Hal böyle olunca, davaya konu bölgede imar uygulaması yapılıp yapılmadığının araştırılması; yapılmış ise, taraflara ait imar öncesi ve imar sonrası tüm kayıtlar ve krokiler getirtilerek mahalline uygulanması, davalıların çekişmeli yeri kullanımının imar uygulamasından kaynaklanıp kaynaklanmadığının belirlenmesi, imar uygulamasından kaynaklanıyor ise çekişmeli yerde davalının imar öncesinde hukuken korunmaya değer bir hakkının bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması, müdahale imar uygulaması neticesinde meydana gelmiş ise, yıkımı istenen duvar ve ağaçların 3194 sayılı Kanunun 5. ve 20. maddelerinde sayılan tesislerden olmadığı gözetilerek yine bedel depo ettirilmeksizin yıkımına karar verilmesi, ayrıca imar uygulaması bir kamusal tasarruf olup bu durumda kusurları olmadıkları dikkate alınarak davalıların yargılama giderlerinden de sorumlu tutulmamaları gerekirken değinilen hususlarda araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....
Öte yandan, ikinci imar uygulaması yargılama sırasında yapıldığına, davanın açıldığı tarihte mevcut birinci imar uygulaması idari yargı yerinde iptal edildiğine göre; davacının dava tarihinde dava açmakta haklı olduğunun kabulü ile yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinden iptal edilen idari işlemi gerçekleştiren davalı belediyenin sorumlu tutulması gerektiği halde, davacının sorumlu tutulması doğru olmadığı gibi, karşı dava bakımından ...'e ait yapının imar uygulaması ile ... adına kayıtlı 25716 ada 18 parsel sayılı imar parseli içerisinde kaldığı ve idari işlem nedeniyle ...'in kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı gözetilerek karşı dava bakımından da davalı ... harç ve yargılama giderlerinin yüklenmemesi gerekirken aksi yönde hüküm kurulması da isabetsizdir.Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 21/02/2013 NUMARASI : 2011/337-2013/77 Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – 1) Dava konusu taşınmazın imar uygulaması ile gittiği 29332 ada 2, 3 ve 29333 ada 1 parsellerin imar planındaki konumlarının ne olduğu, ilgili Belediye İmar İşleri Müdürlüğünden sorularak, alınacak cevapla, 2) Dava konusu taşınmazın imar uygulaması ile gittiği 29332 ada 2, 3 ve 29333 ada 1 parsellere davalı idarece el atılıp atılmadığı, etrafının tel örgü ile çevrilip, çevrilemediği hususunun MSB'den sorularak, yine mahalinde fen bilirkişi marifetiyle yapılacak keşiflerde imar uygulaması ile oluşan yeni parsellere...
Bu durumda yukarıda açıklanan hususta ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gibi, 2)Davalı idarece dava konusu taşınmaza yönelik imar uygulamasının ilgili idare mahkemesinin kararı ile iptal edildiği, geri dönüşüm işlemlerinin başladığı ileri sürüldüğünden, imar uygulamasının iptaline ilişkin idare mahkemesi kararı taraflardan temin edilip, söz konusu iptal kararına dayanılarak geri dönüşüm işlemlerinin yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise yeniden imar uygulaması yapılıp yapılmadığı ilgili Belediye Başkanlığından, yeni bir imar uygulaması var ise, buna ilişkin tapu kayıtları takyidatlarını da gösterir şekilde ilgili Tapu Müdürlüğünden getirtilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi, Doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın arttırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın arttırılması istemine ilişkindir....
Mermer tarafından düzenlenen 24.07.2006 tarihli bilirkişi raporunda 99 nolu parselin (C), 100 nolu parselin (A) ve (B), 101 nolu parselin (D) ile gösterilen kısımlarının çekişmeli 147 ada 9 parselin içinde kaldığı, 147 ada 9 sayılı parsele yönelik imar uygulamasının iptal edildiği; imar uygulamasının iptalinden sonra yargılama sırasında yapılan ve kesinleşen imar uygulaması ile 99 ve 101 nolu kadastro parsellerinde imar uygulaması yapılmadığı, 100 parselin 2. madde uygulaması ile PXXVIII nolu 2/B parseli içinde kalan ve Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan kısmının imar uygulaması ile 705 parsel numarası alarak ahşap ev ve tarla niteliğiyle 6656,22 m2 olarak Hazine adına, 3116 Sayılı Yasa gereğince yapılan orman tahdidine göre orman sınırları dışında kalan ve tarım alanı içinde kalan kısımlarının ise imar uygulaması ile 1385 ada 7 ve 8 parsel numarası alarak 7 parselin arsa niteliğiyle gerçek kişiler adına, 8 parselin ise arsa niteliği ile Hazine adına tescil edildiği anlaşılmaktadır...
Yukarıda açıklanan ayrıcalıklar ile, bir kimse kendi taşınmazı üzerine mütemmim cüz (ayrılmaz parça) niteliğinde yapı inşa etmiş, imar uygulaması sonucu bu yer üçüncü kişiye ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamamış ve imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğu duyulmuştur. Somut olaya gelince; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre davacı parseli ile diğer taşınmazın imar uygulaması sonucu oluştuğu, tecavüzlü binanın üzerinde bulunduğu imar parselinin maliklerinin davalı olarak bu davada yer almadıkları anlaşılmaktadır....
- K A R A R - 1-Dava konusu 166 ve 167 nolu parselin, İmar Kanunu 15 ve 16.maddesi gereği imar uygulaması yapılarak 21.11.2011 tarihinde tapuya tescilleri sağlanan 312 nolu parselin, 399 ada 2 nolu, 400 ada 2 nolu, 401 ada 1 nolu, 402 ada 1 nolu, 402 ada 11 nolu ve 406 ada 7 nolu parsellerin tapu kayıtlarının ilgili Tapu Müdürlüğü'nden istendikten, 2-Dava konusu taşınmazların imar uygulaması ile giden 312 nolu parsel, 399 ada 2 nolu, 400 ada 2 nolu, 401 ada 1 nolu, 402 ada 1 nolu, 402 ada 11 nolu ve 406 ada 7 nolu parsellerin imar planında ayrılma amaçlarının ilgili Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğünden sorulduktan, 3-Dosya içindekği fen bilirkişi........'...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, tapuda tescilli imar ipoteğinin kaldırılması istemine ilişkindir. Bilindiği üzere ipotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. Taraflar mevcut ipoteği iradeleriyle tapuda yapacakları işlem sonucu kaldırabilecekleri gibi bir tarafın terkine rıza göstermemesi halinde ipotek bedelinin ödenmesi koşulu ile kaldırılmasını mahkemeden de isteyebilir. Somut olaya gelince davacı dava konusu taşınmaz üzerinde imar uygulaması sırasında tesis edilen ipoteğin bedeli ödenmekle kaldırılmasını talep etmiştir. mahkemece toplanan deliller yapılan yargılama davalı belediyeden sadır olan tapuya hitaben yazılmış söz konusu ipoteğin bedelinin ödendiğine ilişkin fek talep eden yazılar dikkate alındığın da davacının davasında haklı olduğu talebin kabulüne ilişkin hükümde bir yanılgı bulunmadığı değerlendirilmiştir....
-KARAR- İlgisi yönünden, 1- Yargılama sırasında imar uygulaması gören davaya konu Arifiye, Hanlıköy Mahallesi, 818 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması ile gittiği 6475 ve 818 parsel sayılı taşınmazların tedavüllü tapu kayıtlarının ilgili Tapu Müdürlüğünden getirtilmesi, 2- Davaya konu 818 nolu kadastral parsel ile imar uygulaması sonrası fiziki olarak aynı yerde oluşan imar parsellerinin çakıştırılmış halini gösterir krokinin ilgili Kadastro Müdürlüğünden istenerek evrak arasına eklenmesi, geri çevirmeye konu hususların eksiksiz yerine getirilip getirilmediği mahkeme hakimince denetlendikten sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 18.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....