Davacı Hazine, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında yer olduğu iddiası ile dava açmış, Orman Yönetimi orman iddiası ile davaya müdahil olmuştur. Mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu parselin orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından taşınmazın orman olmadığı gerekçesiyle temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır....
Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile, Hazine taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında yerlerden olduğu iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece Hazinenin davasının reddine, Orman Yönetiminin davasının kabulü ile 134 ada 3 nolu parselin orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince yapılan orman kadastro ve 2/B madde uygulaması vardır....
Yargılama sırasında ..... taşınmazın miras bırakan babası ... intikal ettiğini ve tüm mirasçıların hakkının bulunduğu iddiası ile, Hazine ise taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiası ile davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacılar ve katılan Hazine’nin davasının reddine, katılan davacı ....’ın davasının kabulüne, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile ... mirasçıları adına payları açıkça gösterilmek sureti ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, katılan davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 03.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....
Davacı Hazine, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiası ile dava açmış, Orman Yönetimi ise orman iddiası ile müdahil olmuştur. Mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu parselin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır....
Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile, davacı gerçek kişi, taşınmazın ortak murislerinden kaldığı iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, dava konusu parselin tespit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tesbitine itirazdır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel kısmen orman alanı içinde bırakılmıştır....
düzenleme olarak nitelendirilebileceği, bu kapsamda günlük yemek ihtiyacının karşılanmasında herhangi bir nedenle doğacak aksaklıkta yüklenicinin sorumluluğunun yemeğin temini ile sınırlı olduğu anlaşıldığından, davacının bu iddiası yönünden dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı; Davacının 3....
Borçlunun, teminat amacı ile boş olarak imzalayıp dava dışı şirkete verdiği senedin, alacaklı tarafından anlaşmaya aykırı olarak doldurulup takibe konulduğu iddiası, İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, anılan itirazın ise icra mahkemesince aynı Yasanın 169/a maddesi uyarınca incelenerek sonuçlandırılması gerekir. Somut olayda, borçlu, takibe dayanak senetteki imzanın kendisine ait olduğunu beyan etmiştir. Borçlunun, takibe dayanak senedin, veresiye fişi aslından koparıldığına ilişkin sahtelik iddiası yargılamayı gerektirdiğinden, dar yetkili icra mahkemesinde incelenmesi mümkün değildir. O halde mahkemece, borçlunun itirazının reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı gerekçeyle takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; davacının 1. iddiası yönünden; dava konusu ihalenin Sözleşme Tasarısı’nın “Sözleşmeye aykırılık halleri, cezalar ve sözleşmenin feshi” başlıklı 16’ncı maddesinde “16.1.2....
İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Somut olayda, dava konusu ...... sırasında 350 TL değerindeki bilgisayar için kendisi adına, diğer mahcuzlar yönünden ise davalı 3. kişi ... adına istihkak iddiasında bulunan ...'ün üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olduğuna dair dosyada bilgi ve belge bulunmadığı görülmektedir. Takip dosyasındaki bilgi ve belgelere göre, davalı üçüncü kişi tarafından ......den itibaren İİK’nun 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır. Bu sebeple, 3.şahıs tarafından usulüne uygun yapılmış bir istihkak iddiası bulunmadığının kabulü gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine bono alacağından dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, takibe konu bonolarda davacının keşideci, davalının ise lehtar olduğu, davacıya 23/12/2019 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, 27/12/2019 tarihinde davacının borcun 17.000,00- TL'sini kabul ederek kısmi ödeme iddiası ile geri kalan miktara itiraz ettiği, senetlerdeki imzaya itirazının bulunmadığı, ödeme iddiasının İİK 169/a maddesi kapsamında ispatlanamadığı, dar yetkili icra hukuk mahkemesinde ödeme iddiası ile ilgili tanık deliline dayanılamayacağı, bu nedenle davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....