Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30.05.2001 gün 2001/12- 436 E., 2001/467 K. ve 06.06.2001 tarih ve 2001/12- 466 E., 2001/483 K. sayılı kararlarında da aynen benimsendiği gibi; herhangi bir belgedeki imza veya yazının, atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi...

Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir. İlk derece mahkemesince bu esaslara uygun şekilde imza asıllarını içeren belgeler getirtilmiş, davacının imza örnekleri huzurda alınmış ve bilirkişi incelemesi sonucunda alınan bilirkişi raporu gerekçeli, kapsamlı ve hükme esas alınmaya elverişli olup, imzaya itirazın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

İİK.nun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasında ise; “İmza tatbikinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun bilirkişiye ait hükümleri ile 309. maddesinin 2., 3. ve 4. fıkraları ve 310, 311 ve 312. maddeleri hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447/2.maddesinde yer alan “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” düzenlemesi nedeniyle uygulanması gereken aynı kanunun 211.maddesinde ise imza incelemesinin yöntemi gösterilmiş olup, buna göre hakim bilirkişi incelemesine karar verir ise önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzaları, ilgili yerlerden getirtir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar....

İİK.nun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasında ise; “İmza tatbikinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun bilirkişiye ait hükümleri ile 309. maddesinin 2., 3. ve 4. fıkraları ve 310, 311 ve 312. maddeleri hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447/2.maddesinde yer alan “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” düzenlemesi nedeniyle uygulanması gereken aynı kanunun 211.maddesinde ise imza incelemesinin yöntemi gösterilmiş olup, buna göre hakim bilirkişi incelemesine karar verir ise önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzaları, ilgili yerlerden getirtir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar....

Herhangi bir belgedeki imza veya yazının, atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının; tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerinin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır (HGK.nun 06.6.2001 tarih ve 2001/12- 466 E. - 2001/483...

İTİRAZ Borçlu keşideci şirket ve avalist icra dairesinin yetkisine, borca ve imzaya itiraz ettiklerini ileri sürerek takibin durdurulmasını, alacaklı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesini talep etmişlerdir. II. CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan araç kiralama sözleşmesinden doğan cari borç alacağı nedeniyle takibe konu çekin verildiğini, başka muhtelif çekler de verildiğini ve bu çeklerin itiraz edilmeyerek ödendiğini, borçluların imza itirazlarının soyut olduğunu, imza örneklerini içeren hiçbir maddi delil ortaya konulmadığını ileri sürerek itirazın reddi ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile takibe konu çekin keşide yeri ... olup, ......

    Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir'' hükmü gereğince işlem yapar. Öte yandan, senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, senet elinde olup takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir (HGK.nun 26.04.2006 tarih ve 2006/12- 259 E.-2006/231 K. sayılı kararı). Somut durumda mahkeme dosyasından alınan 25/09/2017 tarihli grafoloji uzmanı Ali Çoban imzalı rapor ile 22/11/2017 tarihli ek raporda takibe konu senette keşideci adına atılan ve itiraz edilen bir adet imzanın davacı eli mahsulü olup hatlarında herhangi bir titreme, duraklama ve ritim bozukluğunun bulunmadığı, renkli fotokopi olmadığı, işlek olduğu, başka bir evraktan taşınmış imza olmayıp mürekkepli bir kalemle inşa edilmiş ıslak imza olduğu bildirilmiştir....

    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 07/10/2009 tarihli 2009/12- 382- 415 sayılı kararında da belirtildiği üzere, herhangi bir belgedeki imza veya yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının, tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması, sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun...

    Mahkemece davacı şirket yetkililerinin yeterince mukayeseye esas imza örneği getirtilmiş olup bu belgelerin başka bir mahkemede görülen dava dosyasından getirtilmeleri sonuca etkili değildir. Diğer taraftan İİK.'nun 170. maddesinde imzaya itirazın hangi usul ve esaslar dahilinde inceleneceği belirtilmiştir. Mahkemece İİK 68/a maddesi gereğince inceleme yapılmış olup yasal düzenlemeler dikkate alındığında T1'ın mahkemeye celbi ile imza ve vade tarihindeki imza hususunda beyanlarının alınması olanaklı olmadığından ve imzaya itiraz üzerine icra mahkemesince yapılan yargılamada yemin deliline dayanılamayacağından ve yemin teklif edilemeyeceğinden davalı vekilinin bu hususlara dayalı istinaf talebinin yasal dayanağı bulunmamaktadır....

    İcra Müdürlüğü'nün 2020/11826 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafından söz konusu takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, davalı borçlunun borca itiraz dilekçesinde taraflar arasındaki kira sözleşmesine herhangi bir itirazda bulunulmadığını ve haksız ve kötüniyetle borca itiraz ettiğini, borcu ödediğine dair hiçbir belge sunulmadığını, açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile haksız ve kötü niyetli itirazın kaldırılması ile takibin aynı koşullar ile devamına, borçlu aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    UYAP Entegrasyonu