Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 140. maddesi gereğince; “Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar”. Sıra cetvelini düzenleme yetkisi ilk haczi koyan icra dairesine aittir. İİK'nun 100. maddesi uyarınca ise; borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde anılan madde hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir. Derece kararının yapılması için mutlaka satış sonucu para elde edilmesi zorunlu değildir. Somut olayda, üzerinde vergi dairesine ait ......2011 ve 28...2012 tarihli haciz şerhi ile birlikte başkaca hacizlerin bulunduğu .... .... plaka numaralı aracın ......2015 tarihli artırmada üçüncü kişiye ....760,00 TL bedelle ihale edildiği, söz konusu ihalenin kesinleştiği ve satış bedelinin araç üzerindeki rehin ve haciz alacaklarının tamamını karşılamadığı görülmektedir....

    Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddesi hükmü uyarınca yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise, adreste bulunmama nedeninin araştırılarak komşu (kapıcı, yönetici) beyanının alınması, beyanda bulunan komşunun mutlaka adı ve soyadının ve komşu olduğunun tebligat parçasına yazılması gerekir. Aksi halde yapılan tebliğ işlemi geçersiz olur. Somut olayda; borçluya kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebligatlarının TK'nun 21/1. maddesi uyarınca yapıldığı, ancak her iki tebligat mazbatasında beyanı sorulan ve haber bırakılan komşunun isim ve imza vermekten imtina ettiğinin belirtildiği görülmüştür. Dağıtıcı tarafından beyanda bulunan komşunun adı ve soyadı yazılmadığı için Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddesi gereğince tebliğ işlemi usulsüzdür. İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, teminat niteliğinde olduğu ve bedeli ödendiği iddia edilen senetten dolayı borçlu olunmadığının tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece, İİKnun 72/6.maddesi gereğince mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. İcra takibine ve davaya konu senette ihtilaf halinde Reşadiye Mahkemesinin yetkili kılındığı görülmektedir. Bu husus bonolar için tarafları bağlayan özel bir yetki sözleşmesi olup, Yargıtay uygulamasında ve Doktrinde bonolardaki yetki sartının geçerli olduğu kabul edilmektedir. (Prof.Dr.Baki Kuru,,Hukuk Muhakemeleri Usulü 6.Baskı Cilt 1.sahife 601)....

        "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine mahkemece temyiz süresinin geçirilmesi nedeniyle temyiz isteminin reddine karar verilmiş, bu ek kararda davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Temyiz olunan mahkeme kararı davacı vekiline usule uygun şekilde 31.10.2012 tarihinde tebliğ olunmasına karşın karar İİK.’nun 363. maddesinde öngörülen 10 günlük temyiz süresi geçirildikten sonra 13.11.2012 tarihinde temyiz edildiğinden İİK.’nun 365. maddesi hükmü uyarınca davacı 3.kişi vekilinin temyiz isteminin reddine dair ek karar yerindedir SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı 3.kişi vekilinin mahkemenin 14.11.2012 tarihli İİKnun 365.maddesine göre verdiği temyiz dilekçisinin reddine dair ek kararına yönelik yerinde bulunmayan temyiz...

          Şikayet olunan vekili, borçluya ait intifa hakkına ilişkin hacizlerinin 06.06.2006 tarihinde kesinleştiğini ve 05.06.2007 tarihinde satış talebinde bulunduklarını, aynı gün de satış avansının icra dosyasına depo edildiğini, iddia edildiği gibi satış avansının geri çekilmesi gibi bir durum olmadığını, icra dosyasına bir başka satıştan gelen parayı çektiklerini savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre; şikayet olunanın, bedeli paylaşıma konu borçluya ait intifa hakkı üzerindeki haczinin 06.06.2006 tarihinde kesin hacze dönüştüğü, İİK'nun 121. maddesi uyarınca karar alma tarihinin 28.01.2008 tarihi olduğu, haczin kesinleştiği tarihten itibaren kesintisiz olarak iki yıl takipsiz bırakma durumunun sözkonusu olmadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. Şikayet, sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir....

            İlk derece mahkemesince satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği iddiasıyla ihalenin feshine karar verildiği, davalının ise tebligatların usulüne uygun olarak yapıldığı iddiasıyla istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. İcra dosyası incelendiğinde satış ilanının hem borçluya hem de vasiye çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Vesayet altına alınma kararından sonra, kısıtlıyı vasisi temsil edeceğinden ve vasinin, onun adına itiraz ve şikayet haklarını kullanacağından İİK'nın 127. maddesi kapsamında çıkarılan satış ilanının vasiye tebliği zorunludur. Bu husus, kamu düzenine ilişkindir (Yargıtay 12.HD 2017/6242 E, 2017/12589 K). Vasiye çıkarılan tebligatın TK'nın 21/1 hükmüne göre yapıldığı şerh edilmiştir....

            Bu durumda, satış ilanı tebliğ evrakı üzerinde; tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından T.K.'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının tebliğ işlemini T.K.'nun 21/2. maddesi uyarınca yapması yukarıda değinilen yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırıdır. Bu nedenle, TK'nun 21/2. maddesi uyarınca satış ilanının tebliği usulüne uygun değildir. Borçluya gönderilen 19.11.2014 tarihli satış ilanı tebligatının incelenmesinde; muhatabın tevziat saatlerinde "çarşıya gittiği" belirtilerek bilinen adresine TK'nun 21/1. maddesi uyarınca tebligat yapıldığı anlaşılmaktadır. Tebliğ memurunun muhatabın geçici olarak çarşıya gittiğini ve tevziat saatlerinden sonra döneceğini ne şekilde araştırıp tespit ettiğini belirtmesi, araştırma yaptığı komşu, kapıcı, yönetici vb... gibi kimselerin adını tespit etmesi, en azından belirlenebilir şekilde ifade etmesi gerekmektedir....

              Bankası ...vekilinin temyiz isteminin 6100 Sayılı HMK'nun 362/1-ç maddesi gereğince REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde ihtiyati tedbire itiraz eden ... Bankası ...ne geri verilmesine 27.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Somut olayda, takip dayanağı ilamdan şikayetçinin kendisini vekille temsil ettirdiği anlaşıldığı halde satış ilanı tebliği asile yapılmış olduğundan usulsüzdür. İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde mahkemece ihalenin feshine karar vermek gerekirken şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  İİK.nun 127. maddesi gereğince; taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi, Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde mahkemece, borçluya gönderilen her iki satış ilanı tebligatının da usulsüz olduğu gözetilerek şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu