Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 100. maddesi gereğince, borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar, birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde, yukarıda anılan yasa hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir. Derece kararının yapılması için mutlaka satış sonucu para elde edilmesi zorunlu değildir. İcra müdürünün sıra ve derece kararı yapılmasına yer olmadığına yönelik kararı, bir hakkın yerine getirilmemesi ile ilgili olduğundan İİK.nun .../....maddesi uyarınca süresiz şikayete tâbidir. O halde mahkemece, şikayetin esasının incelenip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin süre aşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Sırada ödenmesine, kalan satış bedelinin ise diğer alacaklılara alacakları oranında taksim edilerek dağıtılmasına, sıra cetvelinin bu şekilde düzenlenmesine, şeklinde karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 140. maddesi gereğince; “Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar.” Sıra cetvelini düzenleme yetkisi, ilk haczi koyan icra dairesine aittir. Haczin talimatla uygulanması halinde sıra cetvelinin esas icra dairesince düzenlenmesi gerekir. İİK'nun 100. maddesi gereğince, borçluya ait para veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde, anılan madde hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir. Derece kararının yapılması için mutlaka satış sonucu para elde edilmesi zorunlu değildir....

      İİKnun 02.07.2012 tarih ve 6352 sayılı kanunla değişen 68/7 maddesi gereğince; itirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin aynı nedenlerle reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine yüzde yirmiden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir. İcra tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Şikayetçi borçlu icra mahkemesine başvurusunda, satış ilanının kendisine tebliğ edilmediğini belirterek menkul ihalesinin feshini talep etmiş, mahkemece satış ilanı tebliğinin usulüne uygun olmadığı, e-satış sisteminde ilan edildiğine dair ilan tutanağının dosyada bulunmadığı, 1. açık artırma tutanağında e-satış sisteminde teklifin olup olmadığı ve ihaleye hangi bedel üzerinden başlandığı belirtilmediği gerekçesiyle ihalenin feshine karar verilmiştir. İİK'nun 114. maddesi gereğince, menkul ihalelerinde satış ilanının borçluya tebliği zorunlu değildir....

          Dosya içeriğinden borçluya 14.10.2014 ve 20.10.2014 tarihinde olmak üzere iki kez satış ilanının tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Borçluya 14.10.2014 tarihinde yapılan satış ilanının tebliğine ilişkin tebligat parçasının incelenmesinde borçlunun Mernis adresinde TK'nun 21/1. maddesi uyarınca tebligat yapıldığı görülmektedir. Somut olayda borçluya gönderilen satış ilanı tebligatının incelenmesinde ; isim ve imzadan imtina eden komşunun beyanına göre muhatabın dışarıda olduğu tespit edilerek TK'nun 21/1. maddesi uyarınca tebligat yapıldığı anlaşılmaktadır. Tebliğ memurunun, satış ilanının tebliğinde; muhatabın adreste bulunmama sebebini, borçlunun adresinden geçici mi, yoksa sürekli mi ayrıldığını, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğini, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeden "dışarıda" şeklindeki tebliğ işlemi, 7201 Sayılı Kanun'un 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 35.maddesi gereğince usulsüzdür....

            İİK'nun 100. maddesi gereğince, borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde anılan madde hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir. Derece kararının yapılması için mutlaka satış sonucu para elde edilmesi zorunlu değildir. Somut olayda, ipotek alacaklısının ileri sürdüğü itirazlar, ancak sıra cetveli yapıldıktan sonra değerlendirilebilecek itirazlar olup mahkemece icra müdürlüğüne sıra cetveli yapılması konusunda talimat verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir. SONUÇ :Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              satışı yapılan ve davalı ... tarafından da 22/05/2012 tarihinde dahili davalılara satılan taşınmazlardaki hisse satış işlemlerinin tasarrufun iptali gereken işlem niteliğinde olması nedeniyle, davanın kabulü ile, davalı ...' e ait Kocaeli ili ... ilçesi ... 138 ada 3 nolu parseldeki 23/1200 hissenin davalılardan ...'e satışına ilişkin tasarruf işleminin Kocaeli 1.İcra Müdürlüğünün 2011/7705 Esas sayılı dosyasındaki alacak ve ferileri toplamı ile sınırlı olarak iptaline, davacıya haciz ve satış yetkisi tanınmasına, davalı ...'e ait Kocaeli ili ... ilçesi ... 138 ada 4 nolu parseldeki 4/75 hissenin 59/2400 hissesinin ...'na, 23/800 hissesinin de ...'a satışına ilişkin tasarruf işleminin Kocaeli 1.İcra Müdürlüğünün 2011/7705 Esas sayılı dosyasındaki alacak ve ferileri toplamı ile sınırlı olarak iptaline, davacıya haciz ve satış yetkisi tanınmasına, davalı ... ait Kocaeli ili ... ilçesi ... 136 ada 5 nolu parseldeki 4/75 hissenin 59/2400 hissesinin ...'...

                İİK'nun 140. maddesi gereğince, “Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar.” Sıra cetvelini düzenleme yetkisi ilk haczi koyan icra dairesine aittir. Haczin talimatla uygulanması halinde, sıra cetvelinin esas icra dairesince düzenlenmesi gerekir. İİK'nun “paylaştırma” başlıklı 151. maddesi ise; “Rehin bedelinden masrafların çıkarılmasında ve artanın alacaklılar arasında paylaştırılmasında 138 inci madde hükmü tatbik olunur. Satış tutarı alacaklıların alacağını ödemeğe yetmezse icra müdürü 206 ncı maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarına göre alacaklıların her birine ait sıra ve payları tayin eder. 141, 142 ve 144 üncü maddelerin hükümleri burada da caridir” hükmünü içermektedir. Maddede atıfta bulunulan 206. madde ise adi ve rehinli alacakların sırasına ilişkindir....

                  "İçtihat Metni" Reşit olmayan mağdureyi rızaen kaçırıp alıkoyma ve rızaen cinsi münasebette bulunma suçlarından sanıklar ..., ... ve ...’in yapılan yargılamaları sonunda; rızaen kaçırıp alıkoyma suçlarından beraatlerine, rızaen cinsi münasebette bulunma suçlarından ise açılan kamu davalarının düşürülmesine dair Eskişehir 3....

                    Maddesi ile İİK. Değişiklikte söz konusu maddenin ipotekli dosyalarında uygulanamayacağı hususunda açıklama bulunmadığı taşınmaz değerinin borç miktarında da fazla olduğu nazara alındığında alacaklının zararının doğmayacağı mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık; Borçlunun taşınmazının satış yetkisi talebinden ibarettir. İİK. 111/A ve devamı maddelerinde 7343/12 sayılı bazı kanunlardaki değişikliğe dair düzenleme doğrultusunda borçluya satış yetkisi verilmesinin ipotekli takipleri kapsadığına dair düzenleme bulunmadığı nazara alındığında ipotekli takiplerde bu hükmün uygulanmayacağı aşikardır. İlk derece mahkemesince de şikayetin reddi kararı izah edilen gerekçelere dayanılarak hukuka aykırı olarak kabul edilemez....

                    UYAP Entegrasyonu