A.Ş. vekili davacının şirketlerine olan borcu nedeniyle dava konusu taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiğini, şirket çalışanları olan Hüseyin Demir adına ipoteğin kaldırılması için vekaletname verildiğini, aradan geçen süre içinde ipoteğin kaldırılmadığını, bunun sebebinin Yapı ve Kredi Bankası'na olan borçları nedeniyle ipotek alacağına haciz konulduğunu, davacının şirketlerine her hangi bir borcunun bulunmadığını, ipoteğin haciz nedeniyle kaldırılamadığını, bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, 09/12/2016 haciz işlenme tarihi itibarıyla davacının davalı Mercansoy Otomotiv A.Ş.'ye ödemediği iki adet toplam 100.000,00 TL bedelli çek bulunduğu, bu çeklerin 12/12/2016 ve 09/01/2017 tarihi itibarıyla ödendiği, 09/12/2016 haciz konulma tarihine göre davacının borcu sona ermediğinden yani ipotek fek şartları gerçekleşmemiş olmakla, davalı ...'...
Ve Tic. A.ş.’nin davalı bankadan kullanmış olduğu kredilerinin teminatını teşkil etmek üzere banka lehine 04.08.2017 tarihinde ipotek tesis edilen söz konusu taşınmaz, eMay İnş. Taah. San. Ve Tic....
Kat 93 numaralı bağımsız bölüm üzerinde bulunan haciz ve ipoteğin fekkine dair karar vermek gerekmiş" şeklinde karar verilmiştir....
yer alan E.Blok Kat 1,29 numaralı bağımsız bölüm üzerine konulan ipotek ve takyidatlar ile haciz kararının paraya çevrilmesine yönelik yapılacak her türlü yasal takibin dava sonuçlanıncaya kadar ve kararın kesinleşmesine kadar durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir taleplerinin reddine ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğundan kaldırılmasını, ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile, taşınmaz üzerindeki ipotek ve takyidatlar ve haciz kararının paraya çevrilmesine yönelik yapılacak tüm yasal takibin durdurulmasına ve verilen tedbir kararının karar kesinleşmesine kadar devamı için ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Büyükşehir Belediyesinin yaptığı takip hariç birleşen davanın diğer davalılarının yaptıkları hacizler ve ipotek miktarı toplamı üzerinden davacı tarafa, 492 sayılı Harçlar Kanununun 28, 30 ve 32 maddeleri uyarınca noksan 1/4 peşin nispi harcı tamamlaması için takip eden celseye kadar süre verilip, tamamlanmaması halinde HMK'nın 150. maddesi uyarınca işlem yapılması, tamamlaması halinde birleşen davada şimdiki gibi davanın sonuçlandırılıp, koydurdukları haciz ve ipotek miktarına göre davalıların ayrı ayrı nispi ilam harcı ile sorumlu tutulmaları, yargılama giderlerinin ... Büyükşehir Belediyesi hakkındaki kısmının davacı üzerinde bırakılıp kalan yargılama giderinin terkin edilen haciz ve ipotek miktarlarına göre oranlı olarak diğer davalılardan tahsiline karar verilmesi, davacıların temyizi olmadığından usulü kazanılmış hak nedeniyle hükmedilen vekâlet ücretinin de terkin edilen haciz ve ipotek şerhi miktarlarına göre oranlı olarak davalılar ..., ... Bankası A.Ş. ve ... Bankası A.Ş.'...
Henüz sıra cetveli yapılmadan ve taşınmaz üzerinde haciz ve ipotekleri bulunan üçüncü kişilerin alacaklarının miktarlarının ne olduğu dahi belirlenmeden, alacaklıdan ihale bedelini yatırmasının istenmesi doğru değildir. Somut olayda; alacaklı..... tarafından borçlular ....... aleyhine 47.000 TL asıl alacak ve ferilerinin tahsili için kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlulardan ....,,, ait 691 ada 11 parsel sayılı taşınmazın ... 2. İcra Müdürlüğünün 2014/496 Talimat sayılı dosyasından 22.05.2017 tarihinde yapılan ihalede 171.200 TL bedelle ipotek alacaklısı Salih Beyaz'a alacağa mahsuben ihale edildiği, ipotek alacağının 150.000 TL olduğunun bildirilmesi sebebiyle ihale bedeli ile ipotek alacağı arasındaki 21.200 TL'nin dosyaya depo edildiği, tapu kaydına göre taşınmaz üzerinde birden fazla haciz ve ipotek bulunduğu görülmektedir....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08.02.2012 tarih ve 2012/66-2012/66 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: İhtiyati hacze itiraz edenler vekili, ihtiyati hacze konu alacağın ipotekle temin edildiğini ve ipotek miktarının borcu fazlasıyla karşıladığını, bu nedenle ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, ayrıca alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla da icra takibi başlattığını ve bu durumun alacağın mükerrer tahsiline yol açabileceğini ileri sürerek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosedür gösterilmiştir....
A.Ş arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinin müşterek borçlu ve müteselsil kefilleri olduklarını ve gerçek kişilerin borçlu şirketin ortağı olduklarını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmediğini ve alacağı rehinle teminat altına alınmadığını ileri sürerek, 100.000.000,00 TL alacak için borçluların menkul ve gayrimenkul mallarıyla üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 16.11.2020 tarihli kararda; ihtiyati haciz talebinin kabulü ile %15 oranında teminat mukabilinde, borçluların mal varlığının alacağı karşılamaya yeter miktarının ihtiyaten haczine karar verilmiştir....
Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, borçlu tarafından ... ili, ... ilçesi, ... mah.,... ada ... parselde kayıtlı taşınmazı için meskeniyet iddiasında bulunulduğu, alacaklı tarafından taşınmaz üzerinde haciz tarihinden önce Şekerbank lehine isteğe bağlı ipotek tesis edildiği ve haczedilemezlik şikayetinde bulunulamayacağının ileri sürüldüğü, mahkemece ipotek resmi senedinin temin edilmediği, ipoteğin niteliği ya da borcun haciz tarihinden evvel ödenip ödenmediği araştırılmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır....