Takip dosyasındaki satış ilanı tebliğ mazbatası incelendiğinde; bizzat borçlu imzasına tebliğ edildiği görülmekte olup, borçlu icra mahkemesine başvurusunda tebligattaki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasında bulunmuştur.İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir....
İcra Müdürlüğünce Ankara İcra Müdürlüğüne yazılan 04/02/2020 tarihli haciz talimatı ile, borçluya ait Ankara ili Çankaya ilçesi, Balgat Mah. 26022 Ada 6 Parsel 3. kat 5 nolu taşınmazın kıymet takdirinin yapılmasının istendiği, bu talimat uyarınca konulan haczin yukarıda açıklanan şekilde "nokta haczi" niteliğinde olduğu anlaşılmakla, kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayetini inceleme yetkisi, haciz kararını veren esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesine ait olup, anılan yetki, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğinde olduğundan mahkemece re'sen nazara alınmalıdır. Bu nedenle şikayeti inceleme yetkisi Adana 6. İcra Hukuk Mahkemesine aittir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince; Adana 6. İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 13/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak, talimat yazısı, borçluya ait menkul ve gayrimenkul mallar ile 3. kişilerdeki hak ve alacakların haczi yönünde ve genel nitelikli olmayıp da, belli bir malın haczini isteyen "nokta haczi" biçiminde yazılmış ise, bu halde anılan hacizle ilgili şikayet, talimatı yazan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince incelenir. Bir başka deyişle böyle hallerde İİK'nın 79. maddesi hükmü uygulanamaz....
ŞİKAYETÇİ OLUNAN : Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilinin temyiz etmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, dava dışı borçlu şirket hakkında yaptıkları takip kapsamında borçluya ait araç üzerine haciz konulduğunu, ancak şikayet olunanın aynı araca kendilerinden sonra haciz koymasına rağmen aracı satarak satış parasını garameten paylaştırdığını, bu işlemin yanlış olduğunu ileri sürerek şikayet olunanın sıra derece kararının iptalini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, müvekkilinin alacağının 6183 sayılı kanunun 21. maddesi gereğince öncelikli olması sebebiyle garameten taksim işleminin doğru olduğunu savunarak şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir....
Mahkemenin, 2014/953 Esas ve 2015/398 Karar sayılı, 07/05/2015 günlü ilamı ile verilen tahliye kararı onanarak kesinleşmiş olup mahkemece bozmadan sonra yeniden tahliyeye karar verilmiş olması yeni hüküm anlamına gelmeyeceğinden İİKnun 4949 sayılı Kanun'la Değiştirilen 363/1. maddesinin son cümlesindeki kesinlik sınırının aynı Kanunun Ek 1. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 01.01.2016 tarihinden itibaren artırılan miktarı dikkate alındığında temyize konu değerin 6.310,00 TL'yi geçmediği anlaşıldığından mahkeme kararının temyiz kabiliyeti yoktur. SONUÇ: Temyiz isteminin miktar itibarıyla REDDİNE, taraflarca İİKnun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 01.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İİK'nun 140. maddesi gereğince; “Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar.” Sıra cetvelini düzenleme yetkisi, ilk haczi koyan icra dairesine aittir. Haczin talimatla uygulanması halinde sıra cetvelinin esas icra dairesince düzenlenmesi gerekir. İİK'nun 100. maddesi gereğince, borçluya ait para veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde, anılan madde hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir. Derece kararının yapılması için mutlaka satış sonucu para elde edilmesi zorunlu değildir. Somut olayda; taşınmaz üzerinde, alacaklı ve şikayetçi 3. kişiye ait ipotekler ile birlikte başkaca hacizlerin de bulunduğu, ihalenin kesinleştiği ve satış bedelinin taşınmaz üzerindeki alacakların tamamını karşılamadığı görülmektedir....
a satışına ilişkin tasarrufun iptaline, bu miktar kadar haciz ve satış yetkisi verilmesine, ....köyü 3821 parselin davalı .... kızı ....'e satışı ile ilgili satış iptaline mahal olmadan .... 1. ... Müdürlüğü'nün 1999/3924 sayılı takip dosyasındaki alacak miktarı ile sınırlı olmak kaydı ile tasarrufun iptali ile takip dosyasındaki alacak miktarı kadar haciz ve satış yetkisi verilmesine, davaya konu 412 ada 31 parsel ile 406 ve 439 parsellerdeki davalılar ... ve .... (....) ....'...
Davalı alacaklı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİKnun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 19.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
GEREKÇE 06.11.2015 tarihli olay tutanağına göre; devriye görevi sırasında, sanığın tedirgin hareketlerinden şüphelenilerek kullandığı aracın durdurulduğu, sanığa araç içerisinde ne olduğu sorulduğunda, gümrük kaçağı sigara olduğunu söylemesi üzerine yakalandığı, sanığın araç içerisinde bulunan bandrolsüz ve gümrük kaçağı sigaraları kendi rızası ile teslim edeceğini belirtmesi üzerine, sigaraların rızaen teslim alınarak el konulduğu, sanığın kaçak sigara satışından elde ettiğini belirttiği 70,00 TL'yi de rızaen görevlilere teslim ettiği anlaşılmıştır. Sanık hakkında 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'na muhalefet suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır....
Yapılacak ..., haciz tarihi itibari ile haciz adresinde kimin oturduğu muhtarlık, nüfus kayıtları ve zabıta aracılığı ile gerekirse haczi yapan icra müdürü dinlenerek tesbit edilmeli ve İİKnun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesi buna göre değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar vermek gerekmektedir. Mahkemece, tüm bu hukuki ve maddi olgular dikkate alınmadan, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 19.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....