Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Davacı, çeki lehtardan beyaz ciro ile devralan borçlu şirket hakkında 31.03.2018 keşide tarihli çeki dava dışı Save Demir Şirketinden beyaz ciro ile devralan hamili alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü icra takibine başlanılmıştır. Dairemizce Ticaret Sicil Müdürlüğü WEB sitesinden yapılan incelmeye göre, Halim Soydeğer ve Ümit Bayram 'ın şirketi müştereken temsil ve ilzama yetkili olduklarının kararlaştırıldığı, takibe konu çekte borçlu kaşesi üzerinde tek imzanın bulunduğu, davacı şirket tarafından şirketin müşterek imza ile temsil edilmesi sebebi ile takip yapılmasının haksız olduğunun ve imza ve kaşenin sahte olduğunun belirtildiği görülmektedir....

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı tarafın çekteki imzanın kendisine ait olmadığını belirtmiş ise de, bu itiraz mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafın imza inkarında ısrarları üzerine yerel mahkemece takiplere konu çeklerdeki imzalar ve toplanan deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiğini, bilirkişi Hüseyin Şahlin'den rapor alındığını, bilirkişinin raporunda sonuç olarak; İstanbul 4. İcra Müdürlüğünün 2018/45592 esas sayılı ve İstanbul 21....

Diğer taraftan Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 31.03.2010 tarihli ve 2010/12- 165 E., 2010/180 K. ile 03.11.2010 tarihli ve 2010/12- 492 E. 2010/559 K. sayılı ilamlarında belirtildiği üzere "imza itirazı yapılmaksızın kesinleşen dosyanın konusu olan çekteki imzanın yasa maddelerine göre medarı tatbik imza olarak kabulü mümkün bulunmadığından" daha önce ödenmiş çeklere ilişkin olarak borçlunun imza itirazında bulunmamış olması, daha sonra yapılacak olan bir takipte imza inkârında bulunmasını engellemez. Yani ödeme olgusu imza itirazını ortadan kaldırmaz. İstanbul 9....

CEVAP: Davalı borçlu vekili cevap dilekçesinde, borçlunun icra dosyasında 05.11.2020 tarihli dilekçesinde açıkça ve kesin olarak imza inkarında bulunduğunu, imza inkarında bulunan müvekkilinin bu itiraz dilekçesi ile de taraflar arasındaki kira ilişkisini reddettiğini, gerekirse emsal imza örnekleri ile imza incelemesi yapılabileceğini, ödeme emrinin 03.11.2020 tarihinde tebliğ edildiğini itirazın kaldırılması ve tahliye davası ise 7 günlük itiraz süresi dolmadan ve 30 günlük ödeme süresi geçmeden açıldığından süresi içerisinde açılmayan iş bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının imza itirazının yerinde olmadığını, takibe konu çeklerin altındaki imzanın davacıya ait olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Alınan iki ayrı rapor ile dayanak çeklerdeki imzanın davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle imza itirazının kabulüne, takibin davacı yönünden durdurulmasına, davalı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmolunmasına yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Takibin dayanağı olan çeklerdeki imzaların davacıya ait olduğunu, bilirkişi raporlarındaki tespite katılmadıklarını, rapora itiraz ettiklerini, bilirkişinin imza incelemesinde yeteri kadar uzman olmadığını, Adli Tıp Kurumundan da rapor alınmasını talep ettiklerini belirterek kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

Borçluların icra mahkemesine başvurusu yetkiye ve İİK 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK 169/a maddesi kapsamında incelenmesi gerekmektedir. Yetkiye itiraz yönünden yapılan incelemede; senetteki keşide yerinin Antalya olduğunu, takibe konu senedin keşide yeri itibariyle yetkili icra dairesinde takibe konulduğu anlaşılmakla, davacının yetki itirazına yönelik istinaf istemi yerinde görülmemiştir. Borca itiraz yönelik olarak; İİK 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir. HGK 14.3.2001 tarih 2001/12- 233 ve 20.6.2001 tarih 2001/12- 496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır....

No:42 Zeytinburnu/İstanbul" adresine gönderildiğini, tebliğ memuru tarafından tebligatın Yıldız Bingül'e teslim edildiğini ve takibe itiraz edilmediğini, takibin kesinleştiğini, müvekkilinin takipte kötüniyetli olmadığını, takiple ilgili açılan menfi tespit davasında da tazminata hükmedildiğini, aynı takibe ilişkin müvekkili aleyhine iki kez tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; alacaklı tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun imzaya itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, imza itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın imza itirazının yersiz olduğunu, davacı tarafından takibe konu senetlerin imza edilmiş olduğunu, kötü niyetli olarak imza itirazında bulunarak müvekkilinin alacağını elde etmesinin önüne geçilmeye çalışıldığını, bononun zamanaşımına uğramadığını, davacının iddialarının tutarsız olduğu ve birbiriyle çeliştiğini savunarak davanın reddine ve tazminata karar verilmesini istemiştir....

Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; bonodaki imzanın borçlu şirket yetkilisine ait olmadığı iddiasının borca itiraz niteliğinde olduğunu, borçlu firma ile yapılan ticari alış veriş sonucu bononun düzenlendiğini ancak bedelinin ödenmediğini, icra takibi yapıldığını, imzaların şirket yetkilisine ait olmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddi ile borçlu aleyhine tazminat ve para cezasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından ; davalı vekilince işbu davanın borca itiraz davası olduğu, imzaya itiraz davasının şartlarını taşımadığı ileri sürülmüşse de; dava dilekçesinde takibe konu senetteki imzaya ayrıca ve açıkça itiraz edildiğinden ve senetteki imza inkar edildiğinden davalının işbu iddiasına itibar edilmediği, Ankara 24....

İnkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa ve itiraz ile birlikte takip ikinci fıkraya göre durdurulmuşsa, borçlu sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın % 20'sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına ve takip konusu alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum edilir ve itiraz reddedilir..." düzenlemesi bulunmaktadır....

UYAP Entegrasyonu