WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

dışında meydana gelmiş olması, üst hakkı nedeni ile davacının tasarruf yetki ve ehliyetinin sınırlanmış olması, taşkın kullanım nedeni ile neden olunan zararların taşkın kullanımı yapan üst hakkı sahibinden talep edilmesi gerektiği anlaşılmakla, DAVANIN REDDİNE..." şeklinde karar verilmiştir....

    dışında meydana gelmiş olması, üst hakkı nedeni ile davacının tasarruf yetki ve ehliyetinin sınırlanmış olması, taşkın kullanım nedeni ile neden olunan zararların taşkın kullanımı yapan üst hakkı sahibinden talep edilmesi gerektiği anlaşılmakla, DAVANIN REDDİNE..." şeklinde karar verilmiştir....

      Yıl irtifak hakkı bedeli için 517.741,64 TL irtifak hakkı bedeli takdir edildiğini, söz konusu vafırtan 13 yıl üst hakkı bedeli 517.741,64 TL ve üst hakkı bedelinin artışından kaynaklanan %6 oranındaki 4.485,01 TL kati teminat farkının ödenmesi hakkındaki 09/09/2014 tarih ve 78299 sayılı yazı 09/09/2014 tarihinde tebliğ edildiğini,söz konusu vakıf tarafından 09/09/2014 tarih ve 224470 sayılı makbuz ile irtifak hakkı bedeli, 09/09/2014 tarih sayılı alındı belgesiyle kati teminat farkı Defterdarlık Mahasebe Müdürlüğü veznesine yatırıldığını, 13.yıl üst hakkı bedeli belirlenirken gerekli piyasa araştırmasının yapıldığı , dava konusu 14. Yıl bedeli de söz konusu vakıfla düzenlenen resmi senedin 7. Maddesine istinaden 13. Yıl bedelinin ÜFE oranında arttırılması sonucu hesaplandığını açıklayarak davanın reddine vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre;davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. 1-Dava, iş yeri sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında "Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dâva, sigorta poliçesinden doğan bir dâva değildir. Bu nedenle, halefiyet dâvası bir ticarî dâva sayılamaz. Bu dâva, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dâva gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dâva açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu dâvası için de söz konusudur" şeklinde vurgulanmaktadır. TTK'nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer....

        Kural olarak üst hakkı tesisi, önce tarafların üst hakkı kurulması konusunda yazılı veya sözlü anlaşmış olmaları, ilgili tapu siciline giderek iradelerini resmi senet düzenlemeye yetkili olan memur huzurunda açıklayıp üst hakkı kuruluş senedi yapmaları,  sonra da resmi memurdan üst hakkının bir irtifak hakkı olarak taşınmaz kaydına şerh edilmesi veya tescilini istemeleri suretiyle olur. Somut olayda da; yukarıda açıklanan niteliklerde bir üst hakkı mevcuttur. Diğer irtifak haklarında olduğu gibi üst hakkı da sürenin sona ermesi ile veya yüklü ya da yararlanan taşınmazın yok olması ile terkin edilebileceği gibi Türk Medeni Kanununun 831. maddesi uyarınca sözleşmeye aykırılık nedeniyle de terkini mümkündür....

          Üst hakkı tesisine ilişkin resmi senet, 30 yıldan daha az bir süre için yapılmışsa bunun, tapunun irtifak hakları sütununda gösterilmesi yeterlidir. Şayet üst hakkı, 30 yıldan fazla bir süre için düzenlenmişse o zaman tapu kütüğünün ayrı bir sayfasında bağımsız bir taşınmaz mal künyesi gibi tescil edilir. Buna uygulamada, bağımsız ve sürekli üst hakkı denilmektedir. Üst hakkının sahibine, başkasına ait taşınmaz üzerinde veya altındaki binalar nedeniyle yararlanma hakkı sağladığı kuşkusuzdur. Dolayısı ile üst hakkı sahibi, hak kapsamındaki bir yer üzerinde Türk Medeni Kanununun 683.maddesinin mülkiyet hakkı sahibine tanıdığı yetkileri kullanabilir. Burada üzerinde durulması gereken diğer bir husus da Türk Medeni Kanununun 827.maddesidir....

            Bilindiği üzere üst hakkı, başkasının taşınmazı üstünde veya altında inşaat yapma veya önceden yapılmış bir inşaatı koruma yetkisi sağlayan ve inşaat üzerinde irtifak hakkı sahibine mülkiyet hakkı kazandıran bir irtifak hakkıdır. Üst hakkına ilişkin hükümlerin Türk Medeni Kanununun 726. ve 826 ila 836. maddelerinde düzenlendiği görülmektedir. Üst hakkı olarak tanımlanan bu hakkın, bağımsız ve sürekli nitelikte ise hak sahibinin istemi üzerine tapu kütüğüne “taşınmaz” olarak kaydı mümkündür. ( TMK m. 826/3) En az otuz yıl için kurulan üst hakları sürekli nitelikte kabul edilir. Üst hakkını bağımsız kabul edebilmek için de başkasına devrinin taraflarca kısıtlanmamış olması gerekir. Öte yandan; irtifak hakkı, tescilin terkini veya yüklü ya da yararlanan taşınmazın yok olmasıyla sona erer (TMK m.783). Lehine irtifak kurulan taşınmaz için bu hakkın sağladığı hiç bir yarar kalmamışsa, yüklü taşınmazın maliki bu hakkın terkinini isteyebilir....

              İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Ödeme emri içeriği bina vergisine konu gayrimenkulün tapu kayıtları, yapı kullanma izni ve üst hakkı sözleşmesine göre malikinin Bandırma Belediye Başkanlığı olduğu, taşınmaz üzerinde davacı ortak girişim lehine 29 yıl süreli üst hakkı tesis edildiği, dosyada davacı adına intifa hakkı tesis edildiğine dair bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, her ne kadar davalı idare tarafından, bir üst hakkına dayalı olarak başkasına ait bir arazinin altında veya üstünde sürekli kalmak üzere inşa edilen yapıların mülkiyetinin üst hakkı sahibine ait olacağı ve bina vergisi mükellefi olacağı iddia edilmekte ise de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile üst hakkı sahibine tanınan bu imkandan hareketle emlak vergisi uygulamasında üst hakkı sahibinin malik konumuna alınarak mükellef olarak kabul edilmesi halinde, binanın maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa bunlara malik gibi tasarruf edenleri mükellef olarak belirleyen 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun...

                İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Ödeme emri içeriği bina vergisine konu gayrimenkulün tapu kayıtları, yapı kullanma izni ve üst hakkı sözleşmesine göre malikinin Bandırma Belediye Başkanlığı olduğu, taşınmaz üzerinde davacı ortak girişim lehine 29 yıl süreli üst hakkı tesis edildiği, dosyada davacı adına intifa hakkı tesis edildiğine dair bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, her ne kadar davalı idare tarafından, bir üst hakkına dayalı olarak başkasına ait bir arazinin altında veya üstünde sürekli kalmak üzere inşa edilen yapıların mülkiyetinin üst hakkı sahibine ait olacağı ve bina vergisi mükellefi olacağı iddia edilmekte ise de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile üst hakkı sahibine tanınan bu imkandan hareketle emlak vergisi uygulamasında üst hakkı sahibinin malik konumuna alınarak mükellef olarak kabul edilmesi halinde, binanın maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa bunlara malik gibi tasarruf edenleri mükellef olarak belirleyen 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun...

                  ten doğmuş ve doğacak alacaklarını 26.03.2013 tarihli Temlik Sözleşmesi ile davacıya temlik ettiğini, davalının da bu temliğe onay verdiğini, Temlik Sözleşmesi kapsamında temlik borçlusunun borcu ödemeye başladığını, yine Temlik Sözleşmesi dışında kredinin teminatını teşkil etmek üzere ....... parselde kayıtlı ve davalının intifa hakkı ve üst hakkına sahip olduğu arsa üzerinde davacı lehine ipotek tesis edildiğini, ancak temlik eden yüklenicinin zamanla temerrüte düştüğünü, davacı tarafından üst hakkı ve intifa hakkının paraya çevrilmesi için takip yapıldığını, dava dışı Hacettepe Üniversitesi tarafından da açılan dava ile ipoteğin fekkinin talep edildiği ve mahkemece ihtiyati tedbir kararı verildiğini, kiracılara yönelik son tespitin icra müdürlüğü vasıtasıyla 20.05.2019 tarihinde yapıldığını, aradan geçen zamanda kiracıların değiştiği ve kira bedellerinin arttığını, yeni kiracıların tespitinin yapılamadığını, davalının kira bedellerini tahsil ettiği halde kiracılara ilişkin bedellerin...

                    UYAP Entegrasyonu