Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı (üçüncü kişi) vekili, haczin yapıldığı binanın çok katlı ikiz bloklardan oluştuğunu, borçlunun ticaret sicilde kayıtlı olan adresinin ön bloktaki 1 numaralı daire iken Temmuz 2009’da bu adresten ayrıldığını, dava konusu haczin ise üçüncü kişinin faaliyet gösterdiği arka bloktaki 2 numaralı dairede yapıldığını, burasının ve haczedilen eşyaların borçlu ile ilgisinin bulunmadığını, davacının borçlu şirketin ortağı olmakla birlikte iki ayrı tüzel kişilik olarak farklı adreslerde faaliyetlerini sürdürdüklerini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....

    Davalı (alacaklı) vekili, dava konusu haczin 1 yıl içinde satış istenmediğinden ortadan kalktığını, üçüncü kişinin istihkak davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, satışı davanın açılması ile öğrendiklerini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu aracın trafik kaydına haciz konulmasından sonra satın alındığı“ gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. İstihkak davalarında geçerli bir haczin bulunması dava şartı olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir. Dava konusu haciz 23.09.2009’da konulmuş, istihkak iddiası 04.05.2011’de doğrudan dava açma yolu ile ileri sürülmüştür....

      Mahkemece toplanan delillere göre; “aksi sabit oluncaya kadar geçerli haciz tutanağına göre, üçüncü kişinin haczin yapıldığı iş yerini borçludan devraldığını beyan ettiği ve tutanağın aksini kanıtlayamadığı,borçludan satın alınan malların miktarının da iş yeri devri niteliğinde olduğu, BK’nnu 179. maddesi gereğince devralanın da işletmenin borçlarından sorumlu bulunduğu ”gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş;hüküm,davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava,üçüncü kişinin İİK’nnu 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı (üçüncü kişi) EMSY Gıda Ltd. Şti....

        nün 2010/2793 sayılı dosyasında borçlunun emekli ikramiyesine haciz konulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, haczin kaldırılması talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece borçlunun emekli ikramiyesine daha hak kazanmadan ileriye yönelik olarak haciz işleminin yapılamayacağı gerekçesi ile şikayetin kabulüne ve haczin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. İcra takibinde taraf olmayan 3.kişinin, taraf olmadığı icra takibindeki hacizlerin iptalini isteme hakkı bulunmayıp, bu yöndeki iddialarını ancak ileride sıra cetveli yapılması halinde, sıra cetveline itiraz olarak ileri sürmesi mümkündür. O halde mahkemece, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeni ile reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan HMK'nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde "gerekçeli kararın yazıldığı tarihin" yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır....

          Mahkemece toplanan delilere göre;“haczin yapıldığı yerin ödeme emrinin tebliğ edildiği adres olduğu,işyerini borçludan devraldığını ileri süren üçüncü kişinin alacaklıya karşı sorumlu bulunduğu, bir başka takip dosyasında alacaklı olan davacının mahcuzları, işyerini devraldığı tarihten sonra ihalede satın aldığını ileri sürmesinin genel yaşam deneyi kuralları ile bağdaşmadığı” gerekçesi ile davanın ve tazminat talebinin reddine karar verilmiş,hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava. Üçüncü kişinin İİK7nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Davacının delil olarak dayandığı ... İcra Müdürlüğü’nün ......

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.kişi, Bursa 8. İcra Müdürlüğü’nün 2008/7367 Esas Gebze 1. İcra Müdürlüğü’nün 2008/1007 talimat sayılı dosyasından, 13.06.2008 tarininde haczedilen makinaların kendisine ait olduğunu belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılması dava ve talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili, davacı ile borçlunun karı koca olduğunu, borçlunun eşi adına açtığı dükkan üzerinden ticari faaliyetlerini sürdürdüğünü belirterek davanın reddini savunmuştur....

              Mahkemece toplanan delillere göre: davacı üçüncü kişinin borcun doğumundan önce haciz adresindeki faaliyetine başladığı, burada borçlu adına tebligat yapılmadığı, mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olduğu, davalı alacaklının karinenin aksini kanıtlamaya elverişli delilleri sunamadığı, haciz adresinde daha önce borçlunun kayınpederinin faaliyet gösterdiği ancak borçlu ile ortaklık ilişkisinin bulunmadığı, ayın şekilde üçüncü kişi ile de muvazaalı bir ilişki içinde bulunmadığı, bilirkişi incelemesi ile de iki firma arasında iş yeri devri yapılmadığının ve mahcuzların ticari kayıtlarda yer aldığının tespit edildiği gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına ve üçüncü kişi lehine tazminata karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Davalı (alacaklı) vekili, haczin borçlunun ahır ve müştemilatında yapıldığını, küçükbaş hayvanların kulak numaralarının bulunmadığını ve davacı adına kayıtlı olmasının imkansız olduğunu,diğer hayvanlar yönünden de istihkak iddiasının yasal hiçbir dayanağının bulunmadığını, hakkında icra takipleri bulunan borçlunun kardeşi olan davacı ile danışıklı hareket ettiğini, üçüncü kişinin evli olup şehirde yaşamını sürdüğünü belirtilerek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere göre: “mahcuzların davacı üçüncü kişiye ait olduğunun anlaşıldığı “ gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava,üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir....

                  Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Dava konusu haciz adresindeki iş yerinin borçlu tarafından üçüncü kişiye devredildiği konusunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Hacizde ele geçen faturalar 25.09.2010 tarihli olup borçlu tarafından üçüncü kişi adına düzenlenmiştir. Bulunan faturalar da iş yeri devrinin yapıldığını göstermektedir. Üçüncü kişinin dayandığı vergi levhasına göre iş yeri devrinin icra takibine dayanak senedin düzenlenmesinden, yani borcun doğum tarihinden sonra yapıldığı anlaşılmaktadır. Devir ile ilgili İİK’nun 44. maddesindeki gereklerin yerine getirildiği iddia ve ispat edilememiştir. Bu durumda 6098 Sayılı TBK’nin 202. (818 Sayılı BK’nin 179.) maddesi uyarınca işletmeyi devralan üçüncü kişinin de işletmenin borçlarından sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davanın reddi yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı biçimde karar verilmesi hatalı olmuştur....

                    Şu hale göre, işin esasının incelenmesi gerekirken üçüncü kişinin istihkak davası hakkında karar verildiği, üçüncü kişinin bu dava haricinde haczin İİK 97 ve devamı maddeleri yerine İİK 99 maddesinin uygulanmasına ilişkin bir şikayetinin bulunmadığı kaldı ki dava tarihinde şikayete konu yapılacak bir icra müdürlüğü kararı olmadığı halde üçüncü kişinin İİK'nın 97-99 maddelerini uygulanmasına ilişkin talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararın kaldırılarak ilk derece mahkeme kararının bozulması yönündeki çoğunluk görüşüne katılamıyorum....

                      UYAP Entegrasyonu