Davacı haricen satın aldığı taşınmazın imar uygulaması sırasında hataen davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteminde bulunmuş, davalı ise imar uygulaması sonucu adına kaydedilen yerin tapulu yeri olduğundan bahisle davanın reddini savunmuştur. Yerel Mahkemece "… … belediye tarafından yapılan imar uygulaması iptal edilmeden bu uygulamaya dayalı olarak oluşan davalı tapusunun iptalinin mümkün olmadığı önce davacı tarafından bu uygulamanın iptali için dava açılması gerektiği davacı tarafından bu yola gidilmeden doğrudan doğruya imar uygulaması sonucu oluşan tapu kaydının iptali istenemeyeceği… …" gerekçesi ile davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, özel Dairece yukarıda yazılı gerekçe ile bozulmuş, yerel mahkeme aynı gerekçe ile önceki kararında direnmiştir....
Mahkemece, davaya bakma görevinin idari yargı yerine ait olduğundan görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca yapılan imar uygulaması sonucunda Düzenleme Ortaklık Payı olarak ayrılan bölüm üzerinde bulunan muhtesatın kamulaştırılması ve aynı yasanın 17/son maddesi gereğince bedelin tahsili davasının adli yargıda görülmesi gerektiğinden, yargılamaya devam edilerek yapılan imar uygulaması sonunda gerek kamu hizmetine ayrılan bölümde ve gerekse davacıdan başka kişilere ait parseller üzerinde kalan muhtesatın bedeli tespit edilip, davacı tarafa ödenmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....
in pay maliki olduğu 168 kadastral parselden 05.05.1982 tarih ve 1296 yevmiye nolu akitle 200 m²'lik yer satın aldığını, 25 yıldır ev yapmak suretiyle zilyet olduğunu, imar uygulaması sonucunda bu yerin 260 ada 27 parsel adına tescil edilmesi gerekirken davalıların murisi adına tescil edildiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, imar uygulaması ile 168 kadastral parselden imar uygulaması ile oluşan 260 ada, 24 parsel, 36 parsel ve 596 ada, 1 parsel sayılı taşınmazların davacı adına tescil edildiğini, imar uygulamasının iptali istemli dava açılmadığını, kendilerinin de imar uygulaması ile mağdur olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
Bu durumda mahkemece, en son imar uygulamasına ait şuyulandırma cetvelleri ilgili Belediyeden istenilip dava konusu taşınmazın imar uygulaması sonucu hangi parsellere gittiğini gösterir tüm gitti kayıtlarıyla birlikte tapu kayıtları ilgili Tapu Müdürlüğünden, imar uygulaması sonucu yeni oluşan parsellerin imar planındaki özgülenme amacı ile ilgili bilgi ve belgeler Belediye Başkanlığı'ndan, şuyulandırma öncesi ve sonrası çaplı krokiler ilgili Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek, imar uygulaması sonucu oluşan yeni parseller üzerinde mahallinde yeniden yapılacak keşifte tapu kaydı zemine uygulanmak suretiyle, imar uygulaması sonrası yeni oluşan parseller ile imar uygulaması öncesindeki dava konusu taşınmazın aynı yerde kalıp kalmadıkları tespit edildikten sonra yeni oluşan parsellerin davacı idarece kamulaştırılan alanda yer alıp almadığı tespit edilerek ulaşılacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde infazda tereddüt yaratacak şekilde eski parsel numarası üzerinden karar...
Yukarıda açıklanan ayrıcalıklar ile bir kimse kendi taşınmazı üzerine mütemmim cüz (ayrılmaz parça) niteliğinde yapı inşa etmiş, imar uygulaması sonucu bu yer üçüncü kişiye ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamamış ve imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğu duyulmuştur. Somut olaya gelince; Yukarıda sözü edildiği üzere davalı tecavüzlü durumun imar uygulaması sonucu ortaya çıktığını savunmuştur. Mahkemece bu savunma üzerinde durulmadığı gibi tecavüzlü olduğu iddia edilen bölümlerin hukuki niteliğide incelenmemiştir. Yapılması gereken iş; belediyede mevcut imar uygulaması ilişkin işlem belgelerini getirmek yerinde yeniden keşif yaparak bu belgelere göre yola tecavüzün imar uygulaması sonucu ortaya çıkıp çıkmadığını tespit etmek böyle bir durum varsa taraflar arasındaki uyuşmazlığı yukarıda vurgulanan ilkeler doğrultusunda bir sonuca bağlamak olmalıdır....
Hâl böyle olunca, imar parselinin imar işleminin iptal edilmesi sebebiyle ortadan kalktığının tespit edilmesi halinde; öncelikle geri dönüşüm veya yeni bir imar uygulaması işleminin tamamlanıp tamamlanmadığının araştırılması, kadastral parsele geri dönüşüm veya yeni bir imar uygulaması işlemi tamamlanmış ise tecavüzün hangi kadastral veya imar parseli içerisinde kaldığı ve tecavüze konu bölümle ilgili davacının bir mülkiyet hakkı olup olmadığının belirlenmesi; geri dönüşüm veya yeni bir imar uygulaması işlemine başlanmış ancak tamamlanmamış ise sonucunun beklenmesi, başlanmamış ise çekişmenin çözüme kavuşturulması açısından öncelikle taraflara imar çap kayıtlarının iptali ve kadastral parselin geometrik ve hukuki durumuna çevrilmesi bakımından dava açılması için olanak tanınması, açıldığı takdirde o davanın sonucunun beklenilmesi ve imar parselinin iptal edilerek kadastral mülkiyet durumuna dönülmesi halinde tecavüzün hangi kadastral veya imar parseli içerisinde kaldığı ve tecavüze konu...
Yüzölçümünde olup, imar uygulaması sırasında taşınmazın gerçekte 96.650,91 m2 olduğu gerekçesi ile bu metrekare üzerinden düzenleme ortaklık payı kesintisi yapıldığı, böylelikle taşınmazda yapılan kesinti oranının imar uygulaması sırasında tatbik edilen % 38,39 oranını geçtiği anlaşıldığı gibi, davalı idarelerde taşınmazın gerçekte 96.650,91 m2 yüzölçümünde olduğunu ileri sürmüşlerdir....
Bu durumda mahkemece, en son imar uygulamasına ait şuyulandırma cetvelleri ilgili Belediyeden istenilip dava konusu taşınmazın imar uygulaması sonucu hangi parsellere gittiğini gösterir tüm gitti kayıtlarıyla birlikte tapu kayıtları ilgili Tapu Müdürlüğünden, imar uygulaması sonucu yeni oluşan parsellerin imar planındaki özgülenme amacı ilgili bilgi ve belgeler Belediye Başkanlığı'ndan, şuyulandırma öncesi ve sonrası çaplı krokiler ilgili Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek, imar uygulaması sonucu oluşan yeni parseller üzerinde mahallinde yeniden yapılacak keşifte tapu kaydı zemine uygulanmak suretiyle, imar uygulaması sonrası yeni oluşan parseller ile imar uygulaması öncesindeki dava konusu taşınmazın aynı yerde kalıp kalmadıkları tespit edildikten sonra yeni oluşan parsellerin davacı idarece kamulaştırılan alanda yer alıp almadığı tespit edilerek ulaşılacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde infazda tereddüt yaratacak şekilde eski parsel numarası üzerinden karar...
krokisinin temin edilmesi, 4- Çekişmeli 207 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların imar uygulaması sonucunda oluşturulduğunun anlaşılması nedeni ile, taşınmazın imar uygulaması sonucu oluşumuna esas olan parselasyon planının ve dağıtım cetvelinin onaylı örneğinin ve imar uygulaması neticesinde varsa davacıya tahsis edilen taşınmaza/taşınmazlara ait listenin getirtilmesi, 5- Çekişmeli taşınmazlara komşu olan 207 ada 3, 4, 5, 483 ada 1, 215 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının onaylı örnekleri ile varsa tespitlerine esas kayıtların, taşınmazların kadastro dışı nedenle oluştuklarının anlaşılması halinde ise, oluşumlarına esas bilgi ve belgelerin ve bu taşınmazların tesislerinden itibaren tüm tedavüllerini içerir tapu kayıtlarının getirtilerek dosyasına konulması, eksikliklerin ikmal edildiğinin yetkili hakim tarafından denetlenmesi, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 21.12.2020 gününde oybirliğiyle...
sayılı taşınmazın imar uygulaması sonucunda oluştuğu anlaşılmakla, taşınmazın imar uygulaması sonucu oluşumuna esas olan parselasyon planının ve dağıtım cetvelinin onaylı örneğinin, imar uygulaması neticesinde varsa davacıya tahsis edilen taşınmaza/taşınmazlara ait listenin, 5- Çekişmeli taşınmaza komşu olan 466 ada 2, 4 ve 477 ada 1 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının onaylı örnekleri ile varsa tespitlerine esas kayıtların, taşınmazların kadastro dışı nedenle oluştuklarının anlaşılması halinde ise, oluşumlarına esas bilgi ve belgelerin ve bu taşınmazların tesislerinden itibaren tüm tedavüllerini içerir tapu kayıtlarının getirtilerek dosya arasına konulması, eksikliklerin ikmal edildiğinin yetkili hakim tarafından denetlenmesi ve bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 21.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....