Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, 20.2.2015 tarihli tensip kararı ile tasarrufun iptali davasında dava açmanın ön şartlarının var olup olmadığının anlaşılması için tapu kayıtlarının, taşınmazın devrine ilişkin belgelerin, takip dosyalarının, icra takibine konu belgenin dosyaya kazandırılması gerektiği bu kayıtların kazandırılmasından sonra dava ön şartının varolup olmadığının anlaşılacağı dava önşartı olmadan ihtiyati hacze karar verilmesinin hakkaniyetle bağdaşmayacağı anlaşıldığından davacının ihtiyati haciz talebinin reddi gerektiği, ayrıca davacının ihtiyati haciz talebindeki amacının alacaklarının semeresiz kalmamasına ilişkin olduğu bu talebi itibarıyla dava konusu taşınmazların 3.kişilere satılması halinde davanın konusuz kalacağı anlaşıldığından taşınmazların davalı olduğu hususunda tapu müdürlüğüne yazı yazılmasına karar vermek gerektiği gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş; ara karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini garanti altına almak için mahkeme kararıyla borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır.Geçici hukuki korumalardan olan ihtiyati haciz kararı verilmesi için talebin yargılamayı gerektirir olması sonuca etkili değildir. Çünkü yasa koyucunun amacı talep eden tarafın haklarının kanaat getirilecek deliller kapsamında geçici süre içerisinde koruma altına almaktır. Somut olayda; davacı tarafından davalı adına düzenlenen ödeme dekontu ile taraflar arasında olduğu ileri sürülen mailler sunularak ihtiyati haciz talebinde bulunulmuştur. Mahkemece; dava dilekçesiyle birlikte yapılan ihtiyati haciz talebi duruşma sırasında incelenmiş,ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş ise de, muaccel alacağın varlığı konusunda kanaat verici delil sunulup sunulmadığı incelenmemiştir.HMK'nin 297. maddesine aykırı şekilde gerekçesiz olarak yaklaşık ispat sağlanmadığından istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....

      Davacı taraf; İstanbul BAM 9 Hukuk Dairesi'nin E. 2020/1830 K. 2020/3899 T. 5.11.2020 sayılı ilamı ile Yargıtay 17 Hukuk Dairesi'nin 2019/2782 Esas ve 2019/11935 Karar 12/12/2019 tarihli kararına dayanarak, ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz talep etmiş ise de, bizatihi Yargıtay kararının içerisinde açıklandığı üzere, HMK 31. maddesi kapsamında; ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz noktasında talebi sarih olarak açıklattırılarak; hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekir ise de mahkemenin talebi ihtiyati haciz olarak inceleyerek red kararı verdiği, davacı tarafın da red kararını istinaf ettiği, istinaf sebepleri içerisinde ayrıca tedbir talebinde bulunduğuna yönelik ayrıca bir açıklamanın yer almadığı, talebindeki muradın ihtiyati haciz istemek olduğu sonucuna varıldığından anılı husus hükmün ortadan kaldırılma nedeni yapılmamıştır. Geçici hukuki koruma kurumu olan ihtiyati haciz İİK'nun 257 vd. maddelerinde düzenlenmiştir....

      Bu yasal çerçeve içerisinde davacı vekilinin istinaf talebi değerlendirildiğinde; Mahkemece, davacı tarafın ihtiyati haciz talebi red edilmiş ise de dava dilekçesine ekli mevcut kaza tespit tutanağı, davalı sürücü hakkında verilen mahkumiyet kararı ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, ihtiyati hacze karar verilebilmesi için gerekli yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda alacağın varlığının ve miktarının kesin olarak ispatı, bu aşamada gerekli bulunmadığından, İİK'nın 257/2. maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek, ihtiyati haciz talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, açıklanan gerekçe ile talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu nedenlerle; davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebine ilişkin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b/1. maddesi uyarınca esastan reddine; davacı vekilinin ihtiyati haciz talebine ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir....

      Bu yasal çerçeve içerisinde davacı vekilinin istinaf talebi değerlendirildiğinde; Mahkemece, davacı tarafın ihtiyati haciz talebi red edilmiş ise de dava dilekçesine ekli mevcut kaza tespit tutanağı, davalı sürücü hakkında verilen mahkumiyet kararı ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, ihtiyati hacze karar verilebilmesi için gerekli yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda alacağın varlığının ve miktarının kesin olarak ispatı, bu aşamada gerekli bulunmadığından, İİK'nın 257/2. maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek, ihtiyati haciz talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, açıklanan gerekçe ile talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu nedenlerle; davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebine ilişkin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine; davacı vekilinin ihtiyati haciz talebine ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir....

        SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, ihitiyati haciz talep eden vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın ihtiyati haciz talep eden yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden ihtiyati haciz talep edene iadesine, 23/01/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY YAZISI İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili dilekçesinde, 2013 yılı başından itibaren faturadan kaynaklanan alacaklarının ödenmediğini, ödemenin ertelendiğini, karşılığında 17.10.2014 keşide tarihli 118.230 TL bedelli çekin verildiğini ileri sürmüş, dayanak olarak da, 17.10.2014 keşide tarihli çek ile irsaliyeli faturaları göstermiştir. Buna göre, ihtiyati haciz talebi, bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan alacağa ilişkin olup, bu alacağın ödenmemesi üzerine çek verildiği anlaşılmaktadır....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin her ikisinin de geçici hukuki koruma tedbiri mahiyetinde olup sebepleri ve sonuçlarının farklı olduğu, ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz diye bir müessesenin hukukumuzda olmadığı, talebin ya ihtiyati tedbir yada ihtiyati haciz olacağı, tedbir talebi HMk 389. madde şartlarını taşımadığından, haciz talebi İİK 257/2. madde şartlarını taşımadığı, ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz isteminin hukuki dayanağı olmadığı gerekçeleriyle talebin reddine karar verilmiştir....

            İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için tam ispat şart olmayıp yaklaşık ispat yeterlidir. Bu davalarda davacı alacaklı tarafından ihtiyati tedbir talep edildiğinde, mahkemece talebin ihtiyati haciz talebi olarak değerlendirilmesi gerekli olup, ihtiyati tedbir kararı verilmiş olması halinde verilen kararın ihtiyati haciz olarak kabulü gerekir. İİK'nın 281.maddesi gereğince tasarrufun iptali davası için özel olarak getirilmiş olan ihtiyati haciz isteyebilme imkanı ve hacze ilişkin karar yalnız alacaklının o malı satışa çıkarabileceğinin bilinmesi anlamında değil, aynı zamanda başkalarına devir ve ferağının önlenmesine yönelik tedbir niteliğindedir. 9. Yargıtay kararlarında da vurgulandığı üzere; İİK’nın 258/I hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin “alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece 18/02/2022 günlü ara karar ile; davalının itirazın kısmen kabulü ile; davalı vekilinin ihtiyati haciz kararına yapmış olduğu itirazın kısmen kabulü ile 100.000,00 TL maddi tazminat talebi açısından ihtiyati haciz kararının devamına, 750.000,00 TL manevi tazminat istemi açısından davalı vekilinin itirazının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı T7 vekili istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesince maddi tazminat yönünden verilen ihtiyati haciz kararının da kaldırılması gerektiğini, söz konusu ihtiyati haczin müvekkilinin ekonomik dengesini bozacağını, müvekkilinin mal kaçırma cihetine girmediğini, maddi tazminat yönünden verilen ihtiyati haciz kararının hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

            İhtiyati haciz kararına itiraz eden davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Yerel Mahkeme kararında, ihtiyati haciz için hiçbir gerekçe yazmamış, sadece kanun maddeleri tekrar edildiğini, davacı da haklılığını ispatlayacak hiçbir belge dosyaya sunamadığını, Oysaki HMK m. 391/2- b uyarınca "Tedbirin, açık ve somut olarak hangi sebebe ve delillere dayandığı" mahkemenin kararında yer alması gerektiğini, bir an için davacının ihtiyati haciz talebi kabul edilse dahi, ihtiyati haciz isteyen davacı, hacizde haksız çıktığı takdirde müvekkilin bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesuldür ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 87. maddesinde yazılı teminatı vermeye mecburdur....

            UYAP Entegrasyonu