Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, ipoteğin doğmuş ve doğacak borçların teminatını teşkil etmek üzere verildiğini, ihtiyaç kredisi borcunun ödendiğini, ancak kredi kartı ve artı para kredisi ve gayri nakit kredilerinin ödenmediğini, bunlara ilişkin icra takipleri bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda, ipotek akit senedinden, ipoteğin teminat ipoteği olup dava dışı ...'...

    Taşınmaz rehninin temel ilkelerinden biri olan belirlilik ilkesi gereğince, ipoteğin kurulmasında, taşınmazın ne miktar alacak için güvence teşkil edeceği tapu kütüğünde açıkça gösterilmelidir. Bu husus, TMK. m. 851'de "Taşınmaz rehni, miktarı Türk parası ile gösterilen belli bir alacak için kurulabilir. Alacağın miktarının belli olmaması hâlinde, alacaklının bütün istemlerini karşılayacak şekilde taşınmazın güvence altına alacağı üst sınır taraflarca belirtilir." şeklinde ifade edilmiştir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere ipotek, güvence altına alınması düşünülen alacağın miktarının belirli olup olmamasına göre iki şekilde kurulabilir. Buna göre, ipotekle güvence altına alınması düşünülen alacağın miktarı belirli ise anapara ipoteği, belirli değilse üst sınır ipoteği kurulur. Anapara ipoteği, mevcut ve miktarı belirli alacaklar için kurulur. Bu tür alacaklar için anapara ipoteği kurulması hâlinde, güvence altına alınan alacağın gerçek miktarı tapu kütüğüne tescil edilir....

      Maddesi uyarınca muhtıra çıkartıldığını, davalı tarafından icra dosyasına itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, davalının itirazının ipoteğin fekki talebine ve ipotek bedeline karşı olduğunu, davalı ipoteğin bedeline yönelik itirazda bulunmuş ise de ipoteğin türünün azami meblağ (üst sınır) ipoteği olduğunu, ilgili Yargıtay ilamlarında taşınmaz üzerindeki ipoteğin üst sınır ipoteği olması halinde sözleşmede faiz şartı olsa dahi bu şartın geçersiz olacağını, ipotek borçlusunun ipotek bedeli ile sorumlu olduğunu, ipoteğin fekkini talep edenin taşınmazın yeni maliki olan müvekkili olduğunu, müvekkilinin ipotek limit miktarı olan 8.000,00-TL bedelinden sorumlu olacağını beyan ederek müvekkili adına kayıtlı olan İstanbul İli, ... İlçesi, ......

        ın davalı bankadan kullandığı 400.000,00 TL miktarlı krediye teminat olarak kendilerine ait taşınmaz üzerinde ana para ipoteği tesis ettirdiğini, davalı bankanın davacıların bilgisi olmaksızın dava dışı ...'a değişik tarihlerde 105.000,00 TL, 80.000,00 TL, 30.000,00 TL 18.525,00 TL'lik krediler de kullandırdığını, davacıların iradelerinin sadece 400.000,00 TL'lik krediye ana para ipoteği vermek olduğunu, davalı banka tarafından davacıların ipoteğin niteliği ve kapsamı konusunda aydınlatılmadığını, davacıların ipoteğin nevi hususunda hata düştüğünü ileri sürerek taraflar arasında imzalanan 05.11.2013 tarihli ipotek sözleşmesindeki özellikle 1. maddesi olmak üzere haksız şartların iptali ile davalı banka tarafından dava dışı ...'a kullandırılan 400.000,00 TL'lik kredi dışındaki krediler yönünden dava konusu taşınmazın ipotek teşkil etmediğinin tespitine ve ipoteğin 400.000,00 TL bedelli ana para ipoteği olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          İcra Hukuk Mahkemesinin kararını da 11/02/2022 tarihinde istinaf ettiklerini henüz kesinleşmediğini belirterek ve dava dilekçesindeki ipoteğin limit ipoteği olduğu, ilamlı takip yapılamayacağı yönündeki şikayet nedenlerini de tekrar ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

          fekkini talep etmiş, banka müvekkilini sürekli oyalamış ve ipoteği bir türlü fek etmediğini, davalı banka, ipoteği bir türlü fek etmediği için taraflarından davalı bankaya ipoteğin fek edilmesi için Karataş Noterliği'nin 13.12.2018 tarih ve 2503 yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini, davalı banka bu ihtarnameye cevap vermediği gibi ipoteği de fek etmediğini, ipoteği bir türlü fek etmeyen davalı banka daha sonra Adana 7....

          Kişi konumuyla verildiğini, davalı şirket ile arasında hiç bir ticari ilişki bulunmadığından veriliş amacı ve iradesinin üst limit ipoteği olduğunu, ancak İpotek Akit tablosunda sanki davacı şirketin davalıdan almış olduğu 8.500.000 TL'nin teminatı olarak vermiş olduğunun yazılı olduğunu, yani davacı ile davalı arasında doğmuş ve miktarı belli bir alacak için ana para (karz) ipoteği şeklinde tapu kaydına yazılmış olduğunu, taraflar arasında böyle bir para alış verişinin olmadığının şirket kayıtlarından anlaşılacağını, banka hesap hareketlerinden açıkça görüleceğini, ipoteğin şeklen var olduğunu belirterek, ipoteğin iptali, kaldırılmasını, ipoteğin kaldırılmaması durumunda mevcut ipoteğin davalı Şirket lehine 8.500.000,00 TL limitli üst sınır ipoteği olarak verildiğinin tespitine, davacının bu ipotekte belirtilen şekilde böyle bir temel borcunun doğmadığının ve olmadığının tespitine, mevcut ipotekten dolayı bu ipoteğe dayalı ilamlı yada ilamsız icra takibine konulmasının önlenmesine,...

          Kişi konumuyla verildiğini, davalı şirket ile arasında hiç bir ticari ilişki bulunmadığından veriliş amacı ve iradesinin üst limit ipoteği olduğunu, ancak İpotek Akit tablosunda sanki davacı şirketin davalıdan almış olduğu 8.500.000 TL'nin teminatı olarak vermiş olduğunun yazılı olduğunu, yani davacı ile davalı arasında doğmuş ve miktarı belli bir alacak için ana para (karz) ipoteği şeklinde tapu kaydına yazılmış olduğunu, taraflar arasında böyle bir para alış verişinin olmadığının şirket kayıtlarından anlaşılacağını, banka hesap hareketlerinden açıkça görüleceğini, ipoteğin şeklen var olduğunu belirterek, ipoteğin iptali, kaldırılmasını, ipoteğin kaldırılmaması durumunda mevcut ipoteğin davalı Şirket lehine 8.500.000,00 TL limitli üst sınır ipoteği olarak verildiğinin tespitine, davacının bu ipotekte belirtilen şekilde böyle bir temel borcunun doğmadığının ve olmadığının tespitine, mevcut ipotekten dolayı bu ipoteğe dayalı ilamlı yada ilamsız icra takibine konulmasının önlenmesine,...

            Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacının davalı bankadan aldığı konut kredisi nedeniyle taşınmazında tesis edilen ipoteğin kredi borcunun bitmiş olması nedeniyle kaldırılması istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ipoteğin terkinini isteme hakkı başlıklı 883 üncü maddesi şu şekildedir; “Alacak sona erince ipotekli taşınmazın maliki, alacaklıdan ipoteği terkin ettirmesini isteyebilir. (Ek fıkra:4/7/2019-7181/19 md.) ...

              Türk Medeni Kanununun 875. maddesine göre kesin borç (karz) ipoteği, anapara yanında, gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını da güvence altına alır. Alacaklı, ipoteğin fekki için anaparanın dışında takip masraflarını ve geçen günlerin faizlerini de isteyebileceğinden, ipoteğin kaldırılmasına ancak anaparanın, gecikme faizinin, icra takibi yapılmışsa takip giderlerinin ödenmesi halinde karar verilebilir. Taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur. Gerçekten, Türk Medeni Kanununun 883.maddesine göre borçlu alacaklıdan ipoteğin terkinini ancak alacak sona erdiğinde isteyebilir. Yasanın 888.maddesine göre de ipotekli taşınmazın devri, aksi kararlaştırılmış olmadıkça borçlunun sorumluluğunda ve güvencede bir değişiklik meydana getirmez. Kısaca, taşınmaza sonradan malik olan davacılar 3 sayılı parsel üzerine kurulan davalının ipotek alacağından sorumludur....

                UYAP Entegrasyonu