ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/06/2020 NUMARASI : 2019/317 ESAS 2020/143 KARAR DAVA KONUSU : Emrin KARAR : Davalı vekili cevap dilekçesi özetle; davacı tarafın, müvekkilin ilk Elektrik Enerji Ür. San. Ve Tic. Aş.'nin ortaklarından olduğunu, şirketin ödenmeyen damga vergisi ve prim borçları nedeniyle, müvekkil kurum tarafından davacıya gönderilen 2019/10506, 2019/10507, 2019/10508, 2019/10438, 2019/10439, 2019/10440 takip numaralı ödeme emirlerinin haksız ve usulsüz olduğunu iddia ederek bu ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesini, açılan bu davanın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir....
Bu cezaya emri veren makam tarafından karar verilir. (2) Bu madde, ancak ilgili kanunda açıkça hüküm bulunan hallerde uygulanabilir. (3) 1.3.1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 526 ncı maddesine diğer kanunlarda yapılan yollamalar, bu maddeye yapılmış sayılır.'' hükümlerini amir olduğu, somut olayda Midyat Kadastro Mahkemesi tarafından yazılan yazı ile istenilen hususlarda ... tarafından cevap verilmediği gerekçesi ile 5326 sayılı Yasanın 32. maddesi uyarınca idari yaptırım kararı uygulandığı anlaşılmış olup, yetkili olduğu konusunda tereddüt bulunmayan Midyat Kadastro Mahkemesi tarafından adli işlem nedeni ile verilen bir emrin yerine getirilmemesi nedeni ile uygulanan idari yaptırım kararının hukuka uygun olduğu, 5271 sayılı Yasanın 332. maddesinde belirtilen düzenlemenin Yargıtay Ceza Genel Kurulu' nun 22.04.2021 tarih, 2020/5-337 Esas, 2021/162 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, kamu görevlileri bakımından TCK'nun 257. maddesinde anılan suçu oluşturabileceği, 5326...
Dosya içeriğine göre; Davacının 03.06.2017- 15.01.2019 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde Eskihisar İDO Feribot İskelesi terminalinde özel güvenlik görevlisi olarak görev yaptığı, iş akdinin araç arama görevini gerektiği gibi yapmaması nedeniyle güvenlik zaafiyetine sebep verildiği, araç altı görüntüleme cihazını kullanmadığı gerekçesiyle haklı nedene dayanılarak feshedildiği anlaşılmakta olup, dinlenen davacı tanık beyanlarına göre davacının araçların bagajlarının açılarak aranması işlemini yasalara aykırı olduğu gerekçesiyle yapmadığı, diğer arama işlemlerini gerektiği gibi yaptığı, araçların bagajlarının aranması işlemi için işverenden yazılı talimat istendiği ancak yazılı bir talimatın verilmediği, sözlü olarak aranma işleminin istendiği, davacı ve diğer bazı personellerin emrin yasalara aykırı olması nedeniyle yerine getirilmediği için iş akdinin feshedildiğini beyan etmiş olup, tüm dosya kapsamına göre davacının yasaların verdiği yetki sınırları içerisinde kalarak yasal...
Kolluk amirinin yazılı emri ile yapılan arama sonuçları Cumhuriyet Başsavcılığına derhal bildirilir.Arama karar veya emrinde; a) Aramanın nedenini oluşturan fiil, b) Aranılacak kişi, aramanın yapılacağı konut veya diğer yerin adresi ya da eşya, c) Karar veya emrin geçerli olacağı zaman süresi, Açıkça gösterilir. (3) Arama tutanağına işlemi yapanların açık kimlikleri yazılır....
Anılan maddeler uyarınca arama kararında; aramanın nedenini oluşturan fiil, aranılacak kişi, aramanın yapılacağı konut veya diğer yerin adresi ya da eşya, karar veya emrin geçerli olacağı zaman süresi, aranılacak eşyanın elde edilmesi halinde el konulup konulmayacağı hususlarının açıkça gösterilmesi gerekmektedir....
Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının yazılı emri veya bu emrin alınamadığı hâllerde ise kolluk amirinin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kâğıtları, eşyası ve aracı aranamaz, konutuna girilemez ve buradaki eşyaya el konulamaz. Cumhuriyet Başsavcılıklarınca, arama ile ilgili kararları vermek üzere, yirmidört saat süreyle bir nöbetçi Cumhuriyet savcısı görevlendirilir. Yetkili merciin yazılı emri yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi hâlde, el koyma kendiliğinden ...” hükmüne yer verilmiştir. Kolluk görevlilerinin yaptıkları işlem en basit haliyle eşyayla ilgili arama işlemidir. Arama yapılabilmesi için bu durumda 5271 sayılı Kanun'un 119 uncu maddesi gereğince hakim kararı veya Cumhuriyet savcısının yazılı veya sözlü talimatı ya da kolluk amirinin yazılı emir vermesi zorunludur. 5271 sayılı Kanun’da rızaen aramaya yer verilmemiştir....
gerektiren bir suçtan sanık olarak yakalanıp nezaret altında bulunan veya herhangi bir suçtan hükümlü veya tutuklu olup da tutulması veya nakil ve sevki jandarmaya verilmiş olunan kişilerin kaçmaları veya bu maksatla jandarmaya saldırıları halinde yapılacak "dur" ihtarına itaat edilmemiş ve kaçmaya ve saldırıya engel olmak için başka çare bulunmamışsa, korumakla memur oldukları yer, tesis ve diğer yapılar ile karakol ve silah deposu gibi yerlere, elindeki silaha veya kendisine teslim edilmiş kişilere karşı vuku bulacak saldırıyı başka türlü savuşturma imkanı olmamışsa, ağır cezayı gerektiren ve meşhut cürüm halinde bulunan suçlarda suçlunun veya infaz kurumu ve tutukevinden kaçan hükümlü veya tutuklunun saklı olduğu yerin aranması sırasında, o yerden şüpheli bir şahıs çıkarak kaçtığı ve dur emrine kulak asmadığı görülerek başka türlü ele geçirilmesi mümkün olmazsa, görevi sırasında jandarmaya tecavüze veya karşı koymaya elverişli silahların ve aletlerin teslimi emredildiği halde, emrin...
sayılı ödeme emrin 2011 yılı matrah arttırımı nedeniyle tahakkuk eden katma değer vergisi ve kurumlar vergisine ilişkin kısmı yönünden; temyize konu kararda söz konusu borçların davacının kanuni temsilci olduğu döneme ilişkin olduğu belirtilse de; kanuni temsilcilik sıfatının kazanılmasında veya kaybedilmesinde ortaklar kurulu kararının esas olduğu ve davacının da 22/12/2011 tarihli hisse devir sözleşmesi ile ortaklıktan ve kanuni temsilcilik görevinden ayrıldığı, ticaret siciline tescil ve ilanın ise açıklayıcı mahiyette olduğu dikkate alındığında matrah arttırımında bulunulduğu 31/05/2011 tarihinde ve matrah artırımının muhtelif taksitlerinin ödenmesi gerektiği dönemde davacının asıl borçlu şirketi temsil yetkisi bulunmadığından davacının anılan borçlardan kanuni temsilci sıfatıyla sorumlu olmadığı soncuna varılmıştır. Dava konusu ... tarih ve ... ve ......
Tüm dosya kapsamı ve davalı tanık beyanlarından davacının mesai arkadaşlarının hayatına doğrudan müdahale ve şikayete konu edilmesi halinde suç teşkil edebilecek ses kaydı alma şeklinde gerçekleşen feshe konu eyleminin; iş hayatında güven ortamını temelinden sarsacak, iş akdini artık sürdürülemez hale getirecek, sözleşmenin feshi için haklı fesih ağırlığında bir neden olduğu, haklı nedenle iş akdi feshedilen işçinin savunmasının alınmasının zorunlu olmadığı, davacı tarafça söz konusu eylemin amirleri olan Fatih Sıdar’ın isteği ve bilgisi doğrultusunda gerçekleştirildiğinin işverene karşı dava açtığını beyan eden, aralarında menfaat birlikteliği bulunduğu değerlendirilebilecek davacı tanık beyanları dışında her türlü şüpheden uzak şekilde ispat edilemediği, tanık olarak dinlenilen Fatih Sidar’ın ses kaydının bilgisi dahilinde alındığı iddiasını kabul etmediği gibi aksi halin kabulü halinde bile konusu suç teşkil eden emrin yerine getirilmemesi gerektiği, bu nedenlerle işveren tarafından...
(yeni) hisse senedi alım talimatı ve karşılığında portföyünde bulunan 4.500 lot Ereğli hisse senedi satış talimatı verdiğini, ancak dealer ...’nun bu emirleri borsaya 194.000 lot olarak ilettiğini, bu emrin 135.000 lotu Ünal Tarım A.Ş. (yeni) alışı olarak ve karşılığında 4.860 Lot Ereğli hisse senedi satışı olarak gerçekleştirildiğini, 22.4.2004 tarihinde müşteri tarafından herhangi bir başka talimat verilmediğinin ses kayıt incelemelerinden anlaşıldığını, müşteri talimatına aykırı olarak fazla alınan ve satılan hisse senetleri hakkında dealırın geçerli bir açıklama yapamadığını, bunun üzerine müşteri hesabında yeterli bakiye ve portföy bulunması nedeniyle görevli personel ...'na söz konusu senette eski-yeni farkının müşteri tarafından bilinip bilinmediği ve müşterinin aranarak bu hususun belirtilmesi ve müşterinin bilgisinin bulunduğu şeklinde şirketlerine yönelik yazılı beyanının alınması gerektiği talimatının verildiğini, ...'...