Davacı, 2007 yılında Yapı Kredi Bankasından kredi kartı aldığını, 1.200,00 TL borcu olduğunu, borcu taksitlendirdiğini ve taksitler halinde tüm borcu ödediğini, sonrasında İstanbul 6. İcra Müdürlüğünün 2019/35187 Esas sayılı dosyası ile hakkında icra takibi yapıldığını ve maaşına haciz koyulduğunu, aradan geçen uzun zaman nedeniyle ödeme dekontlarını bulamadığını, borçlu olmadığı halde davasının reddedildiğini, kararın eksik inceleme ile verildiğini bu nedenle 19/01/2022 tarihli kararın bozulmasını talep etmiştir. Davacı menfi tespit istemiyle dava açmış, dava dilekçesinin sonuç kısmında takibin iptaline ve durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi 17/01/2022 tarihli ara karar ile İİK 72/3. Maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulması yönünde tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına yönelik talebi reddetmiştir....
Bu süre zarfında yapı müteahhidine bildirilen eksikliklerin giderilmemesi durumunda, süre bitimini takip eden üç iş günü içinde iadeli taahhütlü posta yoluyla ilgili idareye bildirimde bulunur." şeklindedir. 13.08.2001 tarihli Yapı Denetimi Uygulama Usul ve Esasları Yönetmeliğinin 6/c maddesi "Yapı denetim kuruluşu, yazılı ihtarına rağmen ruhsat ve eklerine aykırı iş yapan işçi ve ustanın durumunu ilgili idareye bildirir." şeklindedir. 3....
İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, Akdağmadeni İcra Müdürlüğünün 2014/86, 2013/489 ve 2014/902 takip sayılı icra takiplerinin muvazaalı olduğu iddiası ile iptali taleplidir. Uyuşmazlık, bu dosyalarda hacizli 4 ve 8 bağımsız bölümlerin satışının tedbiren durdurulması ve bu dosyalardan taşınmazlara konulan hacizlerin fekki talebine ilişkindir. İncelemeye konu talep ise, davalının ihtiyati tedbire itirazının reddine ilişkin 15/09/2022 tarihli kararın istinafı ile bu kararın ve ihtiyati tedbirin kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı ve davalılar kardeş olup davacı T1, dava konusu iki adet taşınmazını 24.08.2012 tarihinde ve 10.10.2013 tarihinde davalı T5 adına satış yoluyla devretmiştir....
Kişilerin hakkını etkileyecek şekilde icrai satışları tedbir yoluyla durdurulması dosyadaki mevcut bilgi ve belgelere göre mümkün değildir. Bu gerekçelerle yerel mahkemece davacı vekilinin icrai satışın tedbiren durdurulması talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasa yönünden bir aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti; talep ise takibin tedbiren durdurulması ara kararına vaki itirazın reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir. İhtiyati tedbir kurumu, HMK 389 vd. maddelerinde düzenlenmiştir....
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 102 parsel sayılı taşınmazın üzerinde bulunan 100 adet kayısı ağacının, ... adet dut ağacının,... adet islim odasının ve ... adet motopomp ve tesisatının davacı ... tarafından, 1adet inşaat halindeki mesken nitelikteki binanın davacı ... tarafından meydana getirildiğinin tespitine, mülkiyet tespitine ilişkin istemin reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir. Dava konusu 102 parsel sayılı taşınmazın dosya içeriğindeki tapu kaydına göre davalı ... .... A.Ş., taşınmazdaki .../... payını 28.08.2009 tarihinde satın alma yoluyla edinmiştir. Taşınmazın bulunduğu yerde Mahkemece yapılan keşif sonrasında ziraat ve inşaat bilirkişileri tarafından birlikte düzenlenen ........2015 tarihli raporda, tespiti istenen kayısı ağaçlarının ..., dut ağaçlarının ...-... yaşlarında olduğu bildirilmiştir....
İİK'nun 179/b maddesinin .... fıkrasında belirtildiği üzere, iflas erteleme sırasında taşınır ve taşınmaz rehni ile temin edilmiş alacaklar için rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir, ancak bu takipler nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez. İcra müdürlüğü ve icra mahkemesince iflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararının kapsamı daraltılamaz ve yorumlanamaz. ...... .......
Oysa, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 3.maddesi ile “Kültür varlıkları, Tabiat Varlıkları, sit....” gibi taşınmazların tanımı yapılmış 6.maddesi hükmü ile de korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının nelerden ibaret olduğu duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirtildikten sonra 2863 Sayılı Yasanın 26.5.2004 tarihli ve 5177 Sayılı Yasanın 26.maddesiyle değişik 7.maddesinde Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve sit alanlarının ne şekilde tespit edileceği ve belirleneceği hususu açığa kavuşturulmuştur. Diğer taraftan, 7044 Sayılı Yasada vakıf yoluyla vücuda gelen muhafazası gerekli tarihi veya mimari kıymeti haiz eski eserlere değinilmişken 5737 Sayılı Yasanın 30.maddesinde sadece “ Vakıf Yoluyla meydana gelen vakıf kültür varlıklarının” vakfına devrolunacağı vurgulanmıştır....
İdari Dava Dairesi'nce; davacıya ait akaryakıt istasyonundan alınan numunenin akredite laboratuvar analizi sonucunda düzenlenen 05/07/2013 tarihli analiz raporunda ulusal marker seviyesinin geçersiz olduğunun belirlendiği, bunun aksini ortaya koyan somut bir tespitin bulunmadığı, zira petrol kaçakçılığı suçundan adli yargı yerinde yapılan yargılama safahatında, MAM dan alınan raporda da, ulusal marker seviyesinin geçersiz çıktığının belirtildiği; ayrıca TÜBİTAK MAM'a müzekkere yazılması üzerine 24/05/2015 tarihli müzekkere cevabında, ulusal marker seviyesinin 97 olmasının zorunlu olduğu ancak davacıya ait istasyondan alınan numunelerde yapılan ölçümlerde marker seviyesinin 89 ve 90 olduğunun tespit edildiği ve bu iki oranın geçersiz olduğu şeklinde tespitlere yer verildiğinden, bu tespitlere dayalı olarak tesis edilen dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulü ile .......
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, inşaat % 82 seviyede iken, yüklenicinin işi terk ettiği, keşif tarihi itibari ile inşaat seviyesi %90 üzerinde tespit edilmiş olsa da geriye veya ileriye etkili fesih belirlenirken bağımsız bölüm satın alanların yaptığı imlatın ayrık tutulması gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne dair verilen kararın davalılar ...,., ... vekili, dahili davalılar .... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz'in 2014/7552 E., 2015/2922 K. sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir. Bu kez davalı ... A.Ş. vekili ile davalılar ..., . ... ve ... vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dava, arsa payı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshi ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....