Başvuru; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte imza itirazına ilişkindir. Takip dosyasının incelenmesinde; davacı borçlu ve dava dışı borçlular hakkında 09/11/2018 tanzim tarihli yedi adet bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı görülmüştür. İİK'nın 170/3. maddesine göre inkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa ve itiraz ile birlikte takip ikinci fıkraya göre durdurulmuşsa borçlu sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına ve takip konusu alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum edilir ve itiraz reddedilir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/05/2022 NUMARASI : 2022/110 ESAS 2022/338 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacaklı görünen tarafa takibe konu çekten dolayı bir borcunun bulunmadığını, çek yaprağında müvekkilinin cirosunun bulunduğunu, takibe esas çek yaprağına karşılık fesih sözleşmesini müvekkili davalı ile birlikte imza altına aldıklarını, fesih sözleşmesi düzenlenerek takip başlatılmasının haksız olduğunu ve usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle takibin iptaline, davalının alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava...
Mahkemece toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, takibe dayanak kredi sözleşmesindeki kefil hanesindeki imzanın, davalı eli ürünü olmadığı gerekçesiyle davanın reddine , şartlar oluşmadığından davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda imza incelemesine esas alınan belgelerden bir kısmı fotokopi olup, fotokopi belgeler imza incelemesine esas mukayese belge olarak kabul edilemez. Mahkemece dava ve takibe dayanak 05.06.2008 tarihli genel kredi sözleşmesinden önceki döneme ait imza incelemesine esas olacak belge asıllarının dosyaya getirilmesi sağlanarak yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerekmekte olup, bu nedenlerle yetersiz bilirkişi incelemesi esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 01/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalıların murisi icra takibine konu alacağı 19.4.2000 tarihli temlikname ile temlik alarak davacıyı vekil tutarak takibe devam etmiş,27.6.2000 tarihinde vefat ettiği,takibe konu alacağın (miktar belirtilmeksizin) davalılara verildiğine ilişkin 20.2.2001 tarihli ibraname düzenlendiği,davacının 8.9.2005 tarihinde ücreti vekalet sözleşmesine dayanarak 9.000 YTL asıl alacak ve işleyen faiz alacağı için takip başlattığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.Davalılar ücreti vekalet sözleşmesi altındaki imzanın murislerine ait olmadığını bildirerek imza incelemesi yapılmasını talep ettikleri halde mahkemece imza incelemesi yapılmaksızın,eksik inceleme sonucu sözleşmede yazılı olduğu şekilde 9.000 YTL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline karar verilmiştir.Davalılar süresinde verdikleri temyiz dilekçesinde sözleşme içeriğine ve murislerine ait olduğu iddia edilen imzaya itiraz ettikleri halde mahkemece inceleme yapılmaksızın davanın kısmen kabul edildiğini bildirerek...
Süre ödeme emrinin, itiraz ya da şikayet edene tebliğinden itibaren başlar. Süre, hak düşürücü süre niteliğinde olduğundan ıslah yoluyla dahi ortadan kaldırılamayacağından bu hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Borçlu vekili, dava ve istinaf dilekçelerinde takibe konulan bonolarda düzenleme yerinin bulunmadığını ileri sürmüş ise de; TTK'nun 777/4 maddesinde "Düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bono, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılır." hükmü yer almaktadır. Somut olayda, takibe konulan bonoları düzenleyen davacı borçlu şirkete ait kaşede "Antakya/HATAY" ibaresinin yer aldığı, bu durumda, bonoların düzenleme yerinin Antakya olduğu, bonolarda unsur eksikliğinin bulunmadığı anlaşıldığından bu hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. İmza itirazı dışındaki diğer itiraz sebepleri borca itirazdır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/09/2022 NUMARASI : 2016/854 ESAS - 2022/766 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı/ borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine İstanbul 5.İcra Müdürlüğünün 2016/33920 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, takibe konu çek üzerinde İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından tedbir kararı verildiğini, takip konusu çek üzerindeki kaşenin ve imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek imzaya, borca, takibe ve tüm ferilerine itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı rapora itiraz dilekçesinde şirket yetkilisinin Şubat 2018 tarihinde önce Mehmet Yürür olduğunu, çekin ileri tarihli olarak düzenlendiğini, eski müdürü ve imza yetkilisi olan Mehmet Yürür'ün imzasını alınarak inceleme yapılmasını talep etmiştir. İmzaya itiraz davasında ispat yükümlülüğü davalı alacaklıya ait olup, davalı cevap dilekçesinde delillerini somutlaştırmadığı, delil listesi ibraz etmediği, ispat yükümlülüğünü yerine getirmediği anlaşılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetlemeye elverişlidir. Taraflar arasında yüzyüzelik ilkesinin bulunmadığı, alacaklının senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru ispatlanamadığından mahkemece imzaya itiraz davasının kabulüne ve tazminat talebinin reddi ile para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesi hukuken yerindedir....
Her hangi bir belgedeki imza veya yazının, atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak; grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması; bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özellikleri tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin, Bölge adliye Mahkemesi ve Yargıtay'ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması; gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır (HGK.nun 06.6.2001 tarih ve 2001/...
Somut olayda, mahkemece, imzaya itiraz eden şirketin münferiden imza yetkilileri olan ... ve ... yönünden imza incelemesi yaptırıldığı, takibe dayanak çek üzerinde yaptırılan yetkili ... yönünden yaptırılan inceleme sonucunda, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 14/11/2013 tarihli raporda; imzanın, ...'ın eli ürünü olup olmadığı hususunun tespit edilemediğinin bildirildiği, anılan rapora alacaklı vekili tarafından 26.11.2013 havale tarihli dilekçe ile itiraz edilerek yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasının talep edildiği görülmektedir....