Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

kredi bedelini kefiller ve gösterilen teminatlardan rücuen tahsil yoluna gittiğini, davalı ile müvekkili arasındaki ilişkinin kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak verecek ilişkisi olmadığını ileri sürerek borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, takibin devamına ve borçlunun haksız itiraz etmiş olduğu takip konusu 128.255,00 TL alacağın %20'sinden az olmamak üzere borçlunun icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

sorumluluğu hükümleri kapsamında meydana getirdiği binanın yapımındaki ayıp ve kusurlardan sorumlu olduğunu beyanla, ödenen 31.561,73 TL, 2.516,76TL, ve 17.191,48 TL'nin ödeme tarihlerinen işleyecek avans faiziyle davalıdan rücuen tahsilini talep etmiştir....

    Bozmaya uyan Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının aleni olan tapu kayıtlarına geç ulaşılabildiği iddiasının dinlenebilir olmadığı, sigortalı konutta oluşan hasarları 07.09.2011 ve 02.07.2012 tarihlerinde öğrenen davacının, sigortalısının halefi olarak davayı BK'nun 60. maddesindeki 1 yıllık zamanaşımı süresinden sonra açtığı gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      BK 58. ) maddesinde düzenlenen bina ve yapı eseri malikinin sorumluluğu, kusursuz sorumluluk türü olan özen ( olağan sebep ) sorumluluğudur. 6098 Sayılı TBK'nun 69/1. maddesinde "Bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur" denilmektedir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu, yapı eserinin yapımındaki bozukluğa veya bakımındaki eksikliğe dayanmaktadır. Sorumluluğun doğmasında, yapılıştaki bozukluk-bakım eksikliği ayrımının bir önemi bulunmamaktadır. Zira, malikin sorumlu olması için bakım eksikliği veya yapılıştaki bozukluktan herhangi birinin varlığı yeterli görülmektedir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumlu tutulabilmesi için; yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden zararın doğması, yapım bozukluğu veya bakım eksikliği ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir....

        AŞ. lehine 1.250,00 TL tutarında ipotek kurulduğu, mevcut bir alacağın bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, ipoteğin sicilden terkinine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dairemizin 18/09/2017 tarihli, 2016/9993 esas, 2017/5960 karar sayılı kararında, “Dava, ipoteğin fekki istemine ilişkindir. İpotekli taşınmaz malikinin davadan önce öldüğü ve davacıdan da başka mirasçılarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Taksim edilmediği sürece tereke iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olup, mahkemece davacı dışındaki diğer mirasçılarında davaya muvafakatlarının alınması veya terekeye temsilci tayin ettirilerek, tereke temsilcisi vasıtasıyla yargılamanın sürdürülmesi suretiyle dava şartının yerine getirilmesi konusunda mahkemece gerekli usuli işlemlerin tamamlanması gerekirken, bu işlemler tamamlanmadan yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir....

          Sulh Hukuk ve Hatay 2.Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, davacı şirkete sigortalı bulunan Mehmet Vefa Genç'e ait daireye apartman yönetiminin sorumluluğunda olan temiz su tesisatından sızan sular nedeniyle dairenin hasar görmesi sonucu sigortalısına ödenen hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince; uyuşmazlığın Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenen bir konudan kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise; davanın sigorta hukukundan kaynaklı rücuen tazminat isteminden kaynaklandığını belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

            Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, tapu iptali, tescil ve alacak istemine ilişkin olup yargılama aşamasında taşınmazın üçüncü kişiye devri sebebiyle dava alacak davasına dönüşmüştür. Uyuşmazlık, ipotek akdinin geçerli olup olmadığı, ipoteğin kapsamı, borcun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....

              Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında "sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir. Somut olayda; davacı ...Sigorta A.Ş'nin sigortalısı gerçek kişi ve sigortalı araç hususi nitelikte araçtır....

                Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında "sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir. Somut olayda; davacı HDI Sigorta A.Ş'nin sigortalısı gerçek kişi ve sigortalı araç hususi nitelikte araçtır....

                Taşınmaz rehninin temel ilkelerinden biri belirlilik ilkesi olup, bu ilke ipoteğin kurulmasında alacak ve taşınmaz bakımından kendisini göstermektedir. İpoteğin alacak bakımından belirli olması, taşınmazın ne miktar alacak için güvence teşkil edeceğinin tapu kütüğünde açıkça gösterilmesidir. Bu husus, TMK’nın 851. maddesinde "Taşınmaz rehni, miktarı Türk parası ile gösterilen belli bir alacak için kurulabilir. Alacağın miktarının belli olmaması hâlinde, alacaklının bütün istemlerini karşılayacak şekilde taşınmazın güvence altına alacağı üst sınır taraflarca belirtilir" şeklinde ifade edilmiştir. Çeşitli borçların teminat altına alınması için ipotek tesis edilmesi mümkünse de kural olarak, söz konusu hüküm gereği, alacağın belirli miktar üzerinden Türk Lirası ile gösterilmesi gerekir. 26. İpotek, hâlen mevcut veya ilerde doğması olası bir alacağı teminat altına alır (TMK m. 881)....

                  UYAP Entegrasyonu