin kaldırılmasının talep edilemeyeceğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
ile dava dışı yüklenici Hamdi Çakmak arasında imzalanan 15.03.2010 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin teminatı olarak arsaya davalı arsa sahibi lehine konulan ipoteğin kaldırılmadığını, inşaatın bittiği ve müvekkillerinin yüklenici şirketten daire satın aldıklarını ancak tapuya konulan ipoteğin davalı yanca kaldırılmadığı gibi müvekkilleri aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını ileri sürerek, davalının başlattığı takiplerin durdurulmasını ve iptalini, konulan ipoteğin daire sahiplerine payları oranında dağılımının tespiti ile ipoteğin sözleşmenin teminatı olarak konulmuş olması nedeniyle dava dışı yüklenicinin, davalı arsa sahibi K.. A..'a sözleşmeden kaynaklanan borcu olup olmadığının tespiti ile varsa davacılara düşen hisselerin ayrı ayrı tespitini talep ve dava etmiştir....
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere; 1- Dava; imar kanunundan kaynaklanan ipoteğin kaldırılması davası olup, Hakimler Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 21/06/2019 tarihli ve 678 sayılı kararı gereğince, dosyanın istinaf incelemesinin Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından yapılması gerektiğinden dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, Dosyanın Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda, oybirliği ile karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/252 esas sayılı dosyasında verilecek karara bağlandığını, bu davada tazminata hükmedilmediğini, kooperatife borçlu olduğunun tespit edilmemiş olduğunu, bu nedenle taşınmaz üzerine konulan ipoteğin devamını haklı kılacak bir neden bulunmadığını ileri sürerek, ipoteğin fekkini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılması şartlarının taraflar arasında yapılan sözleşme ve mahkemenin 2009/252 esas sayılı dosya içeriğine göre gerçekleşmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı temyiz etmiştir. Dava, borç nedeniyle taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir....