Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, dava konusu çekin dava dışı şirketin yetkilileri tarafından müştereken imza ile temsil edilebilir olmasına rağmen davalı tarafından atılan tek imza sebebi ile dava konusu çek bedelinden şahsen sorumlu olduğu iddiasıyla çek bedelinin tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır. ----- sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacının alacaklı, davalının borçlu olduğu, ---- karşılıksız çek tazminat alacağı, --- komisyon alacağı olmak üzere ----- toplam alacak üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe kısmi itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir....

    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30.05.2001 gün 2001/12- 436 E., 2001/467 K. ve 06.06.2001 tarih 2001/12- 466 E., 2001/483 K. sayılı kararlarında da aynen benimsendiği gibi herhangi bir belgedeki imza veya yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı...

    ŞTİ adına söz konusu senetleri keşide ettiğini ve imzalayarak verdiğini, bunu yaparken de senetlere iki ayrı imza atmışsa da kendisini borçlu hale getirecek şekilde kendi ismini keşideci kısmına kesinlikle yazmadığını, müvekkili davacı bono veya emre muharrer senetlerde genellikle çift imza atılması gerektiği şeklindeki yanlış kanı ile bir söz konusu senetlere çift imza attığını, müvekkilinin asla kendisini de şahsi borçlu olarak eklemek gayesi ile imza atmadığını, zira böyle bir durum söz konusu olmuş olsaydı, müvekkilinin senedi imzalarken kendi ismini de senede yazmış olması gerektiğini, icra takibine konu senetteki borcu ve şahsi sorumluluğu kesinlikle kabul etmemek kaydıyla takibe konu senetlerde son yetkili hamil olarak TAMER YİĞİT görülmekte iken, icra takibinin davalı T3 adına yapıldığını, takibe konu bonolarda takip işlemlerinden önce yapılmış bir ciro bulunmadığından davalının senetlerdeki alacağı takip hukuku bakımından takip hakkının olmadığını, ayrıca müvekkilinin takibe konu...

    Mahkemece hükme esas alınan 01.12.2014 tarihli bilirkişi raporunda özetle; keşide tarihindeki düzeltmeye ilişkin atılı bulunan imzanın, basit yapılı imza olduğu, itiraz edilen bu imza ile borçlunun mukayese imzaları arasında kısmi yakınlık bulunduğu, çekte atılı olan itiraz edilmeyen keşideci imzası ile itiraz edilen imza arasında uygunluk bulunduğu, çekte atılı olan ve itiraz edilmeyen keşideci imzasının borçlunun mukayese belgelerde atılmış olan imzalardan genel şekil ve imza yolu yönünden tamamen farklı olduğu belirtilerek; çekin keşide tarihinde yapılan düzeltmeye ilişkin atılı olan imzanın borçlu eli ürünü olduğu belirlenmiş, borçlu tarafından yasal sürede bilirkişi raporuna itiraz edilerek, keşide yerindeki imza ile düzeltmeye dair atılı imzanın kendisine ait olmadığını belirterek, ATK'dan rapor alınmasını talep ettiği görülmüştür....

      İcra Müdürlüğünün 2022/8706 E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borca ve imzaya itiraz ettiğini belirtilmiş ise de, takip dayanağı senette bulunan imzaların şirket yetkilisine ait olmadığı konusunda ayrıca ve açıkça itiraz edilmemiştir. İtiraz dilekçesinde takibe konu senette müvekkili şirket kaşesi üzerinde imza olmadığı, müvekkili şirketin borç yükümlülüğü altına sokan bir imza da bulunmadığı ileri sürüldüğüne göre uyuşmazlık konusu bu yönü ile de Konya 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2022/492 E. sayılı dosyasında olduğu gibi borca itiraza ilişkindir. Netice olarak, İlk derece Mahkemesince itiraz ve şikayetin Konya 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2022/492 E. sayılı dosyasında derdest olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken takibe konu yabancı para alacağının takip talebinde ve ödeme emrinde TL karşılığı gösterilmediği gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesi doğru bulunmamıştır....

      İnkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa ve itiraz ile birlikte takip ikinci fıkraya göre durdurulmuşsa, borçlu sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın % 20'sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına ve takip konusu alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum edilir ve itiraz reddedilir..." düzenlemesi bulunmaktadır....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz İİK.nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir....

      Davalı vekili tarafından bononun düzenleme tarihi itibari ile kooperatifin çift imza ile temsil edildiği savunmasının değerlendirilmesi için Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmış ve yazı cevabında gönderilen CD dökümü incelendiğinde; Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nin 492. sayfasında (CD dökümünün 881. sayfası) yer alan gazete küpüründe kooperatifi temsil için yönetim kurulundan ... ve ...' e imza yetkisinin verilmesine ve ikisinin müştereken atacakları imza ile kooperatifin temsil ve ilzam olunmasına karar verilmiştir. Bonodan dolayı davalı kooperatifin sorumlu olabilmesi için yetkili temsilci tarafından imza atılması gerekecektir. Ancak davaya ve takibe konu bonoda müşterek imza bulunmayıp tek bir imza mevcuttur. TTK' nın 778/1-e maddesi yollaması ile 749....

        İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca, imza itirazı reddedilen borçlunun tazminatla sorumlu tutulabilmesi ve aleyhine para cezasına hükmedilebilmesi için, icra mahkemesince yapılacak imza incelemesi sonucu imzanın borçluya ait olduğunun anlaşılması ve takibin ikinci fıkraya göre geçici olarak durdurulmuş olması gerekir. Somut olayda, davacının borca ve imzaya itirazı nedeniyle yargılama sırasında takip geçici olarak durdurulmadığından, davacının borca ve imzaya itirazının reddine karar verilmesi nedeniyle davacı borçlu aleyhine tazminata karar verilmesi mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle, istinaf sebepleri ile sınır olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda mahkemenin tazminatın reddine dair verdiği karar doğru görüldüğünden, davalının istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

        Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; borçlunun imzalarını içeren belgelerin nerede olduğunun taraflarınca tespit edilemediğini, 07/01/2020 tarihli celsede imza içeren belgelerin Cumhuriyet Başsavcılığında olabileceğine dair beyanlarını sunduklarını, davayı uzatma amaçlarının bulunmadığını, mahkemece istenen hususun açıkça ve anlaşılabilir şekilde ihtar edilmesinin gerektiğini, kesin sürenin geçerli olmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca;Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo takibinde, imzaya ve borca itiraza ilişkindir. İmza itirazında, imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, senet elinde olup takibe başlayarak imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir (HGK'nun 26.04.2006 tarih ve 2006/12- 259 Esas, 2006/231 Karar sayılı kararı)....

        UYAP Entegrasyonu