Kişi konumuyla verildiğini, davalı şirket ile arasında hiç bir ticari ilişki bulunmadığından veriliş amacı ve iradesinin üst limit ipoteği olduğunu, ancak İpotek Akit tablosunda sanki davacı şirketin davalıdan almış olduğu 8.500.000 TL'nin teminatı olarak vermiş olduğunun yazılı olduğunu, yani davacı ile davalı arasında doğmuş ve miktarı belli bir alacak için ana para (karz) ipoteği şeklinde tapu kaydına yazılmış olduğunu, taraflar arasında böyle bir para alış verişinin olmadığının şirket kayıtlarından anlaşılacağını, banka hesap hareketlerinden açıkça görüleceğini, ipoteğin şeklen var olduğunu belirterek, ipoteğin iptali, kaldırılmasını, ipoteğin kaldırılmaması durumunda mevcut ipoteğin davalı Şirket lehine 8.500.000,00 TL limitli üst sınır ipoteği olarak verildiğinin tespitine, davacının bu ipotekte belirtilen şekilde böyle bir temel borcunun doğmadığının ve olmadığının tespitine, mevcut ipotekten dolayı bu ipoteğe dayalı ilamlı yada ilamsız icra takibine konulmasının önlenmesine,...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacının davalı bankadan aldığı konut kredisi nedeniyle taşınmazında tesis edilen ipoteğin kredi borcunun bitmiş olması nedeniyle kaldırılması istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ipoteğin terkinini isteme hakkı başlıklı 883 üncü maddesi şu şekildedir; “Alacak sona erince ipotekli taşınmazın maliki, alacaklıdan ipoteği terkin ettirmesini isteyebilir. (Ek fıkra:4/7/2019-7181/19 md.) ...
Türk Medeni Kanununun 875. maddesine göre kesin borç (karz) ipoteği, anapara yanında, gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını da güvence altına alır. Alacaklı, ipoteğin fekki için anaparanın dışında takip masraflarını ve geçen günlerin faizlerini de isteyebileceğinden, ipoteğin kaldırılmasına ancak anaparanın, gecikme faizinin, icra takibi yapılmışsa takip giderlerinin ödenmesi halinde karar verilebilir. Taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur. Gerçekten, Türk Medeni Kanununun 883.maddesine göre borçlu alacaklıdan ipoteğin terkinini ancak alacak sona erdiğinde isteyebilir. Yasanın 888.maddesine göre de ipotekli taşınmazın devri, aksi kararlaştırılmış olmadıkça borçlunun sorumluluğunda ve güvencede bir değişiklik meydana getirmez. Kısaca, taşınmaza sonradan malik olan davacılar 3 sayılı parsel üzerine kurulan davalının ipotek alacağından sorumludur....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 23/12/2014 NUMARASI : 2014/28-2014/462 Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, 06/02/2013 tarihinde davalı şirketten üzerinde bankaca tesis edilmiş ipotek bulunan taşınmazların müvekkilince satın alındığını, davalı şirket tarafından ipoteğin ilgili olduğu kredi borcu ödenmesine ve bankaya gönderdikleri ihtara rağmen ipoteklerin yine de fekkedilmediğini belirterek, dava konusu taşınmazlar üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
A.Ş. tarafından müvekkilinin de maliki olduğu toplam 4 adet taşınmazın tapu kaydı üzerine, davalı lehine 29/05/2012 tarihinde faizsiz ve 29/05/2015 tarihine kadar ipotek konulduğunu, müvekkilinin taşınmazı satın alma tarihi göz önüne alındığında, müvekkilinin takip konusu borçtan herhangi bir sorumluluğu olmadığını, davalının diğer borçlu şirkete kredi kullandırdığını, davalı banka olmadığından, kredi verilmesi ve buna bağlı olarak icra takibi açılmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, ipoteğin dayanağını oluşturan kredi sözleşmesi uyarınca borç, ipoteğin tesis edildiği tarihte belirli ve muaccel olmadığından, kesin borç ipoteği olmadığını, limit ipoteği olduğunu, alacağın varlığı ve miktarının öncelikle Mahkeme kanalıyla yapılacak yargılama sonucunda ortaya çıkacağını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, ipoteğin kesin borç ipoteği olduğu kabul edilmiş olsa bile, kararın açıkça hukuka aykırı olduğunu, ipoteğin 29/05/2015 tarihine kadar konulmuş süreli ipotek olduğunu, ipoteğin süreye bağlı...
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Takip dayanağı; 14.11.2018 tarih ve 2992 yevmiye nolu ipotek akit tablosu incelendiğinde; davalı lehine 400.000 TL bedel mukabilinde, 1. derecede, faizsiz ve fekki bildirilinceye kadar müddetle ipotek tesis edilmiş olduğu ve ipoteğin kesin borç ipoteği (karz ipoteği) olduğu anlaşılmıştır. İpotek akit tablosundaki “fekki bildirilinceye kadar süre ile” açıklaması ise muacceliyet koşulu olmayıp, ipoteğin süresiz olarak yapıldığını göstermektedir. Kural olarak alacağın muacceliyetinin, bir ihbarın yapılmasına bağlı olduğu durumlarda, alacaklının hem asıl borçluya hem de borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan ipotekli taşınmaz malikine, muacceliyet ihbarında bulunmadan icra takibi yapması mümkün değildir. (MK 802 md., TMK. 887 md.) Zira, Borçlar Kanunu'nun 117/2. maddesinde yer alan borcun ifa edileceği gün (vade tarihi) sözleşmede yer almamıştır....
Bu bakımdan üst sınır ipoteği kurulurken akit tablosuna üst sınır belirlenmesi yapıldıktan sonra “ bu meblağa ilaveten ve ayrıca” denilmek suretiyle ilave yapma olanağı bulunmamaktadır. Yapılsa da bu kayıtlar geçerli sayılmaz. Kısaca, ipoteğin üst sınır ipoteği olması durumunda borçlu sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Eldeki davada davalı banka 14.05.2008 tarihinde karşılık yazısında üst sınır ipotek miktarının ödendiğini, ne var ki dava dışı ... Dekorasyon ....Şti.’nin teminat olarak verdiği çeklerden.... ....’ne ait çekler karşılıksız çıktığından ve bu şirkette ... da hissedar olduğundan ipoteğin kaldırılmadığını bildirmiştir. Yukarıda sözü edildiği üzere 25.10.2004 tarihli ipotek akit tablosu sadece davalı bankanın ...’a açtığı veya açacağı kredilerin teminatını teşkil ettiğinden ipotek,...’ın hissedarı olduğu şirketin borçlarına teminat teşkil etmez....
Bu bakımdan üst sınır ipoteği kurulurken akit tablosuna üst sınır belirlenmesi yapıldıktan sonra “ bu meblağa ilaveten” denilmek suretiyle ilave yapma olanağı bulunmamaktadır. Yapılsa da geçerli sayılmaz. Kısaca, ipoteğin üst sınır ipoteği olması durumunda borçlu sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Diğer taraftan taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur....
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeden anlaşılacağı üzere, kendisine bu madde şartlarında ihbar çıkarılan ipotek alacaklısı, ipotek bedelinin günün koşullarına uyarlanması için genel mahkemelerde dava açabilir ve böyle bir dava açtığını belirterek; icra müdürlüğündeki ipoteğin fekki talebine itiraz edebilir. İpotek alacaklısı, böyle bir dava açmadan ipoteğin fekki talebi üzerine ipotek bedelinin günün koşullarına uyarlanması gerektiği sebebi ile borçlunun yatırdığı parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina edebilir. Bu sebep İİK'nun 153. maddesinde yazılı "makul" sebep niteliğindedir. Somut olayda ipotek alacaklısı ... ....02.2015 tarihli celsede ipotek belgesindeki bedelin günümüze uyarlanırken hatalar yapıldığını, çok düşük bir bedel ortaya çıkartıldığını bedelin eksik olduğunu, yeniden hesaplanması gerektiğini beyan etmiş olup bu durumda ihtilafın çözümlenmesi yargılama yapılmasını zorunla hale getirdiğinden ipoteğin fekki anılan madde kapsamında talep edilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: İpotek borçlusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekki için icra müdürlüğüne başvurmuş, müdürlük taleple ilgili muhtırayı ipotek alacaklısına tebliğ etmiş ancak; ipotek alacaklısı ipotek bedelini almadığı ve ipoteği fekketmediği için, ipotek borçlusu icra mahkemesinden ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir....