Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; davacı borçlu vekilinin dava dilekçesinde takibe dayanak çeklerdeki imzaya itiraz ettiği, davalı alacaklı vekili tarafından her ne kadar bilirkişi raporuna itiraz edilerek davacının daha önce keşide edip ödenen dava dışı çek asılları da celp edilerek yeniden rapor alınması konusunda istinaf talebinde bulunulmuş ise de; hükme esas alınan bilirkişi raporunun yukarıda yapılan açıklamalara ve ilkelere uygun olarak düzenlendiği, itiraz eden borçlu, takip dayanağı çeklerde keşideci, alacaklı ise lehtar olarak yer almakla, alacaklı ve borçlu arasında doğrudan ilişki bulunduğuna göre lehtar alacaklı takibe konu edilen bonodaki imzanın itiraz eden borçluya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olan alacaklı ağırlı kusurlu kabul edileceğinden tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, dosya kapsamı, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı...

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/12/2020 NUMARASI : 2019/893 ESAS, 2020/743 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, İstanbul 28. İcra Müdürlüğünün 2019/34124 Esas sayılı dosyası ile müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını, icra takibine konu olan çek üzerinde bulunan ciro işlemiyle ile müvekkili şirketin herhangi bir bağı bulunmadığını, müvekkilinin bu meblağ da borcunu içeren herhangi bir çek imzalamadığını, takibe konu çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait bir imza olmadığını ileri sürerek imzaya ve borca itirazda bulunmuştur....

İnkâr edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa ve itiraz ile birlikte takip ikinci fıkraya göre durdurulmuşsa, borçlu sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına ve takip konusu alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkûm edilir ve itiraz reddedilir " hükmüne yer verilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26/04/2006 gün ve 2006/12- 259 E. 2006/231 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, "imzanın borçluya ait olduğunu" kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğu gözardı edilmemeli ve ispat yükünü ters çevirecek bir uygulamaya da gidilmemelidir (Hukuk Genel Kurulu'nun 06/02/2008 gün ve 2008/12- 77 E. 2008/90 K. sayılı kararı)....

Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, takibe konu senedin ... 'ün ölümü ile mirasçıları olan eşi ve çocuklarına karşı icra takibine konu edildiği, takibe itiraz eden davalıların yargılama sürecinde borçlu olmadıklarını ispat edemedikleri, delil sunmadıkları gerekçesiyle davanın kabulüne, davalıların ... ı İcra Müdürlüğü'nün 2013/2225 E. sayılı dosyası ile başlatılan takibe yaptıkları itirazların iptali ile takibin devamına, alacak likit olduğundan davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, bonoya dayalı alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalılardan ... ve ... takibe yapmış oldukları itirazlarında takip konusu senetteki keşideci imzasının ... ’e ait olmadığını belirterek, ayrıca imza itirazında da bulunmuşlardır....

    Konut Yapı Kooperatifinin yönetim kurulu başkanı olan sanığın, tek başına kooperatif adına imza yetkisi bulunmamasına rağmen tek imza ile 6.350 TL bedelli suça konu çeki ciro ederek katılana verdiği sonradan çeki ödememek için takibe, çekte tek imza var diyerek itiraz edip takibi iptal ettirdiği bu şekilde atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda; Sanığın, suça konu çeki kooperatif yönetim kurulu başkan vekili ve diğer imza yetkilisi olan kardeşi tanık ...'...

      Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, 17/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda, davacıya ait 2003, 2009, 2015, 2021 tarihli imza örnekleri ile dava konusu senetteki imza örnekleri mukayese edilmiş ve senetteki imzanın davacıya ait olmadığı kanaatine varılmış ise de, incelemeyi yapan bilirkişi heyeti daha önce 07/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda senedin sağ alt köşesindeki pulun kullanımının 2003 yılında kaldırıldığını ve 2003 ve yakın tarihli imza örneklerinin incelenmesi gerektiğini belirtmiş olup, mahkemece 29/12/2021 tarihli duruşmada taraflarına davacıya ait 2003 yılına yakın tarihli imza örneklerinin bildirilmesi için yetki verildiğini ancak taraflarınca bir bildirim yapılmadan dosyanın tekrar incelemeye gönderildiğini, bu hususun iddia ve savunma hakkının ihlali niteliğinde olduğunu, delillerini bildirmek için verilen süre dolmadan ve delilleri toplanmadan, dosyanın bilirkişiye gönderildiğini, davacının yıllar içerisinde değişen el alışkanlığı dikkate alındığında 17/...

      Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, 17/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda, davacıya ait 2003, 2009, 2015, 2021 tarihli imza örnekleri ile dava konusu senetteki imza örnekleri mukayese edilmiş ve senetteki imzanın davacıya ait olmadığı kanaatine varılmış ise de, incelemeyi yapan bilirkişi heyeti daha önce 07/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda senedin sağ alt köşesindeki pulun kullanımının 2003 yılında kaldırıldığını ve 2003 ve yakın tarihli imza örneklerinin incelenmesi gerektiğini belirtmiş olup, mahkemece 29/12/2021 tarihli duruşmada taraflarına davacıya ait 2003 yılına yakın tarihli imza örneklerinin bildirilmesi için yetki verildiğini ancak taraflarınca bir bildirim yapılmadan dosyanın tekrar incelemeye gönderildiğini, bu hususun iddia ve savunma hakkının ihlali niteliğinde olduğunu, delillerini bildirmek için verilen süre dolmadan ve delilleri toplanmadan, dosyanın bilirkişiye gönderildiğini, davacının yıllar içerisinde değişen el alışkanlığı dikkate alındığında 17/...

      İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince: "Davacıların yetki itirazı yönünden: takibe konu çekin keşide yerinin İstanbul olduğu anlaşılmakla reddine; imza itirazı yönünden, mahkememizce uzman bilirkişiden aldırılan 21/02/2022 tarihli rapor ile itiraz edilen senet üzerindeki imzanın davacının eli ürünü olduğu hususunun saptandığı, raporun yerinde olduğu, denetlemeye ve hükme elverişli bulunduğu anlaşılmış olmakla davacının imza itirazının reddine; davalı yanın tazminat ve para cezası isteminin şartları oluşmadığı için (İİK.md.170/3) reddine" dair karar verildiği görülmüştür....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ (Kapatılan) Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/01/2014 tarih ve 2014/35-2014/41 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi alacaklı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: İhtiyati hacize itiraz eden vekili, müvekkilinin ihtiyati haciz kararına konu bonoda kefil olarak görünmekteyse de müvekkilinin böyle bir senet imzalamadığını, senetteki imza ve yazının müvekkiline ait olmadığını, senedin keşide tarihinin 07.06.2006, vade tarihinin ise 15.10.2013 olmasının senedin teminat olarak alındığını, vade tarihinin sonradan atıldığını gösterdiğini, teminat senedinin tahsili gerekip gerekmediğinin yargılamayı gerektirdiğini ileri sürerek, ihtiyati haciz kararına itiraz etmiştir....

        Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir. İlk derece mahkemesince bu esaslara uygun şekilde imza asıllarını içeren belgeler getirtilmiş, davacının imza örnekleri huzurda alınmış ve bilirkişi incelemesi sonucunda alınan bilirkişi raporu gerekçeli, kapsamlı ,kesin kanaat içerir ve hükme esas alınmaya elverişli olup, imzaya itirazın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        UYAP Entegrasyonu