WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 63. maddesi uyarınca, itiraz eden borçlu, itirazın kaldırılması duruşmasında, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez. Zamanaşımı itirazı, senet metninden anlaşılan itiraz sebepleri arasındadır (Prof.Dr.Baki Kuru, İİH-1. Cilt 1988- sh.242 ve devamı). Öte yandan takibin genel haciz yoluyla yapılmış olması bono için yasada öngörülen zamanaşımı süresinin uygulanmayacağı sonucunu doğurmaz. Somut olayda, takip dayanağı bononun 17/04/2015 keşide ve 29/04/2016 vade tarihli olduğu, 05/10/2020 tarihinde genel haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlu tarafından cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunulduğu, takibe konu bono kambiyo vasfına haiz olup vade tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK'nun 778. maddesinin göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 749. maddesi gereğince takip tarihi itibariyle üç yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmıştır....

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemekle zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, halefiyet gereği davacının halefi olduğu firmanın kusurundan da sorumlu olduğunu, dava dışı firmanın kusuruna dayalı olarak ödeme yapmış ise de bu ödemeleri müvekkili firmadan isteyemeyeceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ---------- E sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır....

    Bu tarihler arasındaki icra müdürlüğünce reddolunan acz vesikası verilmesi talebi ile dosyanın fotokopisinin mahkemeye gönderilmesi talebi takibin devamını sağlayan icra takip işlemlerinden olmadığından zamanaşımını kesen nitelikte işlemler değildir. Bu nedenle 13/06/2011 tarihli haciz talebi ile 22/09/2014 tarihli haciz talebi arasında zamanaşımını kesen takip işlemi yapılmadığı, 6 aylık zamanaşımının gerçekleştiği anlaşılmıştır. O halde, mahkemece, takip sonrası zamanaşımı gerçekleştiğinden istemin kabulü ile İİK'nun 71/son maddesinin göndermesiyle aynı Kanun'un 33/a maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir....

      Borçlunun takibe itiraz aşamasında tayin ettiği vekilin bu davada yetkili bulunup bulunmadığı davanın açılması sırasında belli olmadığından dava dilekçesinin vekil yerine asile tebliğ edilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı vekilinin dava dilekçesinin vekile tebliği gerektiği yönündeki istinaf istemi yerinde bulunmamıştır. Ancak; davalı vekilinin icra takibine itiraz aşamasında icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, Mahkemece davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmıştır. İtirazın iptali davaları, icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olup davada yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi dava ön şartıdır. İtirazın iptali davasında mahkemece, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir....

      Borçlunun takibe itiraz aşamasında tayin ettiği vekilin bu davada yetkili bulunup bulunmadığı davanın açılması sırasında belli olmadığından dava dilekçesinin vekil yerine asile tebliğ edilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı vekilinin dava dilekçesinin vekile tebliği gerektiği yönündeki istinaf istemi yerinde bulunmamıştır. Ancak; davalı vekilinin icra takibine itiraz aşamasında icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, Mahkemece davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmıştır. İtirazın iptali davaları, icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olup davada yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi dava ön şartıdır. İtirazın iptali davasında mahkemece, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir....

      Kararı, davacı vekili ve davalı temyiz etmişlerdir. 1-Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden; Dava, erken konut teslim edilen davalı ortaktan, kullanımdan doğan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Takip konusu alacak, genel kurullarca belirlenmiş, konutu erken teslim edilen ortaklardan alınan ek aidat niteliğindedir. Bu itibarla mahkemenin alacağın ortaklık yükümlülüğünden kaynaklanan bir alacak olmadığı yolundaki gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. Yine davalı tarafça icra takibine itirazında zamanaşımı ileri sürülmüşse de davada, süresinde zamanaşımı def'inde bulunulmamış, sonradan ileri sürülen bu savunmaya davacı tarafça muvafakat edilmemiştir....

        Davalı cevap dilekçesinde özetle; açılan bu davayı kabul etmediğini, eldeki dava ile ilgili olarak zamanaşımı , hak düşürücü süre, görev, yetki, sıfat ve husumet yönünden ayrı ayrı itiraz ettiğini, davacı firmaya borcunun olmadığını, borca ve faize , imzaya itiraz ettiklerini, itirazın iptali davalarının görülebilmesi için güncel bir icra takibinin olması gerektiğinin dava şartı olduğunu, takibin 2018 tarihinde açıldığını, bu takibe de itiraz ettiğini, bu nedenle itiraz üzerinden 1 yıl geçmiş olmakla ortada geçerli bir icra takip doyası olmadığını, davanın reddini karar verilmesini talep ettiğini görülmüştür. DELİLLER VE GEREKÇE Dava; elektrik tüketimi nedeniyle dönemsel tahakkuk ettirilen ve ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili amacıyla davalı abone aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Ankara 16. Asliye hukuk Mahkemesinin 2020/6 Esas 2020/2 Karar sayılı görevsizlik kararı ile dosya Mahkememize tevzii olmuştur....

          DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; eser sözleşme ilişkisinden kaynaklı 1 adet faturaya dayalı hak ediş alacağının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali istemine konu ... İcra Dairesinin 2016/... esas sayılı takip dosyası celp ve tetkik edilmiştir. İcra takibine dayanak fatura suretinin dosyada mübrez olup 18/09/2007 tarihli olduğu görülmüştür. ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/... esas sayılı dava dosyası uyap üzerinden celp ve tetkik edilmiştir. Anılı dosyanın tetkikinde; istinaf incelemesi neticesinde önceki mahkeme kararı kaldırılmakla ilk derece mahkemesi nezdinde derdest olduğu, aynı taraflar arasında, aynı sözleşme ilişkisine dayalı olduğu ancak farklı fatura alacağı ile farklı icra takip dosyasına vâki itirazın iptali isteminin konu edildiği saptanmıştır....

            Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; İlk derece mahkemesince de belirtildiği üzere, iki adet bonoya dayalı olarak ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığı, takibe dayanak senetler incelendiğinde, yasada öngörülen unsurlarının tam olması sebebiyle kambiyo vasfına haiz oldukları anlaşıldığından, TTK'nun 778. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken aynı kanunun 749. maddesi gereğince, zamanaşımı süresinin üç yıl olduğu, davalı borçlu vekili tarafından icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde, açıkça zamanaşımı itirazında da bulunulduğu, takibe dayanak bonoların vade tarihlerinden itibaren takip tarihine kadar olan dönemde üç yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, bonoların zamanaşımına uğramış olduğu anlaşıldığından, artık bu bonolara dayalı olarak itirazın kaldırılması talep edilemeyeceğinden, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

            Davacı, ilk icra takibi itiraz üzerine durmuş ve derdest iken bu icra takibine itirazın iptali istemiyle dava açmak yerine, asıl davaya konu icra takibini başlatmış ve itiraz üzerine itirazın iptali istemiyle asıl davayı açmış olup, bu durumda asıl davada mükerrer takibin söz konusu olduğu, dolayısıyla davacının asıl davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı açıktır. Öte yandan asıl davanın usulden reddedilmesi üzerine, bu kez davacı ilk icra takibine itirazın iptali istemiyle birleşen davayı açmıştır. İİK 67/1 m. uyarınca itirazın iptali davasının itirazın tebliği tarihinden itibaren 1 yılık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir. Birleşen davaya konu icra takip dosyasında itirazın tebliğine dair belgeye rastlanılmamıştır. Asıl davanın açıldığı tarih itibariyle ancak asıl davaya konu icra takibinden haberdar olunduğu kabul edilebilir....

              UYAP Entegrasyonu