GEREKÇE: Dava, kefaletten dönme nedeniyle, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacaktan dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile asıl borçlunun kredi borcunun teminatı olarak tesis edilen ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir....
etmiş, 17.11.2015 tarihli dilekçesi ile davasını maddi tazminat olarak ıslah ettiğini belirtmiştir....
İcra Dairesinin 2000/838 esas sayılı takip dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğini, borçlu şirket ve davalının borca itiraz ettiklerini, hatta davacıya herhangi bir borçlarının kalmadığını ileri sürerek ipoteğin artık konusuz kaldığını belirttiklerini, bu nedenle ipoteğin kaldırılması ile maddi ve manevi tazminat talep ettiklerini, dava konusu yapılan ipoteğin sağladığı güvencenin değerini yitirmesi nedeniyle ipotek bedelinin günün koşullarına göre uyarlanmasına karar verilmesini(belirsiz alacak davası) dava ve talep etmiştir....
Davalı vekili, ilk derece mahkemesinin ipoteğin fek edilmemesi nedeniyle davacının zarara uğradığına ilişkin iddiasını yerinde bulmasının hatalı olduğunu, ipoteğin fek edilmemesiyle oluştuğu iddia edilen zarar arasında illiyet bağının bulunmadığını beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur. Davacı vekili kısmi istinaf dilekçesinde, ipoteğin terkini konusunda kurulan hükme ilişkin vekalet ücretine hükmedilmemesinin yerinde olmadığını beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE :Davacı ile davalı arasında taşınmaz alımına ilişkin konut kredisi kullanıldığı hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, kredinin teminatı olarak tesis edilen ipoteğin fekkinin gerekip gerekmediği ve ipoteğin fek edilmemesinden kaynaklı davacının zararının oluşup oluşmadığı hususundadır. İlk derece mahkemesince, tarafların sunmuş oldukları deliller dosya arasına alınarak tarafların iddia ve savunmaları kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırıldığı anlaşılmıştır....
Şubesinden taşınmazı üzerine tesis edilmiş olan ipoteğin fekkini talep ettiğini, işbu ipoteğin kaldırılması için gerekli olan harcın kendisi tarafından ödeneceğinin belirtildiğini ancak işbu şubeden gönderilmiş olan ihtarname ile ipoteğin süresiz olduğunun iddia edilerek taleplerinin reddedildiğini, müvekkiline ait taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin taşınmazı sonuna kadar ipotek ettirmediğini, ipotek konusu borcun yıllar önce kapatıldığını beyanla davalı lehine tesis edilmiş olan ipoteğin kaldırılması ve terkinine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, ipoteğin fekki talebine ilişkindir....
Davacı vekili, müvekkiline ait taşınmazın, ortağı olduğu şirketin borçları için ipotek edildiğini, borcun ödenmesi ve bankaya bir çok kez yazılı ve sözle bildirime bulunulmasına rağmen ipoteğin fek edilmemesi nedeniyle müvekkilinin taşınmazı yeniden ipotek ettirerek kredi ve teminat mektubu alamaması nedeniyle zarara uğradığını belirterek, ipoteği haksız şekilde kaldırmayan banka ile ipoteğin kaldırılması için gerekli girişimlerde bulunmayan diğer davalının zararlarından sorumlu olduğunu ileri sürmüştür. Davalı banka vekili, ipoteğe konu borcun tam olarak ödenmemesi nedeniyle ipoteğin kaldırılmadığını, ileri sürülen zarar ile ipoteğin kaldırılmaması arasında illiyet bağı bulunmadığını savunmuştur. Diğer davalı ise ipoteğin kaldırılması için gerekli girişimlerde bulunduğunu belirtmiştir....
Davacı vekili, müvekkiline ait taşınmazın, ortağı olduğu şirketin borçları için ipotek edildiğini, borcun ödenmesi ve bankaya bir çok kez yazılı ve sözle bildirime bulunulmasına rağmen ipoteğin fek edilmemesi nedeniyle müvekkilinin taşınmazı yeniden ipotek ettirerek kredi ve teminat mektubu alamaması nedeniyle zarara uğradığını belirterek, ipoteği haksız şekilde kaldırmayan banka ile ipoteğin kaldırılması için gerekli girişimlerde bulunmayan diğer davalının zararlarından sorumlu olduğunu ileri sürmüştür. Davalı banka vekili, ipoteğe konu borcun tam olarak ödenmemesi nedeniyle ipoteğin kaldırılmadığını, ileri sürülen zarar ile ipoteğin kaldırılmaması arasında illiyet bağı bulunmadığını savunmuştur. Diğer davalı ise ipoteğin kaldırılması için gerekli girişimlerde bulunduğunu belirtmiştir....
. - [16527-25687-76819] UETS DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 19/10/2018 KARAR TARİHİ : 23/05/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa 17.Noterliği 05/12/2016 tarih ve 67113 yevmiye numaralı 'Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi' ile Bursa 3.Noterliği 24/08/2017 tarih ve 14140 yevmiye numaralı 'Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinin ayrı ayrı feshine, davalı yüklenicinin sözleşmeye aykırı şekilde inşaatı tamamlamaması, müvekkilimize sözleşme gereği teslim etmeyi taahhüt ettiği bağımsız bölümleri teslim etmemesi ve inşaatın tam ve eksiksiz olarak tamamlanması için yapılması gereken masraflardan kaynaklı olarak müvekkilimizin doğan her türlü maddi zararlarının ve kayıplarının tespiti ile, fazlaya...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.12.2012 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, ipoteğin kaldırılması ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davalı taraf ipoteği kaldırmış olduğundan, davanın konusu kalmadığından, ipoteğin kaldırılması konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hükmü, davalı şirket temyiz etmiştir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır....
Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, hâkimlerin hukuki sorumluluğunu düzenleyen Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 573-576.maddelerinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacı tarafça davalı Hakim aleyhine 20.07.2010 tarihinde tazminat istemiyle açılan davada, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nce ilk derece mahkemesi sıfatıyla, "Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 573. maddesinde sayılan sorumluluk hallerinin gerçekleşmediği" gerekçesiyle "davanın reddine" dair verilen 26.10.2010 tarihli karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir....