Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü’nün 2006/149 Esas sayılı dosyasında, takip borçlusunun bilinen adreslerinde bulunamaması nedeni ile Mernis’ten alınan kayda göre gidilen adreste 26.10.2009 günü haciz uygulandığını, üçüncü kişinin borçlu ile aynı evi paylaştığı halde istihkak iddiasında bulunduğunu, İİK'nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunu, üçüncü kişinin karinenin aksini kanıtlamakla yükümlü bulunduğunu belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı (üçüncü kişi) vekili, muhtarlık kayıtları, elektrik ve su aboneliği gibi resmi kayıtlara göre haciz adresinin üçüncü kişiye ait olduğunu, borçlu ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını belirterek davanın reddine ve haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı (borçlu), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir....

    Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu haczin ödem emrinin borçlunun tebliğ edildiği yerde yapıldığı, bu sırada borçlunun da hazır bulunduğu, mülkiyet karinesinin borçlu yararına olduğu, üçüncü kişinin sunduğu, borcun doğumundan sonra düzenlinmiş faturaların istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli olmadığı, üçüncü kişinin iş yerini devraldığını iddia ettiği ancak bununla ilgili gereklerin yerine getirilmemesi karşısında BK’nun 179. maddesi uyarınca devralanın da işletmenin borçlarından sorumlu olacağı“ gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, üçüncü kişinin taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması talebinin reddi işleminin iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK'nın 16. maddesi. 3. Değerlendirme 1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup alacaklı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....

        Davalı (alacaklı) vekili, haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği takip adresinde yapıldığını, üçüncü kişi ve borçlunun kardeş olduğunu ve hacizde ele geçen kartvizitten de birlikte çalıştıklarının anlaşıldığını,mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunu, sunulan delillerin karinenin aksini kanıtlamaya elverişli bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere göre : “haczin yapıldığı iş yeri ile ilgili mali kayıtlar davacı adına olsa da hacizde ele geçen kartvizitten borçlu ve üçüncü kişinin birlikte çalıştığının anlaşıldığı” “gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş;hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Davalı (alacaklı) vekili, haczin borçlunun adresinde yapıldığını, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğunu, sunulan belgelerin istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli olmadığını, öte yandan üçüncü kişinin davacının kızı olduğunu, istihkak iddiasının muvazaalı olarak ileri sürüldüğünü belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu haczin takip borçlusunun ticaret sicil kaydında geçen faaliyet adresinde yapıldığı, ödeme emrinin de burada tebliğ edildiği, üçüncü kişinin faaliyet adresinin burası ile ilgisinin bulunmadığı, ancak baba kız olan üçüncü kişi ve borçlunun önlü arkalı sokaklarda aynı alanda çalıştığı, sunulan faturaların mahcuzlara uygunluğunun belirlenemeyeceği“ gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu haczin borçlunun adresinde yapıldığı, vergi dairesinde üçüncü kişinin sunduğu faturalarla ile ilgili herhangi bir kaydın bulunmadığı, faturaları düzenleyen şirketin mükellefiyet kaydının ise 29.04.2009’da re’sen kapatıldığı, faturaların bu tarihten sonra düzenlendiği, davacının sunduğu kira sözleşmesine konu malların açıkça belirtilmediği, tanık beyanlarının tek başına istihkak iddiasını kanıtlamaya yeterli kabul edilemeyeceği“ gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir....

              Mahkemece toplanan delillere göre; “dava konusu haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde yapıldığı, borçlunun iş yerini terk dilekçesi ve kapanış tarihleri ile üçüncü kişinin işe başlama tarihi dikkate alındığında, borçlu ile kardeşi olan üçüncü kişinin alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı işlemler yaptıklarının kabulü gerektiği” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Davacı üçüncü kişinin temyiz incelemesi sırasında gönderdiği 01.03.2011 havale tarihli dilekçesi ile davasından ve temyizden feragat ettiğini bildirdiği görülmüştür.Feragat öncelikle ele alınıp incelenmesi gereken hususlardandır. Bu nedenle feragate ilişkin bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....

                Mahkemece toplanan delillere göre; “dava konusu haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde yapıldığı, borçlunun iş yerini terk dilekçesi ve kapanış tarihleri ile üçüncü kişinin işe başlama tarihi dikkate alındığında, borçlu ile kardeşi olan üçüncü kişinin alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı işlemler yaptıklarının kabulü gerektiği” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Davacı üçüncü kişinin temyiz incelemesi sırasında gönderdiği 01.03.2011 havale tarihli dilekçesi ile davasından ve temyizden feragat ettiğini bildirdiği görülmüştür.Feragat öncelikle ele alınıp incelenmesi gereken hususlardandır. Bu nedenle feragate ilişkin bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....

                  Mahkemece toplanan delillere göre; “haczin, takip borçlusunun ticaret sicilde kayıtlı faaliyet adresinde yapıldığı, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, ispat yükü altında bulunan üçüncü kişinin karinenin aksini kanıtlamaya elverişli delilleri sunamadığı” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş;hüküm,davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava,üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı (üçüncü kişi) Batı-Pak ofset Baskı A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 1,55 TL kalan onama harcının temyiz eden davacı 3.kişiden alınmasına 21.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Davalı (alacaklı) vekili, dava konusu hacizde borçlu ... ’ın hazır bulunduğunu, haczin yapıldığı yerin takip adresi olduğunu,burasını aynı zamanda takibe dayanak bonoda da borçluların adresi olarak gösterildiğini,istihkak iddia edenin borçlular ... ve ... ile kardeş olduğunu, sunulan faturaların da borç doğumundan sonra düzenlendiğini, alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı hareket ettiklerini belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere göre; “haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde,borçlunun huzurunda yapıldığı, davacının iş yerinin burası dışında bir yer olduğu” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir....

                      UYAP Entegrasyonu