Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk mahkemesinin 2011/496 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan değerlendirme sonucu verilen 30.11.2011 tarihli kararla ihtiyati tedbir kararına itirazın HMUK 108. maddesine göre ihtiyati tedbir kararı veren ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından incelenmesi gerektiği belirtilerek dosyanın tekrar ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiği ve mahkemeler arasında görev uyuşmazlığının meydana geldiği anlaşılmaktadır. İhtiyati tedbir kararına İtiraz dilekçesinin tedbir kararını veren ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesine 10.08.2011 tarihinde ibraz edilmesinden bir gün sonra 11.08.2011 tarihinde ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde söz konusu uyuşmazlığa ilişkin muarazanın giderilmesine konu asıl davanın açıldığı anlaşılmaktadır....

    İhtiyati tedbir kararına itirazın reddine dair kararı, ihtiyati tedbire itiraz eden karşı taraf vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, ihtiyati tedbire itiraz eden (karşı taraf) vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, ihtiyati tedbire itiraz eden (karşı taraf) vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,15 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 08/01/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      SAVUNMA Davalılar vekili ihtiyati tedbir talebinin kabulüne dair ilk derece mahkemesi ara kararına karşı sunduğu itiraz dilekçesinde özetle, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının dava nedenlerinin yersiz olduğunu, tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini beyanla ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      Mahkemece, ara karar ile davalı ... adına kayıtlı iş makinaları ve hafriyat araçları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir. Mahkemenin bu kararına davalı ... konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasını istemiş, mahkemenin ihtiyati tedbire itirazın reddine dair kararı davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 389. maddesinin ilk fıkrasında; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” biçiminde düzenleme getirilmiş, aynı yasanın 394. maddesinde ise ihtiyati tedbir kararına karşı hangi yasal yollara başvurulacağı belirtilmiştir....

        Netice itibariyle; bu aşamada teminat mektubunun paraya çevrilmesi halinde ihtiyati tedbir talep eden davacı şirket açısından telafisi imkansız zararlar meydana gelebileceği ve ciddi zararlar doğabileceği anlaşıldığından ve mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararını değiştirecek nitelikte yeni hukuki ve fiili durum oluşmadığından, ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir." gerekçesiyle, ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur....

          Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir kararına itirazın reddi yönündeki ara kararında isabetsizlik görülmediğinden ihtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            HMK’nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usûle yer verilmiştir. HMK’nun 391/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına karşı ve HMK'nun 394/5. Maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararına itiraz hakkında verilen karar karşı kanun yoluna başvurma olanağı getirilmiştir. HMK'nun "İhtiyati Tedbirin Şartları" kenar başlıklı 389. maddesinde “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. (2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmü yer almaktadır....

              Hal böyle olunca ihtiyati tedbir kararına itirazın mahkemesince incelenmesi gerektiğinden ve bu yöndeki kararların temyizen inceleme olanağı bulunmadığından davalı ... vekilinin ihtiyati tedbir kararına itiraz dilekçesinin REDDİNE, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, 19.11.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

                HMK 391 maddesinde de tedbir kararında olması gereken hususlar açıklanmıştır. Gerekçe, kararın denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenebilmesi açısından önemli bir işlev görür. Davalılar vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine ilişkin kararının gerekçesi usul ve yasaya uygun olarak yazılmamıştır. 6100 sayılı HMK'nın 394/5. maddesi uyarınca, karşı taraf kendisi dinlenmeden (yokluğunda) verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edebilir. İtiraz hakkında verilen karara karşı, kanun yoluna başvurulabilir....

                  Maddesi gereğince uyuşmazlık konusu pay hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılığın bulunmadığı, öte yandan ihtiyati tedbirin mahiyetine göre HMK’nın 392.maddesi uyarınca teminatın belirlenebileceği, anılan hüküm uyarınca teminat alınmadan dahi ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususlarda yargılama sonucunda bir karar verilebileceği, bu aşamada taşınmaz üzerinde fiili taksim bulunup bulunmadığı konusunda bir yargıya varmanın söz konusu olmadığı, davacının davalının edinme tarihten önceki bir tarih itibarıyla tapu paydaşı olduğu, davanın da hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ve ihtiyati tedbir kararına vaki itirazın reddine dair karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekir....

                  UYAP Entegrasyonu