Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/02/2022 NUMARASI : 2020/847 ESAS - 2022/182 KARAR DAVA KONUSU : İMZAYA VE BORCA İTİRAZ KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı borçlu vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; icra takibine konu senetteki yazılar, imza ve kaşenin müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin 1940 doğumlu olduğunu, senette adı geçen Adnan Küçük ve davalı ciranta T3 tanımadığını, hiçbir ticari ilişkisi veya herhangi bir nedenle borcunun da bulunmadığını, dolayısı ile, borca, faiz oranlarına, işlemiş faize, ve tüm ferilerine hukuka aykırı olması sebebiyle itiraz ettiklerini, müvekkili ile Adnan Küçük arasında, 5.000.000,00- TL gibi bir para alış-verişine konu şahsi ya da ticari hiçbir durumun söz konusu olmadığını, anılan şahıslar hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na, sahtecilik ve dolandırıcılıktan...

Mahkemece, davalıların icra takibinde davaya konu müşterek ve müteselsil borç senedindeki imzalara itiraz ettikleri, imza sahteliğine ilişkin definin temlik alacaklısına karşı da ileri sürülebileceği, ilgili kurumlardaki imza örneklerinin celp edildiği, davacının verilen süreye rağmen imza incelemesi yaptırılması için gerekli bilirkişi ücretini yatırmadığından senetteki imzaların davalılara ait olup olmadığının tespit edilemediği gibi davacının alacağını başka delillerle de ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 29.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İİK'nun 169/a-1 maddesine göre; “İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir.” hükmü düzenlenmiştir. O halde borçlu şirketin çift imza ile temsil ve ilzam olunmasına karşılık takibe konu çekte tek imza bulunduğu iddiası borca itiraz olduğundan mahkemece yapılacak iş İİK. 169/a-1 maddesi uyarınca takip dosyasındaki alacaklıya itiraz dilekçesi tebliğ edilip duruşma açılarak taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların beyanları alınarak oluşacak sonuca göre karar vermekten ibaret olup evrak üzerinde yapılan eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir....

      birbirinden farklı olduğu çıplak gözle görülmekte olduğunu, imzaya ve borca açıkça itiraz etmekte olup, açıklanna nedenlerle icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın yetki itirazlarını kabul etmediklerini, senedin düzenleme yeri ile ihtilaf vukuunda yetkili yerin Adana olarak yazıldığını ve imzalandığını, ayrıca davacının imza inkarının ve faize yönelik beyanlarının asılsız olduğunu, bu durumun bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını, kambiyo takiplerinde işletilen faiz oranının %13,75 olduğunu, faiz oranına itiraz edilemeyeceğini, ödeme emrinde faizin %13,75 oranında yasaya uygun olarak hesaplandığını, senedin ödendiğine dair belge sunmadıkları sürece beyanlarını kabul etmediklerini beyan ederek, haksız ve dayanaksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, dosya kapsamına uygun denetime elverişli bilirkişi raporunun hükme esas alınarak takibe dayanak senetteki imzanın davacının eli ürünü olduğu, davacının borca itirazını ise İİK'nun 169/a....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; alacaklı tarafından davacı aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun, yasal süresi içinde imzaya ve borca itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, imza itirazının kabulüne karar verildiği, davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Davalı vekili tarafından istinaf dilekçesinde bilirkişi raporuna yönelikitirazlarda bulunmuş ise de; davacı şirketin müşterek imza ile temsil edilmesi, takip konusu senette ise davacı şirkete atfen tek imzanın yer alması ,davacı şirketin sorumluluk altına girmesi için çift imza ile kambiyo senedinin düzenlenmiş olması gerektiğinden ve davacı tarafından borca itirazda da bulunulduğundan, bu hali ile davacının borca itirazının yerinde olduğu anlaşılmakla, bilirkişi raporuna ilişkin eksikliklere ilişkin sebeplerin incelenmesine gerek duyulmamıştır....

        icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesi ekindeki vekaletnameden ve ekte sunulan İmza Sirkülerindeki imzalardan da anlaşıldığı üzere işbu çekteki imzanın davalı borçlu ...'...

          icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesi ekindeki vekaletnameden ve ekte sunulan İmza Sirkülerindeki imzalardan da anlaşıldığı üzere işbu çekteki imzanın davalı borçlu ...'...

            Mustafa BUYURGAN Başkan 30660 e-imza Selvinaz BULUT Üye 37474 e-imza Halit ÇAVUŞ Üye 41413 e-imza Hatice DEMİRÖRS Katip 93534 e-imza...

            Noterlğinin 13786 yevmiye numaralı 11/03/2008 tarihli açık bir şekilde senet düzenleme yetkisi veren vekaletname doğrultusunda hukuka uygun şekilde düzenlendiğini, Yargıtay'ın güncel kararlarından vekaletnamede senet doldurma, imzalama ibarelerinden bono düzenleme yetkisinin anlaşılması gerektiğinin belirtildiğini, davanın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, davacının dayandığı Yargıtay kararlarının somut olaya uygun olmadığını, imza incelemesine gerek olmadığını, davacının itiraz ederken borca ve temsil yetkisine itiraz ettiğini, imzanın vekil olan Uğur Ertuğrul tarafından atıldığını, davacının da dava dilekçesinde bu hususu ikrar ettiğini, vekaletnamede yer alan özel ve tüzel kurum ve kuruluşlar namına ifadesinin gerçek ve tüzel kişileri kapsadığını, senedin vekaletnamenin düzenlendiği tarihten sonra, azilnameden önceki bir tarihte düzenlendiğini, belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu