Üçüncü kişi adına yapılan tescil de yolsuz tescil niteliğinde ise aynî hakkın kazanılması, iyi niyet bulunsa bile mümkün olmayacaktır. Öte yandan aynı Kanunun “İyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı” başlıklı 1024. maddesi ise; “Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz. Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur. Böyle bir tescil yüzünden aynî hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyi niyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir” hükmünü içermektedir. Bu madde ile de yolsuz tescil tanımlanarak, yolsuz tescili bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişinin bu tescille aynî hak kazanamayacağına vurgu yapılmıştır....
Davacıların dava dilekçesindeki anlatımından ve iddianın ileri sürülüş biçiminden davacıların davasının; davalı adına oluşan kaydın oluşumunun illetten yoksun olduğu iddiasına dayalı yolsuz tescil sebebiyle tapu iptali ve tescil niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Öyleyse, bu belirlemeye göre istek, yolsuz tescil nedeniyle tapu iptali ve tescil niteliğinde olup bu dava yönünden genel mahkemeler görevlidir. Nitekim dava Asliye Hukuk mahkemesinde görülerek sonuçlandırılmıştır....
Bilindiği gibi; ayni haklar, kütüğe tescil ile doğar, sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır. (TMK. m.1022/1). "Kurulması kanunen tescile tabi ayni haklar, tescil edilmedikçe varlık kazanamaz" (TMK. m.1021/1). Değinilen yasa hükümlerinde öngörüldüğü üzere, hukukumuzda ayni hakkın doğumu veya ortadan kaldırılması tescil işleminin yapılmış olmasına bağlı olup başka bir deyişle bir hak tescil edilmedikçe ayni hak niteliğini kazanamaz. (mülkiyetin nakledildiğinden söz edilemez.) Dava; Medeni Kanun'un 1024. maddesi gereğince yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. Madde 1024.- Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz. Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur. Böyle bir tescil yüzünden aynî hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir. (1....
Alacak mevcut değilse, tescil edilmiş ipotek, alacaklıya hiçbir güvence sağlamaz. Rehinli alacaklı, rehin hakkını kullanmak için kişisel alacağını ispat etmelidir. Bu mutlaklık, en belirgin olarak limit ipoteğinde kendisini gösterir. Rehinli alacaklının tatmini talebi, tescil edilmiş olan üst sınırın tamamına ilişkin değil, gerçekte var olan ve alacaklı tarafından ispat edilen alacak miktarı için söz konusudur (Oğuzman vd., 2006: 744). Alacağın varlığı ayrıca ispat edilmedikçe tapuya tescil edilen ipotek, tek başına bir değer taşımayacak, ipoteğin paraya çevrilmesi istenemeyecektir. Mahkemece ipoteğin haksız olarak paraya çevrilmesi nedeniyle uğranılan zararın Ankara 1....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/674 Esas KARAR NO : 2021/20 Karar DAVA : İpotek (Tescil İstemli) DAVA TARİHİ : 19/12/2019 KARAR TARİHİ : 14/01/2021 Mahkememizde görülmekte olan İpotek (Tescil İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin alt yüklenici ...Ltd.Şti., davalı asıl yüklenici ...Tic. A.Ş arasında 01.07.2019 tarihinde ... İli, ... İLÇESİ, 4556 Ada, 3 Parsellerde yer alan 45.000 m2 kayıtlı taşınmaz üzerinde sözleşme konusu taşınmazın maliki ... A.Ş olan ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı; annesi mirasbırakan ... adına kayıtlı 47 ve 49 parsel sayılı taşınmazlar için ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiğini, Satış Memurluğunun 2011/4 Satış sayılı dosyası ile toplam 17.150 m2 gayrimenkul satılmış olmasına rağmen tapu kaydında ihale sonucu taşınmazları satın alan davalı ... adına 31.351 m2 yerin tescil edildiğini, 14.201,26 m2 miktarındaki taşınmazın fazladan hukuka aykırı olarak davalı ... adına tescil edildiğini, davalının taşınmaza ipotek verdiğini ileri sürerek davalı ... adına fazladan tescil edilen 14.201,26 m2 miktarlı taşınmazın tapusunun iptali ile mirasbırakan ... adına kayıt ve tescilini, davalı ... Müdürlüğünün kendisinden beklenen güven ilkesine ve hukuka aykırı işlem ve eylemleri ve davalı ...'...
Dosyadaki belgelerin incelenmesinde; imar uygulaması sırasında davacılar murisine ait 123,00 m2 yere karşılık davalılar murisine ait 2696 ada 4 parsel üzerine 18/12/1992 tarihinde ipotek şerhi konulduğu, ancak ipotek bedeli tahsil edildiğinden ipoteğin fek edilmesinde sakınca kalmadığına dair İzmit Belediye Başkanlığının 07/06/1993 tarihli yazısına istinaden 23/05/1995 tarihinde taşınmaz üzerindeki ipotek şerhinin terkin edildiği anlaşılmıştır....
Ancak; Orman Yönetimi, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde yazılı davalı ... lehine konulan ipotek şerhinin de silinmesini istediği ve ormanların korunmasına ilişkin Anayasanın 169 ve 6831 sayılı Yasanın 93. maddeleri karşısında, ormanlar üzerinde herhangi bir şerh konulamayacağı halde, mahkemece, beyanlar hanesindeki ipotek şerhinin silinmesine karar verilmemesi doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. Bu sebeple, hükmün 1. bendinin sonuna “ A1 işaretli bölüm bakımından tapu kaydının beyanlar hanesinde davalı kurum lehine konulan ipotek şerhinin silinmesine” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.K.’nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA 23/01/2013 günü oy birliği ile karar verildi....
Davalılar T3 T8 T4,vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin görev yönünden itirazını dikkate almadığını, davanın açılmasının idari yargının görev ve yetki alanında olduğunu, davacı yan lehine 1988 yılında tesis edilen 4 yıl süreli ipoteğin sehven diğer davalı tarafından konulduğu ve 2981 sayılı Kanunun 10/C maddesine istinaden davacı idare lehine herhangi bir süreye tabi olmaksızın kanuni ipotek tesis edilmesi gerektiği, sehven süreli ipotek tesis edilmiş olduğu , bu ipoteğin düzeltilerek kanuni ipotek olarak tescil edilmesi ve Beyoğlu Tapu Müdürlüğü tarafından 2981 sayılı yasanın 10/C maddesine aykırı olarak bir kısım davalıların talebi üzerine hisselerinden yolsuz olarak terkin edilen ipoteğin düzeltilerek kanuni ipotek tescil edilmesi talebinin yasal dayanağı bulunmadığını, davacı idare tarafından uygulama imar planı 26/08/1988 tarihinde resen uygulanmış fakat düzenleme ortaklık payı (DOP) kesintisi dava konusu 2 parsel de müvekkilleri ve önceki malikler lehine...
Davalılar T3 T8 T4,vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin görev yönünden itirazını dikkate almadığını, davanın açılmasının idari yargının görev ve yetki alanında olduğunu, davacı yan lehine 1988 yılında tesis edilen 4 yıl süreli ipoteğin sehven diğer davalı tarafından konulduğu ve 2981 sayılı Kanunun 10/C maddesine istinaden davacı idare lehine herhangi bir süreye tabi olmaksızın kanuni ipotek tesis edilmesi gerektiği, sehven süreli ipotek tesis edilmiş olduğu , bu ipoteğin düzeltilerek kanuni ipotek olarak tescil edilmesi ve Beyoğlu Tapu Müdürlüğü tarafından 2981 sayılı yasanın 10/C maddesine aykırı olarak bir kısım davalıların talebi üzerine hisselerinden yolsuz olarak terkin edilen ipoteğin düzeltilerek kanuni ipotek tescil edilmesi talebinin yasal dayanağı bulunmadığını, davacı idare tarafından uygulama imar planı 26/08/1988 tarihinde resen uygulanmış fakat düzenleme ortaklık payı (DOP) kesintisi dava konusu 2 parsel de müvekkilleri ve önceki malikler lehine...