Mahkemece toplanan delillere ve benimsenen 12.4.2010 tarihli bilirkişi raporuna göre, ipoteğe konu konut kredisi borcunun ödendiği ancak ipotek veren Rıfat Ceylan'ın kefil olduğu kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcu nedeniyle taşınmaz üzerindeki ipoteğin halen geçerli olduğu kabul edilsede ipoteğin üst limit ipoteği olduğu, ipotek bedelinin davacı yanca mahkeme veznesine depo edildiği gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 25.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 29/06/2021 KARAR TARİHİ : 13/04/2023 G. K.YAZILDIĞI TARİH : 14/04/2023 Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Açılan davada Mahkememizin 03/11/2022 tarihli duruşması 4 nolu ara kararı ve aynı tarihli muhtıra ile fatura bedeli olan 568.000 TL üzerinden peşin harcı ve başvurma harcınıh ikmali için davacı vekiline Harçlar Kanunu 30 ve 32 maddeleri uyarınca 2 hafta kesin süre verilmiş, bu süre içerisinde noksan harç yatırılmadığı takdirde müteakip işlemlerin yapılmayacağı ve HMK 150 maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılacağı hususunun bildirildiği, muhtıranın davacı vekiline 08/11/2022 tarihinde tebliğ edildiği, iki haftalık kesin sürede harç ikmal edilmemesi üzerine mahkememizin 11/01/2023 tarihli ara kararı ile verilen kesin süre içerisinde noksan harç ikmal edilmediğinden Harçlar Kanunun 30-32....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması (fekki) Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, kredi teminatı olarak verilen ipoteğin kredi borcunun tamamen ödenip kapatılmasına ve talebe rağmen kaldırılmadığı iddiası ile ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Bu istem, Borçlar Hukukundan ve genel hükümlerden kaynaklanmakta olup, Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine dair 4787 sayılı Kanunun 4. maddesinde yer alan aile hukukundan kaynaklanan dava ve işlerden değildir. Genel mahkemeler görevlidir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, hakim tarafından yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Gerçekleşen bu durum karşısında, görevsizlik kararı verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Ltd.Şti.nin müdürü ve ortağı olduğunu, davaya konu ipoteğin anılan dava dışı şirketin müvekkiline olan borçları nedeniyle verildiğini, ancak tapudaki işlemler sırasında ipoteğin dava dışı şirketin borçlarına karşılık verildiğinin yazılmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davaya ve talebe konu ipotek senedinde borçlu olarak davacının gözüktüğü, davalının davacıdan alacaklı olmadığını açıkça beyan etmesi karşısında, ipotek tesisi sırasında tapu sicil müdürlüğü tarafından düzenlenen ve resmi senet hükmünde olan ipotek senedinde yanlışlık yapıldığına yönelik iddiaların dinlenmesinin mümkün olmadığı, davalının davacının borcu için verilen teminat ipoteğinin paraya çevrilmesi için takip yapamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, ipoteğin fekkine, davacının % 40 tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Mahkemece, ipoteğin 01/04/2010 tarihinde 3 yıl süreli tesis edildiği, tesis edilen ipoteğin taraflar arasındaki ticari ilişkiyi teminat altına alacağının resmi senette yazılı olduğu, ancak taraflar arasında ticari bir ilişkinin olmadığı, verilen teminatın konusuz kaldığı, tesis edilen ipoteğin üçüncü kişi lehine verildiği hususunun kanıtlanamadığı, bu hususta davacı tarafın usulüne uygun olarak yemin ettiği gerekçesi ile davanın kabulüne, davacının takip dosyasından dolayı davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, dava konusu ipoteğin kaldırılmasına, tazminat talebinin reddine karar verilmiş, mahkeme kararı süresinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de, bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılmaksızın karar verilmiştir.Bozma ilamında “... dava konusu ipoteğin, ipotek verenin bankadan kullandığı ve kullanacağı kredilerin teminatı olarak verildiği anlaşılmaktadır. Sözleşmede açıklık bulunmadığı kabul edilse bile bu durumda yorumun sözleşmeyi düzenleyenin aleyhine yapılması gerekir. Dolayısıyla bu ifade, ipoteğin, ipotek verenin üçüncü kişilere kefaletinden kaynaklanan borçlarının da teminatı olarak verildiği şeklinde yorumlanamaz....
Davalı vekili, dava konusu taşınmaz üzerinde müvekkili banka lehine tesis edilmiş ipoteğin, dava dışı Bilgin Kamış'ın bankaya olan doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını oluşturduğunu, ...ın müvekkili bankaya karşı asaleten ve kefaleten borçları devam etmekte olduğundan ipoteğin fekkinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre; dava konusu taşınmaz üzerinde kurulan ipoteğin anapara ipoteği olduğu, ipotek resmi senedinde yer alan "her ne sebepten olursa bankaya karşı doğmuş ve doğacak her türlü borçların teminatını teşkil etmek üzere" şeklindeki ifade nedeniyle, ipoteğin, ipotekli taşınmazın eski maliki ...'ın kefalet borçlarını da kapsadığı sonucuna varıldığı, dolayısıyla davalı bankanın dava dışı şirketlere kullandırdığı ticari kredilere kefil olan dava dışı ...'...
Davacı vekili istinaf sebebi olarak; İpoteğin paraya çevrilmesi işleminin taraflar arasında var olan hukuki ilişkiden kaynaklı sözleşmeden ari olarak değerlendirilemeyeceğini, ipoteğin verilmesi/çözülmesi taahhüdünün asıl sözleşmenin bir parçası olup davalı yanın iş bu uyuşmazlığa konu olay nedeniyle sorumluluğunun da ''sözleşmeden doğan tazminat sorumluluğu'' olduğunu, dolayısı ile uyuşmazlığın sözleşmeden doğan sorumluluk kapsamında tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat olarak nitelendirilmesi ve davacının gerçek (güncel) zararın tespiti ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken yalnızca sebepsiz zenginleşme yahut istirdat olarak davası olarak nitelendirilerek karara bağlanmasının açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Davalı Seç İnşaat vekili istinaf sebebi olarak; davacının 2010 yılında alacaklı olduğuna dair dava açtığını, ipotek sürecine ilişkin açıklama yapmakla yetindiğini, herhangi bir talepte bulunmadığını, Ankara 1....
Davacı vekili istinaf sebebi olarak; İpoteğin paraya çevrilmesi işleminin taraflar arasında var olan hukuki ilişkiden kaynaklı sözleşmeden ari olarak değerlendirilemeyeceğini, ipoteğin verilmesi/çözülmesi taahhüdünün asıl sözleşmenin bir parçası olup davalı yanın iş bu uyuşmazlığa konu olay nedeniyle sorumluluğunun da ''sözleşmeden doğan tazminat sorumluluğu'' olduğunu, dolayısı ile uyuşmazlığın sözleşmeden doğan sorumluluk kapsamında tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat olarak nitelendirilmesi ve davacının gerçek (güncel) zararın tespiti ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken yalnızca sebepsiz zenginleşme yahut istirdat olarak davası olarak nitelendirilerek karara bağlanmasının açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Davalı Seç İnşaat vekili istinaf sebebi olarak; davacının 2010 yılında alacaklı olduğuna dair dava açtığını, ipotek sürecine ilişkin açıklama yapmakla yetindiğini, herhangi bir talepte bulunmadığını, Ankara 1....
-KARAR- Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında bayilik sözleşmesi imzalandığını, davacı ... adına kayıtlı taşınmaz üzerinde davalı lehine ipotek tesis edildiğini, davalının sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine müvekkili şirket tarafından 05.01.2012 tarihli ihtarname ile sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini, müvekkilinin davalıya borcu olmadığını ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı sözleşme kapsamındaki satış taahhütlerine uymadığından müvekkilinin cezai şart alacağı olduğunu, davacının sözleşmeden kaynaklanan borcunun bulunması nedeniyle ipoteğin kaldırılmasını talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir....