WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE: Dava mirasın gerçek reddinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 4721 sayılı TMK'nın 617. maddesi gereğince; "Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler." Yine aynı kanunun 610/2 maddesi gereğince de "Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez." Murisin alacaklıları tarafından bu hükme göre mirasın reddinin iptali davası açılabilir....

Hukuk Dairesi'nin 13/12/2018 tarih 2018/716 Esas - 2018/1404 Karar sayılı kararı ile; "... mirasın gerçek reddinin iptali davalarında mirası reddeden kişinin alacaklılarına zarar vermek amacıyla kötü niyetle mirası reddetmiş olup olmadığı hususunun tereddüte mahal vermeyecek şekilde araştırılması gerekmektedir. Dava konusu olayda, ilk derece mahkemesince mirası reddeden T6 terekesinin borcunu karşılamaya yetmediği araştırılmış, tespit edilmiş ise de; Davalı T6 babası olan Ömer Uygun'un ölüm tarihi olan 17/04/2016 tarihi itibariyle terekesinin borca batık olup olmadığı araştırılıp tespit edilmemiştir....

Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesi gereğince "Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez." Murisin alacaklıları tarafından bu hükme göre mirasın reddinin iptali davası açılabilir. Mirasın reddinin iptaline karar verilebilmesi için; terekenin açık veya zımnen kabul edildiğinin, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan işlerin yapıldığının, mirası reddeden mirasçıların terekeden bir kısım malı kendilerine mal edindiklerinin kanıtlanması gerekir. Mirasın reddinin iptalinin istenebilmesi için mirasçılardan tamamının mirası reddetmiş olması gerekir (Murisin alacaklarının korunmasında). Bir mirasçı dahi mirası kabul ederse mirasın reddinin iptali istenemez....

C) İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz talebinin teminat karşılığı kabul edilmesinin hatalı olduğunu, ihtiyati haczin teminatsız kabul edilmesi gerektiğini, HMK'nın 389/1 maddesi uyarınca uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğini, yaklaşık ispat koşulunun yeterli olduğunu, davacının alacağının kambiyo senedine bağlı olduğunu, icra takibi başlatıldığını, alacağın kesinleştiğini, akraba olan davalılar arasındaki devir nedeniyle alacağın tahsilinin mümkün olmadığını, teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken teminat karşılığında kabul edilmesinin, diğer yandan tedbir talebinin reddinin hatalı olup usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla ihtiyati haczin teminatsız olarak kabulü ile taşınmaz üzerinde ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. D)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, tasarrufun iptali ile ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir....

K. sayılı kararı ile mirası reddettiğini bu nedenle davacının, ölen eşinin borçlarından sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek anılan ödeme emirlerinin davacı yönünden iptalini, takiplerin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece 03/04/2023 tarihli ara karar ile; "davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; dava konusu 2023/10280, 2023/10281 ve 2023/10282 nolu ödeme emirlerinin icrasının davacı yönünden karar kesinleşinceye kadar tedbiren durdurulmasına"; 23/05/2023 tarihli ara kararı ile de, davalı Kurumun tedbir kararına itirazının reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını, teminatsız olarak tedbir kararı verilemeyeceğini, tedbir kararının kaldırılması gerektiğini ileri sürmüştür....

Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/60 esas sayılı mirası reddinin iptali talepli davada ihtiyati tedbirin reddine ilişkin ara kararın kaldırılarak, itirazlarının kabulüne karar verilmesine ilişkin davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, yapılan inceleme sonucunda; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; mirası reddinin iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili tarafından süresi içinde yapılan istinaf başvuru incelemesine konu istem ise; Ordu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/60 esas sayılı derdest dosyasındaki 02/03/2021 tarihli ara kararın kaldırılarak, taleplerinin kabulüne, ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, verilen 02/03/2021 tarihli ara karar ile; "...-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE,"karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Eldeki dava, İİK.'nun 277. vd....

Maddesine göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK 390/3. Maddesine göre, tedbir talep eden taraf , dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. HMK 391. Maddesinde, ihtiyati tedbir kararının şekil şartları belirtilmiş, mahkemenin ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine ilişkin kararının bu şekil şartlarına uygun olduğu anlaşılmıştır. HMK 392.maddesinde (1) İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır....

İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar.Madde de bu iki hususa yer verilmiş ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü ve ya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlenmiştir . HMK'nın 390/3 maddesinde, "Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır." Aynı kanunun 392/1. maddesinde, "İhtiyati tedbir talep eden haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır....

durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir....

Bir kısım mirasçıların talebi üzerine mirasın reddinin tespit ve tesciline yönelik verilen karar neticesinde, davacı kurumun, mirasçıların murisin borçlarından sorumlu olmadıklarını yargılama sırasında öğrendiği, mevcut durumun mirasın borçlarından sorumlu olması gereken ancak mirası reddetmeleri nedeniyle sorumluluktan kurtulan davalılar lehine vekalet ücreti verilmesi gerektirmeyeceği belirlenmektedir. O halde; mahkemece; mirası reddeden davalılar lehine vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde mirası reddeden mirasçılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 3- Davalı ...’ün temyiz itirazının incelenmesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonucunda mirası reddeden dahili davalılar ..., ... ve ... yönünden davanın reddine karar verildiği, davalı ...’ün de diğer davalılar gibi mirasın reddinin tespit ve tesciline yönelik başvurudaa bulunduğu, ......

    UYAP Entegrasyonu