Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı borçlu 09.02.2016 tarihli itiraz dilekçesi ile, alacaklının dosyaya ibraz etmediği dayanak belge suretlerinde müvekkili şirket yetkilisi tarafından atıldığı iddia olunan imza asılları görülemediğinden, belge asılları taraflarına tebliğ edildikten sonraki hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik kabul etmediklerini, taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin yargılamayı gerektirdiğini, bu nedenle ödeme emrine, alacağa, faize ve diğer tüm ferilerine itiraz ettiklerini, ödeme emri ekinde hiçbir dayanak belge olmadığından takibe bu yönüyle de itiraz ettiklerini, dayanak belge aslı kasaya alındığı zamana kadar da imza ve diğer itiraz haklarını saklı tuttuklarını bildirerek itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur....

    Daha önce takibe konu edilen ve mahkemece takibin devamına karar verilen alacak kalemleri yönünden takibe devam edilebilmesi için ayrıca bir icra emri gönderilmesine gerek yoktur. Ancak itirazın iptali kararında ilk defa hüküm altına alınan alacakların tahsili için ilamlı icra takiplerinde çıkarılması gereken örnek 4- 5 icra emrinin borçluya gönderilmesi gerekir…” ifadeleri yer almaktadır....

    İlk derece Mahkemesi 24/12/2020 tarih, 2020/367 esas ve 2020/533 karar sayılı kararı ile; borçluya gönderilen ödeme emrinin 22/06/2020 tarihinde bila ikmal iade olduğu, borçlu vekilinin icra dosyasına itiraz dilekçesi sunduğu, itiraz dilekçesi içeriğinde sürelerden feragate ilişkin beyan olmadığı, icra dosyası kapsamında ödeme emrinin hiç tebliğ edilmediği hususunun ihtilafsız olduğu, öğrenme ile itiraz süresinin başlayabilmesi için borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunması gerektiği, ancak böyle bir durumda Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihi tebliğ tarihi kabul edileceğinden, itiraz süresinin de bu tarihten başlayacağı, eldeki takipte, borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığından Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinin uygulanma imkanı olmadığı, bu durumda borçluya ödeme emri tebliğ edilmediğine ve itiraz süresi işlemeye başlamadığına göre, borçlu hakkındaki takibin kesinleştiğinden söz edilemeyeceği, kesinleşmemiş takip...

    Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki kambiyo senedine dayalı ilamsız takipte usulsüz tebligat ve borca itiraz şikayetinden dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile; ... İcra Dairesi'nin 2021/77897 Esas sayılı dosyasında davacıya ödeme emri tebliğ işleminin iptali ile ödeme emri tebliğ tarihinin 06.12.2021 tarihi olarak tarihi olduğunun tespitine, davacının kambiyo senetlerine mahsus takibe ilişkin itiraz ve şikayetlerinin reddine karar verilmiştir. Kararın borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

      Davacı/borçlular vekilinin başvurusu, daha önce müvekkillerine takip dosyasından icra emri gönderildiği ve tebliğ edildiği, müvekkillerince takibe yönelik şikayet başvurusunda bulunulup, icra mahkemesince şikayetin reddine yönelik karar verilmiş iken, bu karardan sonra borçlular vekili olarak kendisine ikinci kez icra emri tebliğinin geçersiz olması nedeniyle iptali talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesi kararında da belirtildiği üzere, alacaklının talebi ile borçlulara (vekille temsil ediliyorlarsa vekillerine) ikinci kez icra/ödeme emri tebliği sadece yeniden itiraz veya şikayet hakkı doğurur. Bu husus borçlular lehine olduğu gibi, ikinci kez icra emri tebliğinin borçlular aleyhine doğurduğu bir sonuç bulunmamaktadır....

      Mahkemece, borçlunun takibe itiraz etmediği gibi 30 günlük yasal süre içerisinde takip konusu kira borcunu da ödemediği, bu nedenle temerrüt şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen icra takibi nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Karara esas alınan ve icra takibine dayanak yapılan 01.07.2010 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı 30.06.2015 tarihinde başlattığı icra takibinde 3.120.00 TL kira alacağının faiziyle tahsilini talep etmiştir. Ödeme emri 02.07.2015 tarihinde borçluya tebliğ olunmuş, davalı borçlunun itiraz etmemesi üzerine takip kesinleşmiştir....

        GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Aksaray İcra Müdürlüğünün 2023/13 Esas sayılı dosyası ile müvekkili şirket aleyhine takip başlatıldığını, müvekkili şirkete 02/01/2023 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinde her hangi bir dayanak belgenin bulunmadığı, bu sebeple takibin ve ödeme emrinin iptalinin gerektiğini, bu ödeme emrine yönelik icra müdürlüğüne aynı gün itiraz edildiğini, takibin durduğunu, sonrasında icra müdürlüğünce alacaklı vekilinin talebi üzerine 06/01/2023 tarihinde ödeme emri ile dayanak belgelerin müvekkili şirket yerine vekili olarak tarafına tebliğ edildiğini, müvekkiline ayrıca tebliğ edilmediğini bu sebeple bu ödeme emrinin iptalinin gerektiğini belirterek takibin ve ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Somut olayda; alacaklı tarafından, takip dayanağı herhangi bir belge ibraz edilmeden takibe başlandığı, borçluya çıkartılan ödeme emri ekine de takip dayanağı belgenin eklenmediği, borçlunun, icra müdürlüğüne sunduğu itiraz dilekçesinde, borca, ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz ettiği, iş bu itirazın kaldırılması davasında alacaklının dava dilekçesi ekinde icra mahkemesine sunduğu belgenin borçluya tebliği üzerine, borçlunun verdiği cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanında, alacaklı tarafından sunulan belge altındaki imzaya itiraz ettiği görülmektedir. Bu durumda, alacaklının itirazın kaldırılması için sunduğu belge mücerret borç ikrarını içeren adi senet niteliğinde ise de, takibe dayanak belge ödeme emri ekinde borçluya tebliğ edilmediğinden, borçlunun belgedeki imzasını ikrar etmiş olduğu sonucuna varılamaz....

          İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/10/2019 NUMARASI : 2019/1268 ESAS - 2019/1258 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü....

          İİK’nun 149. maddesinde “İcra Müdürü, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmiş ise ayrıca bunlara birer icra emri gönderileceği” düzenlenmiştir. İİK'nun 149. maddesine göre aralarında zorunlu takip arkadaşlığı olan borçlu ile rehin veren hakkında birlikte takip yapılmalıdır. İcra müdürlüğünce yasanın emredici bu hükmüne rağmen malike icra emri gönderilmemesi ve dolayısı ile malike itiraz ve def’ilerini ileri sürme hakkı verilmemesi yasaya aykırıdır. Bu eksiklik ancak HMK'nun 124. maddesine göre, alacaklı tarafından, malike karşı ek takip talebinde bulunulup icra emri gönderilmesi suretiyle sonradan tamamlatılabilir. Bu husus takibin her aşamasında ve süresiz olarak ileri sürülebilir....

          UYAP Entegrasyonu