Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi de aynı hukuki sonuçları doğurur. Öte yandan İİK'nun 134/7. maddesi uyarınca borçluya (varsa vekiline) satış ilanı tebliğ edilmemiş ya da usulsüz tebliğ edilmiş ise satışı öğrendiği tarihten itibaren yedi günlük sürede ihalenin feshini isteyebilir. Bu durumda, mahkemece borçlunun ihaleyi öğrendiğini beyan ettiği tarihin (şikayet tarihi) aksi ispat edilemediğine göre İİK'nun 134/7. maddesinde öngörülen ihaleden itibaren bir sene içerisinde yapılan şikayetin süresinde olduğunun kabülü gerekir. İİK'nun 134/8. maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır....
Satış ilanının ve kıymet takdirinin usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüş olup; İİK.nun 114. maddesi uyarınca, menkul ihalelerinde satış ilanının borçluya tebliği zorunlu değildir. 10/09/2020 tarihli satış kararında da satış ilanının ilgililere tebliğine tebliği zorunluluğu bulunmadığından gazete ilanının veya e-ilanın tebliğ hükmünde sayılmasına karar verilmiştir. İflas idare memuru T6 satış ilanı ve kıymet takdiri raporu tebliğ edilmiş, süresinde kıymet takdirine itiraz edilmemiştir. İhaleye konu aracın muhammen bedelinin 250.000,00 TL olarak belirlendiği, yapılan açık arttırmada taşınırın 370.100,00 TL bedelle ihale olunduğu ihalenin muhammen bedelinin üzerinde yapılmış olması nedeniyle ve yukarıdaki gerekçede değinilen hukuki yarar yokluğu hususunun istisnalarınında somut olayda gerçekleşmediği, davacı borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmesinde hukuka aykırı yön bulunmamaktadır. (Benzer karar Yargıtay 12....
Somut olayda, borçluya, satış ilânının; "..." adresinde, "muhatap tevziat saatinde adreste bulunmadığından adreste muhatapla birlikte sürekli olarak ikamet eden ehliyetli ve reşit kardeşi ... imzasına tebliğ edildi." şerhi ile 20.06.2015 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Anılan Yasal düzenleme ve Yönetmelik hükümleri uyarınca, yapılan tebligat şeklen usulüne uygun olsa da, tebliği alan ...'ya, aynı takip dosyasından yapılan 26.06.2015 tarihli satış ilanı tebliğ işleminin incelenmesinde; adı geçenin tebliğ adresinin; "..." olduğu, dolayısıyla borçlu ile kardeşi ...'nın aynı konutta oturmadığı anlaşıldığından, tebliğ işlemi Tebligat Kanunu'nun 16. maddesi gereğince usulsüzdür. İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örnegi borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi, başlı başına ihalenin feshi sebebidir....
Somut olayda, şikayetçi borçlu ... adına çıkartılan satış ilânının, 08.09.2015 tarihinde, tebliğ memuru tarafından; “...” ismi yazılmak suretiyle Tebligat Kanunu'nun 16. maddesine göre tebliğ edilmek istendiği, ancak muhatabın (borçlunun) adreste bulunup bulunmadığı tespit ve tevsik edilmeksizin tebligatın doğrudan, ...'a yapıldığı görülmektedir. Bu durumda, yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve yönetmelik hükümlerine aykırı olması nedeniyle borçluya yapılan satış ilanı tebligatı usulsüzdür. İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi, başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde mahkemece, yukarıda belirtilen nedenlerle ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Müdürlüğünün 2016/10288 Esas saylı takip dosyasından Mersin ili Akdeniz ilçesi Nusratiye Mah. 3818 Ada 1 Parselde kurulu ana taşınmaz niteliği 4 katlı betonarme apartman ve arsasının 26/01/2022 tarihinde saat 15'de satışa çıkartıldığını ve alacağa mahsuben 605.000,00TL bedelle alacaklı bankaya ihale edildiğini, icra müdürlüğünce yapılan bu ihalenin usul ve yasaya aykırı olduğunu, öncelikle icra müdürlüğünce ihale yapılmasının, açık arttırma ilanı tarihinden sonra 24/11/2011 tarihinde yürürlüğe giren "borçluya satış yetkisi verilmesi" başlıklı İİK 111/a maddesine aykırı olduğunu, ihale tarihinden önce 19/01/2022 tarihinde borçlu olarak taraflarına satış yetkisi verilmesini talep ettiklerini, ancak müdürlükçe 20/01/2022 tarihli karar ile "yasa değilikliğinin 24/11/2021 tarihinde olması" gerekçesiyle reddettiğini, ihalenin bu yasaya aykırı olarak yapıldığını, ayrıca satış ilanının bir örneğinin tapu maliki ve borçlu olarak taraflarına tebliğ edilmediğini, tebliğ parçasında muhatabın adreste...
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. 492 sayılı Harçlar Kanununun eki Tarifenin "Karar ve İlam Harcı" başlığı altında düzenlenen 1. maddesinin (c) fıkrası uyarınca bir gayrimenkulün hissedarlar arasında satış suretiyle şuyuun izalesine dair hükümlerde gayrimenkulün satış bedeli üzerinden binde 11,38 oranında, menkul niteliğindeki mallar üzerindeki paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde ise 2. maddesinin (a) fıkrası hükmü uyarınca maktu harç ile yetinilmesi gerekir Somut olaya gelince, harcın binde 11,38 oranında taraflardan tahsil edileceğinin kararda gösterilmemiş olması doğru görülmemiş ise de; bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi...
Hukuk Dairesinin 13.03.2018 tarih 2016/2883 Esas-2018/2245 Karar sayılı ilamı ile dava dayanağı takip dosyasında İİK'nun 105. maddesinde belirtildiği şekilde yapılmış bir haciz bulunmadığı gibi İİK'nun 143. maddesinde belirtilen aciz belgesi de sunulmadığından, borçlunun aciz hali ispatlanmamış olduğundan davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu kabule göre ise davacının amacının alacağın tahsiline yönelik bulunduğundan davanın kabulü halinde, İİK 283/1 maddesi gereğince iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak haciz ve satış isteyebilme yetkisi verilmesi gerekirken borçluya ait olduğunun tesbitine karar verilmesinin de isabetsiz olduğundan bahisle bozulmuş, bozmadan sonra mahkemece,davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Somut olayda; şikayetçi borçlu adına çıkartılan satış ilanı tebligatının "...No:1 .../..." adresine tebliğe çıkarıldığı, dağıtıcı tarafından 11.07.2013 tarihinde ''Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup tebliğ imkansızlığı sebebiyle TK. m. 21/2 gereğince ... muhtarına 11.07.2013 tarihinde tebliğ edilmiş ve 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılarak en yakın komşu, kapıcı veya yöneticiye haber verilmiştir.'' denilerek tebliğ işleminin tamamlanmış olduğu, tebliği çıkaran merci tarafından bu adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğu için tebligatın TK.'nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmesi gerektiğine ilişkin bir şerhin verilmediği anlaşılmıştır. Bu nedenle satış ilanı tebliği işlemi usulsüzdür. İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Şikayet eden borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/572 Talimat sayılı dosyasından satışının yapıldığı ve satış bedelinin bu dosyaya gönderildiği, şikayetçi 3. kişinin alacaklı olduğu takip dosyasından haczin devam ettiğinin bildirildiği, icra müdürlüğünce satış bedelinin sıra cetveli olmaksızın ödenmesine karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 140. maddesi gereğince; “Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar.” Sıra cetvelini düzenleme yetkisi ilk haczi koyan icra dairesine aittir. Haczin talimatla uygulanması halinde sıra cetvelinin esas icra dairesince düzenlenmesi gerekir. İİK'nun 100. maddesi gereğince, borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde, anılan madde hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir. Derece kararının yapılması için mutlaka satış sonucu para elde edilmesi zorunlu değildir....
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi ise başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Satış ilanının, borçluya, satışa hazırlanabilmesi, kendince gerekli duyuruları yapabilmesi ve daha fazla müşteri bulabilmesi için satıştan makul bir süre önce tebliği gerekmektedir. Somut olayda; şikayetçi-borçlu vekiline satış ilanının 12/08/2020 günü tebliğ edildiği, şikayete konu ihalenin ise 17/08/2020 günü yapıldığı görülmüştür. Buna göre satış ilanı tebliğ tarihi ile ihale günü arasında makul bir süre olmadığından, borçlunun satış hazırlığı işlemlerine karşı şikayet hakkını kullanması ve satışa katılımı arttıracak çalışmalarda bulunması engellenmiş olup satış ilanının ihaleden önce usulüne uygun olarak tebliği koşulunun gerçekleştiğinden bahsedilemez....