Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi de aynı hukuki sonuçları doğurur. O halde mahkemece, borçluya satış ilanı tebligatının usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeni ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, 17.03.2015 tarihli satış kararında, ihale konusu iki taşınmazdan feshi istenilen 11 nolu bağımsız bölüme ilişkin olarak ihalenin 10.40-10.50 saatleri arasında yapılacağına karar verildiği halde, karara aykırı olarak ihalenin 11.00-11.10 saatleri arasında yapılacağı şeklinde satış ilanı düzenlenmesi de usule uygun değildir....
Davacı taraf dava dilekçesinde; satışa hazırlık işlemlerinden kaynaklanan nedenlerle ihalenin feshi isteminde bulunulabilmesi için usulsüz olduğu ileri sürülen hususun ihaleden önce şikayetçi tarafından öğrenilmemiş olması, öğrenilmiş ise; İİK'nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olması gerekir. Şikayetçi, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü ihaleye hazırlık dönemine ilişkin bir durumu yasal sürede icra mahkemesine şikayet yoluyla ileri sürmez ise daha sonra aynı nedene dayalı olarak ihalenin feshini isteyemez. Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneğinin borçluya tebliği zorunludur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, icra emrinin, kıymet takdir raporunun ve satış ilanının usulsüz tebliği şikayetine, kıymet takdirine yönelik şikayete ve ihalenin feshi istemine ilişkindir. İİK.'nın 134. maddesinde ihalenin fesih nedenleri teker teker belirtilerek gösterilmemiştir. Sadece (ihalenin Borçlar Kanununun 226. maddesinde yazılı), (satış ilanının tebliğ edilmemiş olması), (satılan malın esaslı niteliklerindeki hata) ve (ihaledeki fesat) nedeniyle ihalenin bozulabileceğine değinilmiştir. İhalenin bozulma nedenleri gerek doktrinde ve gerekse Yargıtay uygulamasında; 1- İhaleye fesat karıştırılması, 2- Arttırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı işlemler, 3- İhalenin yapılması sırasındaki hatalı işlemler, 4- Alıcının taşınmazın önemli nitelikleri hakkında hataya düşürülmüş olması, şeklinde sıralanabilir. Yine İİK. 'nun 134/2....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava, İİK'nın 134. maddesine dayalı ihalenin feshi istemine ilişkin şikayettir. Akçakoca İcra Müdürlüğü'nün 2018/1820 esas sayılı dosyası ile, alacaklı Nişa Yapı San. ve Tic. Ltd. Şti, tarafından borçlu T1 aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığı, ihaleye konu taşınmazların 28/02/2020 tarihli ihale ile alacağa mahsuben alacaklı Nişa Yapı San. ve Tic. Ltd. Şti'ye ihale edildiği, şikayetçi borçlunun, diğer fesih nedenleri ile birlikte taşınmazın ihalesine yönelik tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek ihalenin feshini talep ettiği, mahkemece usulsüz tebligat iddiası yerinde görülerek ihalelerin feshine karar verildiği görülmüştür. Tebligat kanunun 23. maddesinin 6. bendinde ve "Tebliğ mazbatasında bulunması gereken bilgiler ve tanzimi'' başlıklı Tebligat Yönetmeliğinin 35. maddesinin (e) bendinde tebliğ tarihinin, saatinin ve nerede yapıldığının tebligat mazbatasına yazılacağının düzenlendiği görülmüştür....
Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi de aynı hukuki sonuçları doğurur. Öte yandan İİK'nun 134/7. maddesi uyarınca borçluya (varsa vekiline) satış ilanı tebliğ edilmemiş ya da usulsüz tebliğ edilmiş ise satışı öğrendiği tarihten itibaren yedi günlük sürede ihalenin feshini isteyebilir. O halde mahkemece, borçlunun ihaleyi öğrendiğini beyan ettiği tarihin aksi ispat edilemediğine göre, süresinde ve İİK'nun 134/7. maddesinde öngörülen ihaleden itibaren bir sene içerisinde olan şikayetinin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan ihale alıcısı, şikayet dilekçesinde taraf olarak gösterilmesine rağmen, ihale alıcısı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından başlatılan takipte, borçlu vekilinin, satış ilanı tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, ihalenin feshi isteminin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur. Satış ilanının, borçlu vekiline 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 17. maddesi uygulanmak suretiyle tebliğ edilmek istendiği görülmektedir....
Birleşen 2019/363 esas 2019/675 karar sayılı dosyada davacı eski tapu maliki T3 dava dilekçesinde özetle; yapılan ihalenin usul ve yasaya aykırı olduğunu, satış ilanının müvekkili vekil ile temsil ediliyor olmasına rağmen asilin değişik adreslerine yapıldığını, dosyada vekile yapılan bir tek satış ilanı tebligatı dahi bulunmadığını, ayrıca müvekkiline gönderilen satış ilanı tebliğlerinin de usulsüz olduğunu, satış ilanı tebliğ mazbatalarının da Tebligat Kanunu hükümlerine aykırı olduğunu beyan ederek ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2019/3447 E sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından davacı - borçlu hakkında yapılan takip nedeniyle borçluya ait bir kısım taşınmazlar üzerine haciz konulduğu, satışına karar verilerek yazılan talimat üzerine İstanbul Anadolu Gayrimenkul Satış Dairesinin 2021/625 Talimat sayılı dosyasında yapılan ihalede davacının şikayetine konu taşınmazın satışının gerçekleştiği, davacı tarafından İstanbul Ataşehir ilçesindeki taşınmazın satışına ilişkin olarak 25/05/2022 tarihinde yapılan ihalenin feshinin istendiği, mahkemece taşınmaz satışının İstanbul Anadolu Gayrimenkul Satış Dairesince yapıldığı belirtilerek yetkisizlik kararı verildiği, karara karşı davacı-borçlu tarafından istinaf kanun yoluna müracaat edildiği anlaşılmıştır. İhalenin feshi şikayeti için görevli mahkeme İcra Mahkemesidir. İhalenin feshi davası talebi, ihaleyi gerçekleştiren icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesine şikayet yolu ile yapılır....
İcra ve İflas Kanununda 134/2. maddesinde ihalenin feshini isteyebilecek kişiler sınırlı olarak sayılmış olup, davacı borçlu ihalenin feshini isteyebilecektir. Davacı tarafından tebliğin usulsüz olduğu, kıymet takdirinden uzun süre geçtikten sonra satış yapıldığı, mükellefiyetler listesinin ilgililere tebliğ edilmediği gerekçesi ile ihalenin feshinin talep edildiği, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği, davacı tarafından satış ilanının usulsüz tebliğinin incelenmediği, para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu ileri sürülerek istinaf yoluna başvurulduğu görülmüştür. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur. Borçlunun, takip dosyasındaki vekili ile ihalenin feshi şikayetinde bulunan vekilin aynı olduğu, bu vekil ile icra dosyasında temsil edildiği tespit edilmiştir....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Borçlu başvurusunda, diğer fesih nedenlerinin yanı sıra, kıymet takdirine ilişkin ve sair tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurmuştur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesinde; “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” denilmekte olup Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesinde ise; “Kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” düzenlemesi yer almaktadır. Mevcut bu mevzuat karşısında, öncelikle kendisine tebliğ yapılacak şahsın adreste bulunmadığı tespit edilerek mazbataya yazılmalı, daha sonra aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine tebligat yapılmalıdır....