WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Şikayetçi damadı ...hakkında başlatılan genel haciz yolu ile takipte, 02/06/2014 tarihinde icra müdürlüğüne başvurarak yapmış olduğu icra kefaletinin şekil şartlarını haiz olmadığından geçersiz olduğunu ileri sürerek icra emri ile buna dayalı olarak yapılan haciz ve muhafaza işlemlerinin iptalini talep etmiş, mahkemece, icra emrine karşı şikayetlerin yedi günlük sürede yapılması gerektiği, istemin ise süresinde olmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

    İcra Müdürlüğü 2014/641 Esas sayılı takip dosyası ile takip yapıldığını, takibe itiraz edildiğini, itirazın iptali ile takibin devamına, borcun %20’ si oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... ...; ne ihtarnamede ne de ödeme emrinde borcun kaynağının ayrıntılarının belirtilmediğini, 25/01/2011 tarihinde kefil olarak imzalamış olduğu genel kredi sözleşmesi gereğince verilen kredi borçlarının ödenerek kapandığını ve kefaletinin son bulduğunu, davacı bankanın asıl borçlu ...ile 31/07/2013 tarihinde tekrar bir kredi sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşmeye istinaden kredi kullandırdığını, 31/07/2013 tarihli kredi sözleşmesinde kefaletine konu 25/01/2011 tarihli kredi sözleşmesine herhangi bir atıfta bulunulmadığını, 31/07/2013 tarihinde kullandırılan kredi de kefaletinin söz konusu olmadığını, borcun dayanağının 31/07/2013 tarihli kredi sözleşmesi olduğunu savunarak, davanın reddini ve %20 oranında kötü niyet tazminatı talep etmiştir....

      - KARAR - Davacı vekili, davacı ile dava dışı ... arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, davalının sözleşmeye müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine icra takibine geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, ...’a kefil olmadığını, ...’a kefil olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre,takibe dayanak sözleşmede borçlu olarak ... görünmesine karşın sözleşmedeki imzanın ...'a ait olmadığı, davalı ...'ın mevcut sözleşme ve borç nedeniyle sorumlu tutulmasının olanaklı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir....

        ile müvekkili arasında yapılan kira sözleşmesinin müşterek borçlusu ve müteselsil kefili olduğunu, kira sözleşmesin in hükümleri gereğince aylık kira sözleşmesinin zamanında ödenmemesi halinde kira dönemi sonuna kadar işleyecek olan tüm kiraların muaccel hale geleceğinin ve her kira parası için aylık %12 oranında gecikme faizi ödeneceğinin kararlaştırıldığını, kira sözleşmesinin başlangıç tarihi olan 20.02.2010 tarihinden itibaren hiç ödeme yapılmaması nedeniyle kiracı ve kefil aleyhine yapılan icra takibine davalı borçlu kefilin itirazının iptali ile % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir.Davalı, Şubat ve Mart ayı kira bedellerinin ödendiğini, kendisinin adi kefil olduğunu, faizin fahiş olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, kira sözleşmesi hükümleri gereğince kefilin kefaletinin müteselsil olduğu, kira sözleşmesinde muacceliyet şartının bulunduğu, kefil tarafından bir kısım ayların kira bedellerinin ödendiği savunulsa da bu hususun ispatlanamadığı...

          Dosyaya ibraz edilen bilimsel ve hüküm tesisine elverişli bilirkişi raporlarına göre,dava dışı kredi borçlusunun 19/09/2019 dava tarihi itibariyle borç tutarının genel toplamda 240.027,65 TL, icra kapak hesabındaki harç, vekalet ücreti ve masraflar toplamı 31.214,47 TL'nin eklenmesiyle 271.269,12 TL olduğu, her iki sözleşmede de kefaleti bulunmakla birlikte, şirket ortağı olmayan ve kefaletin eş muvakafati bulunmayan ...'nın kefaletinin geçerli olduğunun kabulü halinde borcun tamamından sorumlu olduğu, icra dosya kapak hesabına göre 461.771,03 TL -271.269,12 Tl= 190.501,91 TL, kefaletininin geçerli olmadığının kabulü halinde ise icra dosya kapak hesabına göre 461.771,03 TL borçlu olmadığı, sadece taksitli ticari kredi dayanağı 22/05/2013 tarihli Genel kredi Sözleşmesinde imzası bulunan ...'...

            Diğer taraftan icra dairesinde alınan kefaletler İİK 38. madde uyarınca ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. Bu bakımdan icra kefaletinin geçersizliğine yönelik iddia; genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, yargılamayı gerektirmekle birlikte, İİK 38. Maddesi uyarınca ilam hükmünde olan icra kefalet işleminin ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, yani icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekilde şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir....

            İcra Müdürlüğü'nün 2019/... Esas sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını ve mal varlığına haciz işlemi yapılarak mağduriyete sebep olunduğunu beyanla müvekkilinin icra dosyası ve dayanağı olan 14.10.2014 tanzim 09.08.2019 vade tarihli senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine, icra dosyasında yapılan takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile ...Ltd. Şti.arasında kredi sözleşmeleri akdedildiğini, ...'...

              Gerekçe ve Sonuç İcra kefaletinin Türk Borçlar Kanununa göre geçerli olmaması nedeniyle icra emri gönderilemeyeceği şikayeti, takip konusu belgenin ilam hükmünde belge olmadığı şikayeti olup, İİK'nın 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabi olduğu, 08.01.2020 tarihli haciz tutanağında icra kefaletine ilişkin hususların icra memurunun el yazısı ile düzenlendiği ve yasanın aradığı koşullara uygun olmadığı gerekçesi ile şikayetin kabulü ile icra dosyasından düzenlenen 14.01.2020 tarihli icra emrinin iptaline, icra emrine dayanarak yapılan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı istinaf başvurusunda bulunmuştur....

                - K A R A R - Davacı vekili, dava dışı...’a kullandırılan “Ticari İşlek Kredi”sine davalıların kefalet verdiğini, hesabın 27.12.2005 tarihli ihtarname ile kat edildiğini, alacağın tahsili için 2006/1846 Esas sayılı icra takibi yapıldığını, takibe itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı ... savunmasında, kefaletinin 08.10.2001 ve 14.04.2003 tarihli sözleşmelere ait olduğunu, bu sözleşmeler ile kullandırılan kredilerin geri ödendiğini ve kefaletinin sona erdiğini, daha sonra borçlu ile imzalanan 11.02.2005 tarihli sözleşme ile kullandırılan krediye ilişkin sorumluluğu olmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. Davalılar ... ve ..., talep edilen alacağın hangi sözleşmeden kaynaklandığının anlaşılamadığını, aynı sözleşmelere dayalı başkaca icra takibi ve davalar açıldığını, bunların birlikte incelenmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre, 12.175....

                  İstinaf Sebepleri Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece alınan ek bilirkişi raporunda müvekkilinin kefaletinin bulunmadığı yeni genel kredi sözleşmesinin imzalandığı 27.03.2018 tarihi ile hesabın kat edildiği 03.01.2019 tarihleri arasında borç bakiyesinin sıfırlandığının tespit edildiğini, müvekkilinin kefaletinin bulunduğu hesap sıfır bakiye verdikten sonra, yeni oluşacak bir borç bakiyesinin artık müvekkilinin kefaletinin bulunduğu sözleşmeden kaynaklandığının söylenemeyeceğini, yerleşik Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğunu, aksi kabul edilse dahi alacak likit olmadığından müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, mahkemece dava kısmen kabul edilmesine rağmen müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir. C....

                    UYAP Entegrasyonu