Dahili Davalı T5 A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu taşınmazın tamamı üzerine davalı T8 tarafından müvekkili bankadan kullanılan kredinin teminatı olmak üzere 200.000,00 TL bedelli 03.05.2017 tarihli ipotek belgesi ile ipotek tesis edildiğini, müvekkili tarafından söz konusu ipotek tesis işlemi tapudaki tescile iyiniyetle güvenilerek tesis edildiğinden TMK'nun 1023. maddesinde düzenlenen hüküm gereğince müvekkil bankanın ipotek hakkının koruma altında olduğunu, müvekkili tarafından ipotek tesisi aşamasında taşınmazın orman sınırları içinde kaldığının bilinmesi mümkün olmadığından müvekkilinin kazanımının korunacağı dikkate alınarak davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tahsis edilen arsa bedeline ilişkin borcun teminat altına alınması amacıya davacı idare lehine tesis edilen ipotek karşılığının arttırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R – Dava, tahsis edilen arsa bedeline ilişkin borcun teminat altına alınması amacıya davacı idare lehine tesis edilen ipotek karşılığının arttırılması istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.Yapılan incelemede; davacı idare tarafından arsa bedeline ilişkin borcun teminat altına alınması amacıyla, dava konusu taşınmazın 31.08.1998 tarihinde ... adına ipotekle tescil edildiği, davalının taşınmazı ipotekle satın...
Bu karinenin aksini, yani davalı/ipotek lehtarı ve temlik alanın kötü niyetli olduğunu davacı tarafın ispatlaması gerekir. Somut olayda davacı taraf, “afaki” iddialar dışında davalının kötü niyetli olduğuna dair hiçbir delil sunamamıştır. Bu nedenle davalı/ ipotek lehtarı ve temlik alanın ipotek hakkının TMK nın 1023. maddesi gereğince korunması gerekir. Yerel mahkemenin TMK nın 1023. maddesinin amaç ve koruduğu yarara aykırı olan “ipoteklerin fekkine” dair kararının bozulması gerekirken, Dairemizin Sayın çoğunluğunun kararın tamamen onanmasına dair kararına muhalifim....
Tapu iptal ve tescil talebi yönünden, davacı Türk Medeni Kanununun 194. maddesindeki "aile konutu koruması"ndan yararlanabilecek durumdadır. O halde; davalılar ... ve ... yönünden, tapu iptal ve tescil talebinin kabulüyle, davalı ... üzerindeki tapu kaydının iptaline, taşınmazın üzerindeki mevcut ipotek ve hacizlerle yükümlü olarak diğer davalı ... adına tapuya tesciline ve tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesi gerekirken, bu talebin de reddi isabetsiz olmuştur. Açıkladığım nedenlerle; tapu iptal tescil talebi ve aile konutu şerhi konulması talepleri yönünden onama kararına katılmıyor, karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün bu yönlerden bozulması gerektiğini düşünüyorum....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil- tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... 'nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir. Davacı, davalı ile boşandıklarını, boşanma kararı ile birlikte dava konusu 38 parsel sayılı taşınmazın adına tesciline karar verildiğini, davalının hükmün gereğini yerine getirmediği gibi taşınmaz üzerine kötüniyetli olarak ipotek ve haciz tesis ettirdiğini ileri sürerek taşınmazın üzerindeki ipotek ve hacizlerin kaldırılarak adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....
İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bir güven kurumu olan davalı banka tarafından yabancı para ipoteği kurulabilmesi için kanun koyucunun aradığı resmi şekil şartlarına uyulmadığını, yine kanun koyucunun yabancı para ipoteği için aradığı belirlilik ve somutluk ilkesi göz ardı edilerek tapuda yolsuz tescil işlemleri yapılarak ipotek tesis edildiğini, yolsuz tescil hukuken yok hükmünde olmadığını, bu yokluğun ise tespit davasına konu olacağının da izahtan vareste olduğunu, davaya konu yolsuz yabancı para ipoteğine ait resmi senetler ve sözleşme incelendiğinde, usule uygun işlem yapılmaksızın tapuya ipotek tescil işlemleri yapıldığının, davalı yanca 44.500.000,00 USD ipotek işlemi için herhangi bir sözleşme akdedilmemiş olup bu durumun da başlı başına bir yolsuzluk ve yokluk sebebi olduğunun anlaşılacağını, davacı müvekkili şirketin yönetim kurulu tarafından yabancı para ipoteği ile üçüncü kişinin borcuna teminat verebileceğine ilişkin bir karar bulunmadığını, yolsuz...
Uygulamada arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldıktan sonra yüklenici henüz edimlerini yerine getirmeden; arsa sahibi, arsa veya kat irtifak tapularını veya bir kısmını yüklenici adına tescil ettirmekte ve yüklenici finans ihtiyacını karşılamak için devredilen bağımsız bölüm veya arsa hisselerini üçüncü kişilere satmakta veya ipotek tesis edebilmektedir. Arsa payı veya bağımsız bölümlerin satılmasından veya ipotek tesisinden sonra yüklenici edimlerini yerine getirmediği için sözleşmenin geriye etkili feshedildiği bir realitedir. Yukarıda izah edildiği gibi, yükleniciden arsa hissesi satın alan iyi niyetli üçüncü kişinin TMK nın 1023. maddesine istinaden "tapuya güven ilkesi" gereğince iktisabının korunması gerekir. Bu ilkeden ancak üçüncü kişinin kötü niyetli olduğunun ispatlanması halinde vazgeçilebilir.Yüklenici adına yapılan tescil işlemini her halde "yolsuz tescil" kabul etmek, toplumda onarılmaz zararlara sebep olmakta ve adalet duygusuna zarar vermektedir....
Mahkemece; davanın kabulü ile 54 ada 3 parselde davalı adına kayıtlı 1/2 hissenin iptali ve davacı adına tesciline ayrıca taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğundan Tapu Sicil Müdürlüğüne kararın bir örneği gönderilirken tescilin ipoteksiz olarak yapılmasının istenilmesine şeklinde karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-İpotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) Türk Medeni Kanunu’nun 856. maddesi uyarınca tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Türk Medeni Kanunu’nun 705. maddesine göre taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tescille olanaklıdır....
Bunun yanında 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26/IX. fıkrasında kamu kurum ve kuruluşları (... dahil), bankalar, esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatiflerince açılacak tüm kredilere karşılık teminat gösterilen gayrimenkullerin ipotek işlemleri, tarafların istemi halinde resmi senet tanzim edilmeksizin alacaklı ile borçlu ve varsa kefilleri arasında yapılan kredi veya borç sözleşmelerine istinaden, tapu sicil müdürlüklerince tapuya tescil edileceğine ilişkin hükmü karşısında ipotek tesisinin kredi sözleşmelerine istinaden doğrudan tapuya tescil edilmeleri de mümkündür. Şu halde davalı bankanın ipotek tesisinin borçlu açısından İİK’nın 279/1 kapsamında değerlendirilmesi olanağı yoktur. Hal böyle olunca mahkemece davanın yazılı gerekçe ile kabulüne karar vermesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve 825,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ......
Bu kapsamda eldeki davada ipotek, kesin borç ( karz ) ipoteğine ilişkin olup, aleyhine ipotek tesis edilenin borcu, ipotek senedinde yer alan borç miktarı ve ödemede gecikilmesi halinde gecikme faizi kadar olduğundan ve lehine ipotek tesis edilen şahıs sadece bu miktarı ve icra takibi yapmış ise icra masraflarını isteyebileceğinden ipotek bedelinin uyarlanması mümkün değil ise de, davacı ipotek bedelinin uyarlanmasını ve uyarlanmış şeklinin tahsilini istediğinden ve davacının talebi içinde ipotek senedinde yer alan 3.000.000 TL.nin tahsiline dair talep olup olmadığı anlaşılmadığından, davacının talebi içinde ipotek bedeli olan 3.000.000 TL.nin (eski TL) tahsili talebi var ise davacı bunu isteme hakkına sahiptir....