WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nun 264. maddesi hükmünden de anlaşılacağı üzere, ihtiyati haciz ile icra takibi ayrı ayrı düzenlemeler olup, ayrı ayrı hukuki sonuçlar doğurur. Bu nedenle ihtiyati haciz kararı, icra takip işlemi olmayıp, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce ya da sonra uygulanan ve HMK.'nun 389. ve izleyen maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri bir işlemdir. Dolayısıyla, ihtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, icra takibinin durdurulması, ihtiyati haczin infazına mani teşkil etmez. Ancak takibe başladıktan sonra ihtiyati haciz kararı alınmış ise ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren 10 gün içinde takip yaptığı icra dairesinden icrasının istemek zorundadır. Aksi halde haciz kalkar....

Davalı yan ihtiyati haczin kesinleşme tarihi itibariyle satış isteme süresinin dolmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İcra Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir. İcra ve İflas Kanunu’nun 264 ncü maddesi uyarınca ihtiyati haciz, itiraz süresinin dolması ile kesin hacze dönüşür. Satış isteme süresi de haczin kesin hacze dönüşmesinden itibaren işler. Somut olayda davalı yanca bedeli paylaşıma konu taşınmazın tapu kaydına 15.02.2005 günü ihtiyati haciz koydurulmuş, henüz ödeme emrinin tebliğ edilmediği bir aşamada dava dışı borçlular icra müdürlüğü’ne müracaatla borcu 01.04.2005 tarihi itibariyle 34.000,-YTL üzerinden kabul ettiklerini ve bunu dört eşit taksitte ödeyeceklerini bildirmişlerdir; ödeme emri borçlulara 12.04.2005 günü tebliğ edilmiştir....

    karşılığında ihtiyati haczin kaldırılmasının talep edilebileceği anlaşıldığından ihtiyati haczin şartlarına yönelik itirazların reddine, ihtiyati haczin dosya borcu kadar teminat yatırılması şartıyla kabulüne aşağıdaki şekilde karar verilmiştir." gerekçesi ile; 1- Davalıların ihtiyati hacze itirazları ile ihtiyati haczin kaldırılması taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE, ara karara yönelik gerekçeli karar yazılmasına, kanun yolunun gerekçeli ara kararda belirtilmesine, gerekçeli ara kararın taraflara tebliğine, 2- Davalılardan şirket vekilinin ihtiyati haczin teminat karşılığında kaldırılması talebinin kabulüne, takip çıkışı olan 914.256,54 TL teminatın Çerkezköy İcra Müdürlüğü'nün 2022/6661 E. sayılı dosyasına depo edilmesi ve derkenarın mahkememize sunulması halinde davalı şirket adına kayıtlı 34 XX 500 ve 34 XX 201 plakalı araçlar üzerine konulan ihtiyati haczin yalnızca mahkememiz dosyasına şamil olmak üzere kaldırılmasına, 3- Davalılardan T7nin ihtiyati haczin teminat karşılığında kaldırılması...

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili İstinaf dilekçesinde özetle; borçluların borcunu ödememesi nedeniyle başlatılan takipte davacıların süresi içerisinde takibe yaptığı itiraz sonucunda İstanbul Anadolu 9. icra Hukuk mahkemesince takibin iptaline karar verildiğini, mahkeme kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğunu, sürecin devam ettiğini, hacizlerin kaldırılması kararının davacı açısından telafisi imkansız zararlar doğuracağını, ihtiyati haczin icra takip işlemi olmadığını, takibin iptaline karar verilmesinin ihtiyati haczin kaldırılması sonucunu doğurmayacağını, ihtiyati tedbir kararı hacizler konulduğundan ve takibin iptali kararı ile ihtiyati hacizler etkilenmeyeceğinden borçlu vekilinin talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davacıların İstanbul Anadolu 4....

    - K A R A R - Davacı vekili davalı borçluya ait taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde diğer davalı alacaklıya üst sıranın verildiğini, ne var ki davalının icra dosyasından gönderilen ödeme emrinin borçluya usulüne uygun biçimde tebliğ edilemediğini ve bu itibarla da ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmediğini ileri sürerek sıra cetvelinin düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İcra Mahkemesi'nce benimsenen bilirkişi raporuna göre sıra cetvelinin hukuka uygun bulunduğu, davacının hacze iştirak şartlarını taşıdığının saptanamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ödeme emrinin borçluya hangi yollarla tebliğ edilebileceği 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun ilgili maddelerinde gösterilmiştir....

      Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/481 Esas sayılı dosyasından 29/09/2021 tarihli ara karar ile 205.593,09 TL tutarlı ihtiyati haciz kararı verildiğini, ihtiyati haciz kararına itiraz ettiklerini ve İİK 265. Maddesi gereği 08/11/2021 tarihine duruşma günü verildiğini, müvekkili tarafından 13/10/2021 tarihinde ilgili icra dosyasına 205.593,09 TL tutarında teminat yatırıldığını, yatırılan teminatın ihtiyati haciz tutarı kadar olduğunu yapılacak olan başkaca hacizlerin aşkın haciz durumunda olacağını belirterek İİK 266 maddesi gereği ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      İİK'nun 264. maddesinin son fıkrasında, genel haciz yoluyla yapılan takipte, ihtiyati haczin icrai hacze dönüşeceği zaman düzenlenmiş olup, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte itiraz icrayı durdurmayacağından, ödeme emrinin tebliğinden sonra İİK nun 168/2. maddesinde öngörülen on günlük ödeme süresinin geçmesi üzerine ihtiyati haciz, kendiliğinden icrai hacze dönüşür. Somut olayda, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emrinin 10.04.2015 tarihinde tebliğ edildiği ve ödemenin 14.04.2014 tarihinde yapıldığı dikkate alındığında, belirtilen ödeme tarihi itibarı ile İİK.nun 168/2.maddesinde öngörülen on günlük süre geçmediğinden, ihtiyati hacizlerin icrai hacze dönüşmediği görülmektedir....

        Tasarrufun iptali davaları, tasarruf konusu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağının temini imkanı sağlayan nispi nitelikteki bir dava türü olup, ihtiyati haciz İİK'nın 281/2 maddesinde ayrıca ve açıkça düzenlenmiştir. Bu gibi davalarda, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için davanın tam olarak kanıtlanması beklenemez. İleri sürülüş biçimine ve delil durumuna göre, yaklaşık ispat durumunda her iki tarafı da mağdur etmeyecek bir biçimde ihtiyati haciz kararı verilebileceği konusunda duraksamamak gerekir. Eğer taşınmaz elden çıkarılmış ise verilecek haczin teminat karşılığında olması da zorunludur. İhtiyati haczin, İİK'nun 281/2 maddesinde ayrıca ve açıkça düzenlenmiş bulunmasına, davalılar arasındaki tasarrufa konu taşınmazların daha sonra davalı 3.kişi tarafından elden çıkarılması nedeniyle görülmekte olan davada, davalı 3....

        İcra Müdürlüğü'nün 2011/13120 esas sayılı dosyasından 21.01.2013 tarihli sıra cetveli düzenlendiğini, tüm satış bedelinin işbu dosyaya aktarıldığı, ancak haczin kesinleşmediğini, borçlunun takibe itiraz ettiğini, sıra cetvelinin düzenlendiği tarih itibariyle ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmediğini, bu dosyadan konulan ihtiyati haciz tarihinin 08.12.2012 olduğunu, kendilerinin ilk ihtiyati haciz tarihinin 09.12.2012 olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili; İstanbul 22. İcra Müdürlüğü'nün 2011/13120 esas sayılı dosyasından yapılan haczin hem tarih hem de ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle ilk haciz olduğunu, İİK'nın 69. maddesi gereğince borca itirazın satıştan başka hiçbir icra işlemini durdurmayacağını savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; şikayete konu sıra cetvelinin İstanbul 22....

          D.iş K. sayılı ihtiyati haciz kararı alındığı, 25/11/2015 tarihinde icra takibine başlandığı, 26/11/2015 tarihinde anılan ihtiyati haciz kararına dayanılarak hacizler uygulandığı, gönderilen ödeme emrinin bila tebliğ iade edildiği, 09/12/2015 tarihinde de şikayetçi-borçlunun çalışmakta olduğu kurumdan almakta olduğu maaşı üzerine ihtiyati haciz konulmasının talep edildiği, talebin kabulü üzerine maaş haciz müzekkeresinin yazıldığı, borç miktarı olarak ihtiyati haciz kararında yer alan miktara yer verildiği ve maaşından kesintiler yapıldığı görülmüştür. O halde mahkemece, ihtiyati haciz kararı nedeniyle ve ihtiyati haciz kararına uygun olarak borçlunun maaşı üzerine haciz konulduğu gözetilip şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

            UYAP Entegrasyonu