Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-KARAR- Temyiz incelemesine esas olmak üzere; 1-a)Dava konusu 914 ve 915 parsel sayılı taşınmazların imar veya ifraz uygulaması ile oluşup oluşmadıklarının merciinden sorulması, imar veya ifraz suretiyle oluşmuş ise imar veya ifraz öncesini teşkil eden geldisi olan parsellerin mülkiyet durumunu gösterir tapu kütük suretlerinin, imar ve ifraz uygulamasına ilişkin tüm belgelerin, imar dağıtım cetvelinin, b)Davalı ...'...

    amacı, kamuya özgülenip özgülenmediği ilgili Belediye İmar Müdürlüğü'nden sorulduktan, 3-Dava konusu taşınmaz ile oluşmuş ise imar uygulaması sonucu dönüştüğü parsellerin imar paftası üzerinde konumları işaretlettirilip, bu parsele fiilen el atma olup olmadığı da araştırılarak bu konuda fen bilirkişiden ek rapor alındıktan, Sonra, alınacak cevaplarla birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 08/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Köyü 147 ada 4 parselin 2/B sahasında yer aldığı iddiasıyla açılan tapu iptali tescil davası sonucu mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalı tarafca temyiz edildiği, yörede yapılan imar uygulaması sonucu 4 nolu imar parselinin davalıya 103 nolu kadastro parselindeki payına karşılık verildiği, ancak; imar uygulamasının idari yargı yoluyla iptal edildiği, iptal edilen imar parsellerinin ise henüz kadastral parsellere dönüştürülmediği, şeklen tapu sicilinde kayıtlı olduğu, o halde davalıya imar parselinin iptalini istemesi için önel verilmesi ve açaçağı davanın sonucunun beklenmesi, ondan sonra oluşacak hak durumu dikkate alınarak karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra 4 parsele ilişkin imar uygulamasının iptal edildiği, 103 parselin orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... davalı ... tarafından temyiz edilmiştir....

        Davalı ise, davaya konu taşınmazın imar uygulaması sonucunda ... ada ... parsele geçtiğini, bu taşınmazın da davacı adına devri ile sözleşmenin ifa edildiğini savunmuş; mahkeme de, davaya konu taşınmazın imar uygulaması sonucunda ... ada ... parsel olduğu ve sonradan imar uygulaması gören bu yerinde davacı adına tescil edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

          Yapılan incelemede; dava konusu taşınmazın 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi gereğince imar uygulaması gördüğü ve davacı adına yeni tapu kayıtlarının oluştuğu, taşınmazın el atıldığı iddia edilen bölümlerinin Düzenleme Ortaklık Payı içinde imar planına göre yolda kaldığının anlaşıldığı, imar uygulaması nedeniyle taşınmaz üzerinde bulunan yapı ve ağaçlara da davalı idare tarafından henüz fiilen el atılmadığı anlaşıldığından, davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabul kararı verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U....nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene geri verilmesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 19.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bulunduğu yerde korunamayan bina bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın idari yargının görevine girdiğinden görevsizliğine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, imar uygulaması sırasında bulunduğu yerde korunamayan bina bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın idari yargının görevine girdiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca yapılan imar uygulaması sonucunda kamu hizmetlerine ayrılan yerlere rastlayan yapılar Belediye ve Valilikçe kamulaştırılmadıkça yıkılamaz....

              Şöyle ki; dosya kapsamı ile dava konusu 549 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 2849 sayılı kadastral parsel iken 2001 ve 2004 yıllarında iki kez imar uygulamasına tabi tutulduğu, aynı şekilde davalıya ait 549 ada 9 parsel sayılı taşınmazın da 2833 sayılı kadastral parselin aynı yıllardaki imar uygulamaları neticesinde son halini aldığı, davalının imar öncesi taşınmazda babasından dolayı hak sahibi olduğu, mahkemece, yapılan uygulama sonucu elde edilen bilirkişi raporu ile saptanan müştemilat ve duvar taşkınlığının imar uygulaması sonucu meydana gelip gelmediğinin ise tespit edilmediği görülmektedir. Öte yandan, davalı tecavüzünün imar uygulaması sonucu meydana geldiğinin tespit edilmesi durumunda, imar uygulaması sonucu ortaya çıkan taşkınlık nedeniyle davalının kötü niyetli sayılamayacağından ecrimisil isteğinin de reddi gerektiği açıktır....

                Belediyesinin 04.06.2016 tarihli Encümen Kararı uyarınca imar uygulaması yapıldığı ve 23.06.2017 karar tarihli bilirkişi raporuna göre 1948 ada 4 ve 1959 ada 5 parsellerin oluştuğu sonrasında 1948 ada 4 parselde ki imar uygulaması sonucu 23.12.2016 tarihinde 1948 ada 17 parsel olarak 8187,39m² yüzölçümlü alanın davacı adına tescil edildiği, 1959 ada 5 parselin ise imar uygulaması sonucu 1959 ada 14,15 ve 16 parsel sayılı taşınmazlar olduğu ancak davacı tarafından 1959 ada 5 parsel iken 04.03.2016 tarihinde ... satıldığı taşınmazların Üniversite Alanı dışında 6 kat imar izinli ve ticari alan olarak ayrıldığı ve fiilen el atılmadığı anlaşılmıştır....

                  Hal böyle olunca, davaya konu bölgede imar uygulaması yapılıp yapılmadığının araştırılması; yapılmış ise, taraflara ait imar öncesi ve imar sonrası tüm kayıtlar ve krokiler getirtilerek mahalline uygulanması, davalıların çekişmeli yeri kullanımının imar uygulamasından kaynaklanıp kaynaklanmadığının belirlenmesi, imar uygulamasından kaynaklanıyor ise çekişmeli yerde davalının imar öncesinde hukuken korunmaya değer bir hakkının bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması, müdahale imar uygulaması neticesinde meydana gelmiş ise, yıkımı istenen duvar ve ağaçların 3194 sayılı Kanunun 5. ve 20. maddelerinde sayılan tesislerden olmadığı gözetilerek yine bedel depo ettirilmeksizin yıkımına karar verilmesi, ayrıca imar uygulaması bir kamusal tasarruf olup bu durumda kusurları olmadıkları dikkate alınarak davalıların yargılama giderlerinden de sorumlu tutulmamaları gerekirken değinilen hususlarda araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....

                    Öte yandan, ikinci imar uygulaması yargılama sırasında yapıldığına, davanın açıldığı tarihte mevcut birinci imar uygulaması idari yargı yerinde iptal edildiğine göre; davacının dava tarihinde dava açmakta haklı olduğunun kabulü ile yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinden iptal edilen idari işlemi gerçekleştiren davalı belediyenin sorumlu tutulması gerektiği halde, davacının sorumlu tutulması doğru olmadığı gibi, karşı dava bakımından ...'e ait yapının imar uygulaması ile ... adına kayıtlı 25716 ada 18 parsel sayılı imar parseli içerisinde kaldığı ve idari işlem nedeniyle ...'in kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı gözetilerek karşı dava bakımından da davalı ... harç ve yargılama giderlerinin yüklenmemesi gerekirken aksi yönde hüküm kurulması da isabetsizdir.Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu